08.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan
Hikmet Özdemir’in “Devlet Krizi” kitabında yer verilen bilgilere göre; Ali Fuat Başgil, bir akşam Başbakanlık’a davet edildi. Davet edenler Orgeneral Fahri Özdilek ile Orgeneral Sıtkı Ulay idi. Ulay, mesajını açıkça verdi: “Adaylığınızı geri almanız lazımdır. Cemal Gürsel Paşa’nın karşısında başka bir adaylığa asla müsaade edemeyiz.”
‘Garanti edemeyiz’
Fahri Özdilek ise kendisine suikast düzenlenebileceği ihtimalini açıkça şu sözlerle dile getirdi:
“Orduda yeni bir cunta kurulmuştur. Adaylığınızı geri almanız hususunda bize talimat veren bu cuntadır. Biz size cuntadan aldığımız emri tebliğ ediyoruz. Kabul etmemek size aittir. Fakat kabul etmediğiniz takdirde size hayatınızı garanti edemeyiz. Bunu açıkça söyleyelim. Netice bundan da ibaret kalmayacaktır. Meclis açılmadan dağılacak, seçimler iptal edilecek, partiler kapatılacak ve askeri idare devam ettirilecektir. Siz, bir hukuk profesörü olarak memleketin böyle bir akıbete düşmesine elbette razı olmazsınız.”
Başgil, aynı gece AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala ve CKMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı ile ayrı ayrı görüştü. Sabaha karşı saat 05.15 sıralarında güvenilir bir şoförün kullandığı taksi ile Ankara’dan İstanbul’a doğru yola çıktı. Başgil, adaylıktan çekilmekle kalmadı senatörlükten de istifa etti. Meclis’teki oylamaya 607 üye katıldı ve 434 oy alan Gürsel, ilk turda üçte iki çoğunluğu sağlayarak Cumhurbaşkanı seçildi.
Gürsel, 25 Mart 1966’da komaya girdi. Tıbbi rapor üzerine Meclis, cumhurbaşkanlığı seçimi kararı aldı. 28 Mart 1966’da cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Oylamaya 532 üye katıldı ve Cevdet Sunay, ilk turda üçte iki çoğunluğu sağlayarak 461 oyla seçildi. Alpaslan Türkeş’e ise 11 oy çıktı. Sunay, Genelkurmay Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığı’na geçen ilk komutan oldu. Böylece askeri vesayet sistemi çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı’ndan Köşk’e çıkışın yolu daha sonra bir gelenek haline dönüştürülmek istenecekti.
Sunay’ın görev süresi 28 Mart 1973’te dolacaktı. 27 Mayıs’ın yeniden şekillendirdiği devletteki güç dengesi içinde cumhurbaşkanlarının genelkurmay başkanlığı yapmış askerlerden seçilmesi geleneği oluşmaya başlamıştı. Ankara’nın şehir haritası bazen devletteki güç dengelerini de simgeleyen özellikler barındırır. Genelkurmay Başkanlığı’nın protokol kapısı Milli Müdafaa Caddesi’ne açılır. Bu protokol kapısından çıkan kişi, 50 metrelik İnönü Bulvarı bölümünden sonra Atatürk Bulvarı’na ulaşır. Atatürk Bulvarı’nın son noktası ise Çankaya Köşkü’nün 1 no.lu kapısıdır.
Ecevit’e omuz attı
Atatürk Bulvarı ile İnönü Bulvarı’nın kesiştiği yerde ise Meclis yer alır. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler’in niyeti, Sunay’dan sonra cumhurbaşkanı olmaktı. Genelkurmay’dan çıktıktan sonra Atatürk Bulvarı üzerinden Köşk’e çıkacaktı. Ancak Gürler’in Köşk yolculuğu, Meclis kavşağında engellenecekti. Orgeneral Gürler, 5 Mart 1973’te emeklilik dilekçesini vererek, Genelkurmay Başkanlığı’nı bıraktı. Cumhurbaşkanı Sunay, 7 Mart’ta Gürler’i, kontenjan senatörü olarak atadı. Böylece Gürler’in cumhurbaşkanlığına aday olmasının önü açıldı.
