The Others Nurcular tepkili, Nakşiler temkinli

Nurcular tepkili, Nakşiler temkinli

22.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nurcular tepkili, Nakşiler temkinli

Nurcular tepkili, Nakşiler temkinli


Aydın Hasan Ankara


       Hizbullah operasyonuyla terör örgütünün vahşi cinayetlerinin gün yüzüne çıkması, Türkiye'de kitlesel çapta etkileri olan İslami cemaatlerde iki tür tavrın gösterilmesine neden oldu.
       Nurcular, Hizbullah'ın vahşi cinayetlerine karşı doğrudan tepki gösterirken, Nakşi gruplarla milli görüş çevrelerinde, kınamanın yanısıra bu sürecin devlet tarafından irticayla mücadelede kapsam genişletilerek kullanılacağı senaryoları ortaya atıldı.
       Türkiye'de İslami cemaatler, üç ana eğilimin bünyesinde toplanıyor: Nakşibendilik, Nurculuk ve Kadirilik. Nakşi cemaatler içinde; İskenderpaşa Dergahı, İsmail Ağa Dergahı ile Menzil Dergahı ön plana çıkıyor. Nurcu cemaatler içinde ise Fethullah Gülen grubunun önemli bir etkinliği var. Kutlular Grubu, Yazıcılar, Süleymancılar da, Nurcu cemaatler arasında yer alıyor. Bunların dışında teröre yönelen iki grup bulunuyor: Hizbullah ve İBDA - C.

Müslüman olamazlar

       Fethullah Gülen, dün Zaman Gazetesi'nde yer alan yazısında, din adına yapılan terör konusunda önemli mesajlar vererek şu görüşleri savundu:
       "İslam bir insanı öldürmeyi, bütün insanlığı öldürmekle ve Allah'a ortaklar isnat etmekle eş tutarken, vahşilikte hayvanları bile geride bırakan mahlukların Müslüman olduklarına hükmedilemez. Terörist Müslüman olamaz, Müslüman da terörist olamaz. Müslüman Allah'ın rızasını kazanma yolunda yürürken, vesilelerinin de meşru olmasına dikkat etmek mecburiyetindedir.
       Sokaklarda bağırıp çağırmakla, insan öldürmekle bu gayeye ulaşılamaz. Bu açıdan terör, cinayet, gasp, adam kaçırma ve benzeri olayların Müslümanlıkla telifi mümkün değildir. Yani adam öldüre öldüre bu yolda ilerlenemez. İslam'ı iyi anlayamamış bazı Müslüman kişi ve kuruluşların, dünyanın değişik yerlerinde cereyan eden terör hadiselerine karışmalarının altındaki sebepleri İslam'da değil, onların kendilerinde, onların yanlış yorumlarında ve daha başka faktörlerde, başka saiklerde aramak gerekir."
       İslami çevrelerde, Yeni Şafak ile Akit gazetelerinin Nakşi ekolüne yakın odukları belirtiliyor. Bu gazetelerde, Hizbullah'ın cinayetlerine tepki gösterildi. Akit ile Milli Görüşçüler ve FP'nin yayın organı niteliğindeki Milli Gazete'de, Hizbullah olgusunun İslami cemaatlere karşı baskı politikası oluşturmada kullanılacağı endişelerinin hakim olduğu dikkat çekti.
       İslami kesimin insan hakları örgütü niteliğindeki Mazlum - Der Genel Başkanı Yılmaz Ensaroğlu da, ""Hizbullah örgütü tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı eylemleri nefretle kınıyoruz" dedi.
       İslami cemaatler konusunda uzmanlığı ile tanınan araştırmaca İsmail Nacar, şunları söyledi:
       "Hizbullah'ın Lübnan'daki Hizbullah ile ilgisi yok. Hizbullah'ın Türkiye'deki cemaatlerle de doğrudan bir bağlantısı yok. Bunlar Hasan Sabbah, Batınilik geleneğinden geliyorlar. Sapık hareketin kültüründen kaynaklanan bir din yorumları var. Cemaatlerin Hizbullah'a karşı samimi bir tepki içinde olduklarına da inanmıyorum. Şimdi, 'Bunlar derin devletin senaryosudur. Derin devlet Hizbullah'ı kurdurttu. Şimdi bize baskı yapacak' diyecekler. Bunlar doğru değildir. Bazı devlet yetkilileri, PKK'ya karşı Hizbullah'ı kullanmak için dönem dönem göz yummuştur. Devletin tek hatası budur."

Faile meçhuller Hizbullah'ın

       Öte yandan devletin resmi belgelerinde, Güneydoğu'daki faili meçhul cinayetlerin büyük çoğunluğunun Hizbullah'ın PKK ile yaptığı mücadelenin yanısıra bu örgütün içindeki İlim ve Menzil grupları arasındaki kanlı hesaplaşmanın olduğu belirtildi. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Susurluk Raporu'nun kamuoyuna açıklanmayan 103. sayfasında, bu konuda şu değerlendirme yapıldı:
       "OHAL bölgesindeki bütün faili meçhul cinayetlerin devlete yüklenme temayülü ortaya çıkmıştır. PKK'nın kaçırarak katlettiği vatandaşlar ile PKK - Hizbullah örgütü arasındaki çatışmalarda ölenlerle, daha sonra Hizbullah örgütünün İlim ve Menzil grupları arasındaki kanşı hesaplaşmalar sonucu ölen kişilerin bölgedeki faili meçhul olayların çok önemli bölümünü teşkil ettiği dikkatlerden kaçırılmıştır."