The Others Hasipoğlu: 'Süreç artık tüketilmelidir'

Hasipoğlu: 'Süreç artık tüketilmelidir'

25.03.2016 - 22:19 | Son Güncellenme:

Hasipoğlu, “Kıbrıs konusunun nihai neticelendirme tarihinin belirlenmesi gerekiyor bu Kıbrıs Türk tarafının bunca yıllık görüşmelerden sonra haklı ve makul bir talebidir. Çünkü masada görüşülmedik bir konu kalmadığına göre bu sürecin artık tüketilmesi gerekir” dedi.

Hasipoğlu: Süreç artık tüketilmelidir

Hasipoğlu: Süreç artık tüketilmelidir

Haberin Devamı

Müzakere Heyeti Eski Üyesi, Avukat Oğuzhan Hasipoğlu, Radyo Güven’de yayınlanan Mercek Altında programında yaptığı açıklamada, müzakere sürecinin devam ettiğini, ancak şu anda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde bir seçim atmosferi olduğu için görüşmelerin biraz yavaşladığını kaydetti. Hasipoğlu, esas önemli olanın bu görüşmelerden bir sonuç alınıp alınamadığı veya bir ilerleme olup olmadığı ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın açıklamalarına da baktığımızda henüz o istenilen ilerlemenin olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın müzakerelerde gerek mülkiyet konusunda, gerekse garantiler konusunda AB’nin birincil hukuk olup olmayacağı konusunda iki taraf arasında hala ciddi görüş ayrılıklarının olduğundan bahsettiğini ifade eden Hasipoğlu, daha önceki açıklamalardan da bilindiği gibi dönüşümlü başkanlık konusunun Rumlar tarafından kabul edilmediğini ve gerek Mülkiyette, gerekse toprak konusunda Rum tarafının ciddi taleplerinin bulunduğuna işaret etti.

Haberin Devamı

Kıbrıs probleminden artık Avrupa’nın da, Amerika’nın da usandığını çünkü artık Kıbrıs konusunda konuşulmadık konunun kalmadığını ve süreçle ilgili bir zaman sınırının olması ve bir takvimlendirmenin yapılması gerektiğinin altını çizen Hasipoğlu, bunun Kıbrıs Türkünün en doğal hakkı olduğunu söyledi.

Yabancı diplomatların illaki Kıbrıs konusunda Federal bir çözüm olacağı şeklinde beklentisinin olduğunu, ancak böyle bir beklenti içerisinde Türk tarafının müzakere masasında uyuşturulup gittiğini belirten Hasipoğlu, “Buna bir zaman sınırı koyarsak Kıbrıslı Rumlar da artık anlaşma olmazsa Türk tarafının kendi yolunu çizeceğini ve buna BM’nin de onay vereceğini bilecek. Çünkü görüşülmedik hiçbir konu kalmadığına göre ve bu süreç tüketildiğinde BM bir tespit yapmak zorunda kalacaktır Kosova örneğinde olduğu gibi. Gerçi her ne kadar Kosova raporunda Kıbrıs’a emsal teşkil etmez dense dahi… Günün sonunda biz anlaşamıyorsak hayatımız boyunca bir 30 sene daha bu müzakere masasında hiçbir şeyin değişmeyeceğini bile bile Rumlarla aynı senaryoyu, aynı oyunu mu oynayacağız”diye sordu.

Haberin Devamı

Hasipoğlu: Süreç artık tüketilmelidir

Hasipoğlu, garantiler konusunda bir de dış boyutun bulunduğunu onun da Uluslararası boyut olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “1960 anlaşmasında belirtildiği üzere Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Kıbrıs Türk ve Rum tarafının da taraf olduğu anlaşma var. O anlaşmayı bütün ilgili tarafların bir masada oturup konuşabileceğini, ancak bunun da başarılamadığını çünkü yine takvimin belirlenmemesinden. Dolayısıyla ilerleme de olmuyor.”

Hasipoğlu, müzakerelerde ilerlemenin olmamasının Rum tarafının ortaya koyduğu kırmızı çizgilerden kaynaklandığını söyleyerek şunları kaydetti: “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis; olası çözümden ortaya çıkacak yeni düzen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü olacak, geçiş düzenlemeleri olacak, Garanti sistemi AB üyesi devlet sıfatına uymaz, Mülkiyet ve çözümün maliyetine bağlantılı olarak toprak düzenlemeleri özlü görüşmelerden ve kesin düzenleme yapılmadan çözüm mümkün değil, en az 100 bin Kıbrıslı Rum yapılacak toprak ayarlamasından sonra Rum tarafına verilecek olan bölgelere yerleşecek. Mal tazmin komisyonuna ilk tercih hakkı ve ilk başvuru hakkı Kıbrıslı Rum’da olacak” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bunlar Kıbrıslı Rumların Kırmızı çizgileridir.”

Haberin Devamı

Hasipoğlu, Kıbrıslı Türklerin 74’ten önce Güney’de yaklaşık 450 – 500 bin dönüm mal bıraktığını, ev bazında da 15 bin ev bıraktığını günün sonunda Kıbrıslı Türklerin evlerin Rumlar tarafından da istimlak edildiğini ifade ederek, “Şimdi bu konuya Mülkiyet Komisyonu’nda bir çare bulunacağı söyleniyor ve ilk tercih hakkının da Rum’da olacağı ve kullanıcının da durumuna bakılacağı söyleniyor. Benim 40 yıl oturduğum evle ilgili duygusal bağımla Yorgo’nun duygusal bağıyla ilgili nasıl bir çözüm bulunacak” diye sordu. Duygusal bağ olayının pazarlığının bile olmaması ve bu tür kavramların tartışılmaması gerektiğini dile getiren Hasipoğlu, ilk tercih hakkının Rumların şimdiki kullanıcının da durumuna bakılacak şeklindeki açıklamalardan kendisinin ana hakkın Rum’da olduğu anlamını çıkarttığını kaydetti.

Haberin Devamı

Günün sonunda Kıbrıslı Türklerin Mülkiyet konusundaki belirsizlik yüzünden ekonomik ve sosyal hayat yönünden çöküntüye uğrayacağını ifade eden Hasipoğlu, Referanduma gidilmeden önce tazminat ve iade konusunda net bir kriterin belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Hasipoğlu: Süreç artık tüketilmelidir

Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerden bir sonuç almak için gerek Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu şimdi de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı döneminde gereken çabayı gösterdiğini, ancak, 40 yıldır hatta 60 yıldır devam eden bu ikili görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağının da baki olduğunu ifade eden Hasipoğlu, “Kıbrıs konusunun nihai neticelendirme tarihinin belirlenmesi gerekiyor bu Kıbrıs Türk tarafının bunca yıllık görüşmelerden sonra haklı ve makul bir talebidir. Çünkü masada görüşülmedik bir konu kalmadığına göre bu sürecin artık tüketilmesi gerekir” dedi.

Hasipoğlu şunları kaydetti: “Bir referandumda her iki tarafın da evet dediği bir çözüme gidebiliyorsak ala. O zaman federal bir çözüm olur. Kalıcı, yaşayabilir bir anlaşma bizim de hedeflediğimiz ama eğer olabiliyorsa, o aşamaya gidebiliyorsak ama gelemiyorsak da artık Kıbrıs Türk tarafının da önünün açılması ve self determinasyon hakkının Uluslararası camiada teyit edilmesi gerekir tıpkı Kosova’da olduğu gibi.” (RADYO GÜVEN)