KOALİSYONDA BÜYÜK ÇATLAK

UBP Meclis grubu CTP koalisyonundan ayrılma kararı aldı. Son nokta yarın Parti Meclisi'nde verilecek. Koalisyon tartışmalarını değerlendiren yazarımız Hasan Erçakıca şunları yazdı; "Temmuz 2015’ten beri iş başında bulunan Ömer Kalyoncu hükümeti yolun sonuna geldi. Aylarca önce imzalanması gereken su dağıtımı ile ilgili anlaşma ve mali protokol, Türkiye ile olan ilişkiler kadar hükümet ortakları arasındaki ilişkileri de iyice gerdi. Bu aşamadan sonra mali protokol imzalansa bile ve önümüzdeki her dönemeçte ayni şeylerin yaşanacağına kesin gözüyle bakılabilir.

Elbette bu ilişkiler sürdürülebilir değildir. Elbette Türkiye ile sağlıklı ilişki kurmadan Kuzey Kıbrıs’ta etkili bir hükümet oluşturmak da mümkün görülmemektedir. Üstelik bu hükümet, CTP ile UBP’nin koalisyonudur. CTP, hükümet olanaklarını da kullanarak Türkiye ile ilişkilerini inişli-çıkışlı olarak sürdürmek istese bile UBP’nin buna destek olması beklenemez. UBP Parti Meclisi’nin yarın toplanarak hükümetin devam edip etmemesini görüşeceği açıklandı ama kulislerde artık yolun sonuna gelindiğine dair kesin bir kanaat var.

CTP Parti Meclisi'ne hükümette karar verme mekanizması haline geldiği eleştirileri yapılıyor

Başarısızlığın nedenleri

Ömer Kalyoncu hükümeti, reform için yola çıkmış ve 38 milletvekilinin desteği ile kurulmuş olmasına karşın başarılı olamadı. Bunun başlıca nedeni, hükümet oluşumu sırasında gerçekçi bir strateji ve program oluşturulamamış olmasıdır. Reform yapmaktan söz ederken, bu reformların neler olduğu konusunda fikir birliği yoktu. Reformlar için nereden destek alınacağı veya alınamayacağı dikkate alınmamıştı. Reform yapmayı bir kenara koyun, Kıbrıs Türk halkının acil ihtiyaçlarının ne olduğu ve bunların nasıl karşılanabileceği konusunda bile fikir birliği olmadığı şimdi artık anlaşılmış bulunmaktadır. Şimdi artık anlamış bulunuyoruz ki, CTP ve UBP yönetimleri, tamamen parti için dengeler ve hesaplarla hükümette olmak istediler ve bunun için bir araya geldiler. Bir kez daha öğrendik ki, Kuzey Kıbrıs’ta politik tutumları belirleyen şey; partilere nasıl egemen olunabileceğidir. Başarısızlığın diğer bir önemli nedeni ise, hangi şekilde ve hangi amaçla olursa olsun hükümet edebilmek için Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duyulması, CTP yönetiminin ise bu desteği sağlama konusunda başarısız olmasıdır.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı (sağda), hükümet kurma görevini Ömer Kalyoncu'ya vermişti

Çıkış stratejisi

Bu saatten sonra UBP ve CTP’nin bu hükümetten nasıl kurtulmayı düşündüklerini konuşacağız. Bu hükümetin başarısızlığını CTP’nin Türkiye ile çatışmasının sonucu olarak gören UBP yöneticileri, bunu halka anlatmanın yollarını bulmaya çalışacaklar. Bunun için UBP Genel Başkanı Özgürgün başkanlığında yeni bir hükümet oluşturmak ve Türkiye ile ilişkileri “rayına oturmak” gayreti içinde olacaklar. Böylece hem de kendilerinin Türkiye ile ilişki geliştirmek konusunda bir sorunları olmadığını halka göstermek, hem seçime hükümette gitmek yollarını arayacaklar. CTP’nin de bir çıkış stratejisine ihtiyacı olacaktır. CTP yöneticileri, Türkiye ile karşıtlaşmayı derinleştirerek başarısızlığın sorumluluğunu üzerlerinden atmaya çalışacaklardır. Belki daha da ileri giderek, “Türkiye’nin Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını istemediğini, bu nedenle CTP’yi hükümetten uzaklaştırmak için suni krizler yarattığını” söyleyenler çıkacaktır.

Seçenekler nelerdir?

Bazı UBP kökenli milletvekillerinin DP’den ayrılarak bağımsız kalmayı seçmeleri ve bu arada CTP Milletvekili Önder Sennaroğlu’nun partisinden ayrılması, elbette hükümetin sonunu getiren etkenler arasında sayılabilir. UBP Genel Başkanı Özgürgün, KKTC Meclisi’nin değişen aritmetiğini değerlendirerek muhtemel bir seçime başbakan olarak girme olanağını yakalamıştır. Bunun için şimdi gündeme gelecek olan bağımsızlıkların desteklediği bir UBP-DP koalisyonu olacaktır.

Kimsenin UBP Parti Meclisi kararını bekleyecek hali yoktur: Hükümet henüz daha bozulmamış olduğu halde, dünden itibaren siyasi gündem budur.