Arkeoloji Bilim ve kültürde bir öncü

Bilim ve kültürde bir öncü

18.09.2023 - 03:00 | Son Güncellenme:

Osman Hamdi Bey, İstanbul Arkeoloji Müzelerinin, ülkemizin kültürel mirasının tahribinin önüne geçecek 1884 Âsâr-ı Atîka Nizamnâmesi’nin, tüm dünyada bugün saygın bir yeri olan Türk arkeolojisinin öncü ismidir.

Bilim ve kültürde bir öncü

Rahmi Asal/ İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü - İnşaat Mühendisi Yaşar Yılmaz, Müze’mizin ve Türk arkeolojisinin en önemli ismi, kültürel mirasımızın korunması açısından büyük çalışmalar gerçekleştiren Osman Hamdi Bey hakkında çok sayıda olumsuz ve zaman zaman hakarete varan ithamlarda bulunmaya devam ediyor. Nedenini bilemediğimiz bu aşırı ithamlara Osman Hamdi Bey’in yaptıklarına duyduğumuz büyük saygı ve vefa borcumuz nedeniyle yanıt verme ihtiyacımız doğdu. Osman Hamdi Bey’in Türk arkeolojisi ve müzeciliği için yaptıklarına ve kültürel mirasın korunması için gösterdiği çabalarına burada kısaca değinmek onun ne denli büyük işler yapan saygın bir kişiliğe sahip olduğunu anlatabilir umarız.

Haberin Devamı

 Özverili çalışma

Türk ve dünya müzecilik tarihinde tartışmasız çok büyük yeri olan İstanbul Arkeoloji Müzelerinin, kurumsal bir müze kimliğine Osman Hamdi Bey’in aydın, entelektüel, sabırlı, özverili ve zeki kişiliğiyle ulaştığı yadsınamaz. Osman Hamdi Bey, 1881 yılından itibaren devraldığı Müze’yi kendinden öncekilerle kıyaslanamayacak derecede geliştirmiş, büyütmüş ve ona kurumsal bir kimlik kazandırmıştır. II. Abdülhamid, Avrupa müzeleriyle yarışabileceğini gördüğünden bu müze için yeni bir binanın yükselmesine onay vermiş, Osman Hamdi Bey’in dostları da bu projenin hayata geçirilmesinde önemli roller oynamıştır. Müze-i Hümâyûn’un 1881-1891 yılları arasında yapılan yeni binası ve 1903-1907 yılları arasında ona eklenen kuzey ve güney kanatları, mümkün olan en düşük maliyetle ortaya çıkartılmıştır. Dönemin gazeteleri, Mimar Alexandre Vallaury’nin binanın yapımında para almadığından, eklenen yapıların ise çok az maliyetle yapıldığından söz ediyor. Osman Hamdi Bey, Müze’yi ve işleyişini (Müze’nin envanter kayıtları günümüzde dahi Osman Hamdi Bey döneminde kurgulanan şekline çok yakın biçimde sürdürülüyor) kısa zamanda düzenlemiş; fiziksel ve koleksiyonu açısından büyütmüştür. Koleksiyonlara kazılar yoluyla çok sayıda eser kazandırmanın yanı sıra gittiği ya da yaşadığı yerlerden de, belki para ödeyerek (?) yeni buluntular eklemiştir. Müze, Osman Hamdi Bey için kendi deyimiyle “(...) sadece bir antika ambarı demek olmayıp, eski zamanlardan kalarak, birçok zahmet ve masrafla ele geçirilen, tarih ve sanata hizmet ve faydaları anlaşılan birtakım nâdir ve beğeni toplayan eserin inceleme araştırma merkezidir.” Bu görüşle Müze’yi bir eser deposu olmaktan çıkartıp eserlerin belgelenmesi için bir fotoğrafhane, ziyaretçi ve bilim insanları için kataloglar ve buluntuların araştırılabilmesinin temelini oluşturan bir kütüphane meydana getirmiştir. Osman Hamdi Bey, arkeoloji ve müzecilik yayınlarının, arkeoloji bilimi için ne derece önemli ve gerekli olduğunun çok farkındadır. Bu nedenle çok sayıda katalog yaptırmıştır. Bu çalışmalarda bütçenin her zaman istenilenin altında kaldığı, Osman Hamdi Bey’in zamanla maaşını da ortaya koyduğu anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Âsâr-ı Atîka Nizamnâmesi

Haberin Devamı

Osman Hamdi Bey, 1884 Âsâr-ı Atîka Nizamnâmesi’nin ortaya çıkarılması için de çok büyük bir çaba harcamıştır. Bu nizamnamede kendinden bir önceki yasadan farklı olarak Osmanlı topraklarında bulunan arkeolojik eserlerin yurt dışına çıkarılmasının önüne geçilmiştir. Bu eserleri yurt dışına götürmeye çabalayan Batılıların yasal dayanaklarını ortadan kaldırmıştır. Osman Hamdi Bey’in bu girişimi, yabancılar tarafından büyük bir kızgınlık ve öfkeyle karşılanmıştır. Ancak bu kadar karşı çıkılan bir yasayı yürürlükte tutmayı başarabilmiştir. Cumhuriyet Dönemi’nde dahi (1973 senesine kadar geçerliliğini korumuştur) ihtiyacı karşılayabildiği düşünüldüğünde, 1884 Âsâr-ı Atîka Nizamnâmesi’nin dönemi için ne derecede radikal bir değişim getirmiş olduğunu anlamak zor olmayacaktır.