13 Mart günü Meclis’te yapılan ilk oylamada, üniformalılar hakimiyeti vardı. Davetliler bölümünde olmayan tek komutan Muhsin Batur’du. Bazı subaylar Meclis koridorunda Ecevit’e omuz attı. Ancak dönemin AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile CHP lideri Bülent Ecevit’in direnci, Gürler’in cumhurbaşkanı seçilmesini engelledi. Böylece Genelkurmay’dan Köşk’e çıkma geleneği yıkılıyordu. Gürler, seçimde ancak 175 oy alabilmişti. Gürler’in seçilemeyeceği anlaşılınca Sunay’ın Köşk’teki görev süresinin uzatılması formülü gündeme geldi. Ancak bunu sağlayacak anayasa değişikliği Meclis’te bir oy farkla reddedildi.
Emekli amiral çıktı
AP, CHP ve CGP bu kez, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Muhittin Taylan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı üzerinde uzlaştı. Ancak Sunay, Taylan’ı kontenjan senatörü olarak atamayınca bu formül yaşama geçirilmedi. Kontenjan senatörü olan emekli Oramiral Fahri Korutürk ismi üzerinde uzlaşma sağlandı. Korutürk, 6 Nisan 1973’t Cumurbaşkanlığı’na seçildi. Son oylamada Korutürk’e 365, Gürler’e 87 oy verilmişti.
Korutürk’ün görev süresi 23 Mart 1980’de sona erdi. Ancak Meclis 115 tur oylamaya rağmen bir türlü cumhurbaşkanını seçemedi. Oylamalar traji-komik bir hal almıştı. Pusulaya Ajda Pekkan’ın adını bile yazan vekiller vardı. Kürt siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Mardin Milletvekili Nurettin Yılmaz, aday olmuş ve 80 oy almıştı. 12 Eylül 1980’de askeri darbe oldu. Darbenin gerekçelerinden biri de Meclis’in cumhurbaşkanını seçememesi olacaktı. 80 oy alan Nurettin Yılmaz, darbeden sonra Diyarbakır Cezaevi’ne götürüldüğünde, “Ooo Kürdistan Cumhurbaşkanı geldi” diye alaylı bir dille karşılandı.
Evren referandumla seçildi
Darbeden sonra 9 Kasım 1982’de anayasa referandumu yapıldı. Kenan Evren, halkoylaması sonucu kabul edilen anayasada yer alan geçici madde kapsamında Cumhurbaşkanı seçildi. Böylece ilk kez Meclis tarafından seçilmeyen bir Cumhurbaşkanı oldu. Ancak rakibi olmadığı için ve yapılan oylama anayasa referandumu olduğu için halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı unvanını da alamadı.
Evren’den sonra 31 Ekim 1989’da Çankaya seçimi yapıldı. Meclis üye sayısı 450, üçte iki çoğunluk 300, salt çoğunluk ise 226 idi. Turgut Özal, üçüncü turda salt çoğunluğu aşarak ANAP milletvekillerinin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildi.
Turgut Özal’ın ömrü yetmedi
DYP lideri Süleyman Demirel ile SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Özal’ın Köşk’e çıkmasına karşı sert muhalefet yürüttü. Muhalefet Özal’a, “Çankaya’nın şişmanı” lakabını taktı. ANAP Genel Başkanı seçilen Mesut Yılmaz Başbakan olunca Özal ile ters düştü. Özal, Köşk’ten inerek, yeni bir parti kurmayı planlıyordu. Ancak buna ömrü yetmedi.
Özal vefat edince dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlığı’na aday oldu. Demirel, yıllarca mücadele ettiği CHP’nin devamı olan SHP’nin desteğiyle Cumhurbaşkanı oldu. 16 mayıs 1993’te Süleyman Demirel, 3. tur oylamada 244 oyla Cumhurbaşkanı seçildi.
Demirel, Güniz sokak’a döndü
2000’de görev süresi sona eren Demirel’in niyeti, 5+5 formülü çerçevesinde yeniden Köşk’e çıkmaktı. Ancak Meclis’te, “oyun içinde oyun” olarak tabir edilen kulisler sonucunda anayasa değişikliği kabul edilmedi.
Demirel, Güniz Sokak’a döndü. 1973’te tutmayan Muhittin Taylan formülü, Ecevit’in girişimi üzerine 2000’de hayata geçirilecekti. DSP, MHP, ANAP, DYP ve FP, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer’in ismi üzerinde uzlaştı. Sezer, beş liderin imzası ile aday gösterildi. Sezer, 5 Mayıs 2000’de, üçüncü turda 330 milletvekilinin oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçildi.
YARIN: MECLİS’TE SEÇİLEN SON CUMHURBAŞKANI