31.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERİÇ TAFOLAR Ankara
Özel, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak şunları kaydetti:
- SIĞINAKTA TEK GÖRÜŞ: O gece darbe olduğunda aşağıdaki sığınakta bir görüş hakimdi. Bir genel hava vardı: ‘Bu darbe savuşturulur, meclis güçlenerek çıkar.’ Ülkeyi geren başkanlık ve meclisi geren içtüzük tartışmaları artık yapılmaz deniliyordu. Devlet Bahçeli, bu tartışmaları yeniden başlatana kadar Erdoğan’ın ağzından başkanlık talebi hiç çıkmamıştı. AKP de bunu söylememişti. Bahçeli’nin AKP ile bir iletişim ve etkileşim halinde bu işi yaptığı anlaşılıyor.
- ÖZGÜR TARTIŞMA ORTAMI YOK: CHP olarak bir kere Türkiye’de anayasa yapılacak özgür bir tartışma ortamının olmayacağını düşünüyoruz. Yüzde 97 ile oluşmuş bir parlamento olmasına rağmen, partisinden elini çekmeyen bir cumhurbaşkanına karşı, iktidar partisinin parlamenter demokrasiyi savunmaması nedeniyle bir sistem krizinin içerisindeyiz. Anayasayı korumakla yükümlü olan anayasal organlar, anayasal görevlerini ihmal ediyor.
- BİLGİ, FİKİR VE YOL KİRLİLİĞİ: OHAL ile yönetilen, meslek örgütlerine el konmaların konuşulduğu, akademisyenlerin sadece fikirlerini bildirdikleri bildirgeler yüzünden meslekten ihraç edildiği bir noktada anayasa tartışmanın zemini olduğunu düşünmüyoruz. Bugünkü tartışmalarda bir bilgi kirliliğinin, fikir kirliliğinin, yol kirliliğinin bulunduğunu düşünüyoruz. Darbe anayasasıyla karşı karşıyayız. Türk tipi başkanlık, Türk tipi anayasa deniliyor. Aslında bu Tayyip tipi bir başkanlık.
- GÜLEN’İN ELDE EDEMEDİĞi: Kişiye özel anayasalar, genelde askeri darbeler sonrası yapılan anayasalardır. Bugün de Erdoğan’ın talepleri üzerinden ortaya konulan, onu başkan yapmak ve istediği tüm yetkileri almasını mümkün kılacak bir değişiklik konuşuluyor. Bu da hedef kirliliği. Bir sarayın içinden devleti yönetmeleri ve orada atanmış bakanlardan oluşan bir saray hükümeti tasarlıyorlar. Gülen’in askeri darbeyle elde edemediklerini başkanlık sistemiyle elde etmeyi düşünen bir yapıyla karşı karşıyayız.