Ziyaretçi odaklı

Osman Hamdi Bey için koleksiyonların ziyaretçiler için de anlaşılır olması çok önemlidir. “Ziyaretçilere yararlı olması için” de kataloglar hazırlatmış hatta kataloglarına anlaşılması zor olan arkeolojik terimler için sözlükler ekletmiştir. Bu yaklaşımıyla müzeciliğimizde günümüz ziyaretçi odaklı yaklaşımının temellerini atmıştır denebilir. Osman Hamdi Bey döneminde İstanbul Arkeoloji Müzeleri, yaklaşık 200 yıl geriden başlayan faaliyetlerine rağmen Avrupa müzelerini yakalamaya çalışmış ve bunu büyük ölçüde de başarmıştır. Osman Hamdi Bey bu Müze’yle İmparatorluğun her yerindeki eserlerin korunması için bir mekân yaratmıştır. Aynı zamanda Müze bu eserlerin belgelenmesi, yayımlanması ve bugün en çok konuşulan müze işlevlerinden biri olan “toplumla kültürel mirasın buluşması” faaliyetlerini yerine getirmek için çok önemli bir yere sahip olmuştur. Bu faaliyetler hem fikren hem de estetik açıdan toplumu besleyen, çağdaşlaşma yönünde yol gösteren önemli araçlardır. İstanbul Arkeoloji Müzelerinin faaliyetleri çağdaş yaşama yönelmiş bir toplumun oluşturulması açısından çok ama çok önemli bir çabadır. Tek başına bu çaba dahi Osman Hamdi Bey’in minnetle anılması için yeterlidir.

Haberin Devamı

Arkeolojiye katkısı

Haberin Devamı

Geçmişe bakış açısından söylentilerin bilimsel verilerin önünde olduğu; arkeolojinin, aykırı ve anlamsız bir iş olarak görüldüğü bu dönemde Osman Hamdi Bey’in Türk arkeolojisi için son derece cesur ve önemli çabalar harcadığı görülür. 1881 yılında Müze’nin müdürü olarak bu alanda çalışmaya başlayan Osman Hamdi Bey ve ekibi 1883’te Nemrut Dağı’nda kazılara başlamış, devamında Myrina Nekropolü, Sidon Kral Nekropolü, Lagina, Alabanda, Tralles kentlerinde kazılar gerçekleştirmiştir. Buluntuların Müze’ye nakli için de çok büyük bir gayret ve akıl sergilemiştir. Osman Hamdi Bey’in arkeolojiye önemli katkılarından biri de bilimin evrenselliğini savunarak yabancı bilim adamlarıyla bilimsel düzeyde ilişkisini sürdürmüş olmasıdır. Bunu yaparken bilim ve teknolojinin milliyeti olmayacağına inanarak yabancı arkeologların birikim ve deneyimlerinden faydalanmıştır. Sonuç olarak, Osman Hamdi Bey çağdaşlaşma yolunda ilerlemek için ihtiyacımız olan önemli kurumları ülkemize kazandırmış, son derece ileri görüşlü, aydın, bilimsel bilgiye ulaşmayı ve paylaşmayı bilen, ülkesinin çıkarlarını korumaya kararlı, saygın bir kişiliğe sahiptir. Sayesinde kazandığımız İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve müzeciliğimiz için, kültür varlıklarımızı koruyan yasamız için, başlatmış olduğu arkeolojik çalışmalarımız için Osman Hamdi Bey’e büyük minnet ve vefa borcumuz olduğu düşünüyor ve buna gönülden inanıyoruz.

Bilim ve kültürde bir öncü

Kaynakça Baran Çelik, G., 2021, “Osman Hamdi Bey’in Kültürel Miras Korumacılığı: Yılanlı Sütun Örneği”, (ed.) G. Baran Çelik-Önder, D., İstanbul Arkeoloji Müzeleri Yıllığı, 18, İstanbul, 467-477. Eldem E., 2010, Osman Hamdi Bey Sözlüğü, İstanbul. Koç H., Lûhûd ve Makâbir-i Atîka Kataloğu için önsöz çevirisi. Koç, H., 2018, Osman Hamdi ve Müzeciliğimiz Konferans Notları. Mansel 1960, “Osman Hamdi Bey,” Belleten XXIV, sayı 94, 291-301 ve levhalar, Ankara. Özdoğan, M., 2003, “Türkiye’de Arkeoloji,” Bilim Konuşmaları, TÜBİTAK Yayınları Bilgi Dizisi, 169-171.