Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üniversite giriş sınavlarında, bir puanla on binlerce kişi yer değiştiriyor.
Yani 15-20 puanlık bir kayıp sizi bir anda en az 150 bin kişinin arkasına itiyor!..
Binde birlik bir puanın bile çok önemli olduğu bir süreçte, yanlış bir tercih nedeniyle herhangi bir fakülteyi kazandıysanız yandınız.
Kazandığınız bölüme gidip kaydınızı yaptırmasanız dahi, orta öğretim başarı puanınız bir sonraki yıl yarı yarıya düşüyor.
Peki, niye?
Güya siz bir başkasının hakkını yiyormuşsunuz!
Oysa boş kalan o kontenjana ek yerleştirmeyle öğrenci alınıyor. Yani bir hak kaybı ya da istismar söz konusu değil!
O halde bu ağır ceza uygulaması hâlâ niye devam ediyor?..
Yeni ÖSYM yönetimi umarız çarpıklığa da el atar!
Anayasa değişiyor ama...
Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin bile tartışıldığı bir ortamda, ÖSYM’nin saçma sapan kuralları niye hâlâ değişmez, anlamak gerçekten de mümkün değil!
Hemen her yıl on binlerce, hatta yüz binlerce gencin çalınan yılları söz konusu ama bu kimsenin umurunda değil.
Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete örneğinde olduğu gibi sanki hipnotize edilmişçesine, ÖSYM’nin her kuralına Tanrı buyruğuymuş gibi sorgusuz sualsiz biat ediyoruz.
Oysa bu kurum, yanlışsız bir sınav bile yapamıyor, soruları sınavdan önce elden ele dolaştı ve hakkındaki şaibeler yüzünden güvenirlik sıralaması dibe vurdu!...
İşte böylesi bir ortamda, yıllar önce konulan bu saçma sapan kuralın değiştirilmesi zamanı geldi de geçiyor.
Eğer bu konuda ille de bir yaptırım söz konusu ise cezaların en büyüğü YÖK’e, ÖSYM’ye ve Maliye’ye verilmelidir.
Çünkü hemen her yıl 200 bine yakın kontenjan boş kalıyor ve heba olan milli servetin hesabı kimseye sorulmuyor.
Yanlış bir tercih yaptı ve bir kontenjanı kısa bir süreliğine de olsa işgal etti diye gençlerin geleceğine ağır darbe vuran bu kurumlar acaba niye hiç sorgulanmazlar? Niye terfi üzerine terfi alırlar? Bunu hiç düşündünüz mü?..
Puan düşmesin!
Üniversite önündeki yığılma, istense birkaç yıl içerisinde eritilir ama istenmiyor!
Bu yığılma, dün olduğu gibi bugün de sadece ve sadece dershanelerin işine yarıyor.
Ha bu arada, sakın ola hiç kimse dershaneler kapanmadı mı ki diye kafa yormasın.
Yollarına aynen devam ediyorlar, değişen sadece isimleri oldu!
Peki, üniversite kontenjanlarını boş yere işgal edip başkalarının hakkını yiyenlere yönelik hiçbir müeyyide uygulanmasın mı?
Elbette uygulanabilir, tabii eğer boş bırakıyorlarsa. Ama bunun cezası da bu kadar yüksek olmamalı.
Çevrenin yönlendirmesi ya da okul ve dershanelerin kendi başarı oranlarını yüksek göstermek için hiç içine sinmeyen bir tercihe yerleştirilen öğrenci, eğer aklı başına gelip de gidip kayıt yaptırmıyorsa, hiçbir cezai müeyyide uygulanmamalıdır. Çünkü ek yerleştirmeyle o açık doldurulduğu için ortada bir kayıp söz konusu değil.
İşte bu yüzden, kazanıp da kaydını yaptırmayan öğrencilerin orta öğretim başarı puanları yarı yarıya indirilmemelidir.
Öğrenime devam edip de aradıklarını bulamadıkları için yeniden sınava girecekler için de farklı alternatifler düşünülmelidir.
Örneğin, sınava girmelerine gerek kalmadan kendi fakültesi, üniversitesi içinde hatta kontenjan açığı bulunan diğer üniversitelere puanı yettiği sürece, yeniden sınava girmeden geçiş yapabilmelidir.
Niye ille de sınava ve dershaneye zorlanıyorlar ki!..
Yanlış tercih kurbanı
Yanlış bir tercih, adayın en az üç yılına mal oluyor.
Harcadığı para, moral bozukluğu ve ailesinin yaşadığı üzüntüler de bonusu oluyor.
Örneğin yanlış bir tercih yaptınız ve kafanıza yatmadığı için kayıt yaptırmayıp, gelecek yıl yeniden hazırlanmayı düşündünüz.
Bir sonraki yıl puanınız yarı yarıya düştüğü için ne kadar çalışırsanız çalışın aradaki puan kaybını telafi etmeniz çok zor.
Bu yüzden, ancak daha sonraki yıl, eğer hâlâ motivasyonunuz bozulmadıysa daha iyi bir şans yakalama olanağı bulursunuz ki o da herkes için mümkün olmuyor.
İşte böyle bir ortamda, üniversite giriş sistemi hâlâ niye sorgulanmaz?
Ne olur birileri bu sorunun cevabını versin artık!..
Özetin özeti: Gençlere çektirdiğimiz eziyet daha ne kadar devam edecek!..