The Others Gülen MGK masasında

Gülen MGK masasında

27.03.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gülen MGK masasında

Gülen MGK masasında

Batı Çalışma Grubu'nun Fettullah Gülen hakkında hazırladığı rapor, MGK toplantısında ele alınacak

28 Şubat'taki tarihi toplantının ardından bütün gözlerin çevrildiği bugünkü MGK toplantısı, askerlerle hükümetin irticayla mücadele konusundaki karşılıklı değerlendirmelerine sahne olacak.
Toplantıda Başbakan Mesut Yılmaz, hükümet olarak parlamentoya irticayla mücadele kapsamında sevkettikleri yasa tasarılarını ve Başbakanlık Takip Kurulu'nun yaptığı çalışmaları anlatacak. Askerler ise Başbakan Yılmaz'ın önüne, başta hükümetin sıcak baktığı Fethullah Gülen'in faaliyetlerini içeren dosyayı sunacaklar.
Batı Çalışma Grubu'nca hazırlanan dosyada Gülen grubu için "Dokuz ayrı Nurcu grubundan organizasyonu, mali güç ve kadrolaşma açısından en güçlü ve etkin olanıdır" denildikten sonra, bu grubun yurt içinde 90 vakıf, 103 özel okul, 211 şirket, 460 dershane ve yaklaşık 500 öğrenci yurduna sahip olduğu belirtiliyor.
Yayın organı olarak 14 dergi, bir gazete, bir TV, iki radyoya sahip olduğu kaydedilen grubun faaliyetlerinin finansmanı konusunda ise şu bilgiler veriliyor:
"Finansman kaynağı olarak kurulan şirketler genellikle eğitim, yayıncılık, tekstil ve gıda sektöründe yaygındır. Ayrıca uluslararası bir boyut kazanan faaliyetlerin finans kaynağının düzenliliği ve sürekliliği bakımından Işık Sigorta ve Asya Finans Kurumu gibi iki büyük kuruluş faaliyete geçirilmiştir. Zengin işadamlarından büyük miktarda hibe ve yardım aldığı da bilinmektedir. (Ülker Bisküvileri, Kelebek Mobilya, Bingo Deterjan, Koyunlu Halı, Çetinkaya Mağazaları gibi)"
Raporda bu grubun Batı Avrupa, Balkanlar, Orta Asya Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Afrika, Uzakdoğu, ABD ve Kanada'daki faaliyetlerine detaylı yer verildikten sonra şu değerlendirme yapılıyor:
"Bir dış destek aldığı bugüne kadar tespit edilemeyen Gülen grubu:
1- Herhangi bir İslam ülkesi veya kuruluşu ile köklü ilişki ve bağ kurmaya ihtiyaç duymamakta,
2- Daha ziyade İngiliz, Amerikan ilgi alanı veya etkinliğindeki bölgelerde faaliyet göstermekte,
3- Yeterli cemaat bulunmamasına rağmen ABD'de dahi eğitim birimleri açmasına karşın Orta Avrupa ülkelerinde ve özellikle Almanya'da pasif kalmakta,
4- İran'a karşı kesin bir tavır ortaya koyarken, Batı yanlısı Suudi Arabistan'a karşı tarafsız kalmaya özen göstermektedir."

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de ödül aldığı törende Gülen'in resmi protokolle karşılandığı vurgulanarak, Gülen'in Papa görüşmesi için de şöyle deniliyor:
"F. Gülen'in RP'nin kapatılmasının ardından perde arkasındaki başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından toplumun her kesiminden lider düzeyindeki şahsiyetlere dağıttığı uzlaşma ödülü, kendisini ve cemaatini toplumun her kesimini kucaklayan bir nitelikte olduğunu göstermesi bakımından devletin üstünde bir statüde göstermeyi amaçlayan bir oyunun sahnelenmesi olarak değerlendirilmektedir. Bu çerçevede:
Papa ile F. Gülen'in görüşmesinin önem arzeden tarafı içeriğinden ziyade öncelikle `Papa Hıristiyanların lideri, F. Gülen de Müslümanların lideri' olarak dünya basınına takdiminin yapılmasının istenmesinden kaynaklanmaktadır. F. Gülen'in Roma'da büyükelçilik görevlileri tarafından karşılanması ve Cumhurbaşkanı'nın mesajını Papa'ya iletmesi de devletin de bu şahsiyete destek olduğunu beyanla bu oyuna alet olduğunu göstermektedir.
F. Gülen'in gelecekteki dini lider algılamasıyla görüşmelerde bulunması ve bu görüşmelerde cemaatinin çıkarı için demokratik laik TC'nin menfaatleriyle çelişen tutumlarda bulunması ve cemaatini harekete geçirmesi geçmişteki davranışları nedeniyle ihtimal dahilinde görülmektedir.
Sonuç olarak; F. Gülen'in ülke menfaatleri açısından ileride TC'yi zor durumda bırakacak ve demokratik laik ilkeleriyle bağdaşmayacak dini liderlik şahsiyeti doğrultusunda hareket ettiği değerlendirilmektedir."

Raporun bir başka bölümünde Gülen grubunun örgütlediği öğrencilerin öncelikle asker, hukukçu, kamu yöneticisi olmasının hedeflendiği belirtilirken, "Hedef olan altın nesilin çekirdeğini bu öğrenciler oluşturmaktadır. Fethullahçıların yurt dışında kurulan okullarının temel amacı ise, o ülkelerde ileride devleti yönetecek nicelik ve nitelikli kadroyu yetiştirerek, bu kesimin Türkiye'de kurulacak İslami devlete sempati ile bakmasını sağlamak, böylelikle uzun vadede, Türkiye'de kurulması istenen siyasal İslama uluslararası alanda destek sağlamaktır" denildi.

Raporda cemaatin eğitim alanındaki yatırımlarının toplam değerinin 350 trilyon olduğu vurgulanarak, "Fethullahçılar örgütlenme faaliyetleriyle devlet içerisinde devlet özelliği göstermekte ve özellikle cemaatin okulları milli eğitime alternatif bir anlayışla yönetilmektedir" deniliyor.
Raporun strateji ve hedefler bölümünde ise şu değerlendirme yapıldı:
"Diğer İslamcı gruplarda olduğu gibi F. Gülen; demokratik yollardan devlet kademelerinde kadrolaşarak, Atatürk ilke ve inkilaplarını da ortadan kaldırıp şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı ve bunu takiben dünya Türk - İslam birliğini gerçekleştirmeyi hedeflemektedir."