Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Olimpiyatlar’da en ilginç başarı hikayelerinden biri ABDli bisikletçi Dotsie Bausch’a ait. Bausch, insanın aklına koyduğunu yapabileceğinin canlı örneği

Dotsie Bausch, alıştığımız sporculardan çok farklı. Onu en farklı yapan da geçmişi ve spora geç başlaması. Çok genç yaşta mankenlik yapıyor. Derken sıfır beden olma baskısıyla anoreksiyaya yakalanıyor, 40 kiloya kadar düşüyor. Aynı zamanda kokain de kullanıyor.

Bu kadar sağlıksız bir durumdayken hayatını değiştirmeye karar veriyor ve tedaviye başlıyor. Tabii terapi programının içinde sporun da önemli bir yeri oluyor. Doktorlar daha önce denemediği bir spora başlamasını tavsiye edince bisiklette karar kılıyor. Sanmayın ki bu kararı verdiğinde henüz çok genç. 26 yaşında. Genç tabii, ama Olimpiyatlar’da yarışan sporcuların ne kadar küçükken eğitilmeye başladığını ve 30’lu yaşlarda profesyonel hayatlarını bırakmak zorunda kaldıklarını düşünürseniz 26 yaş spora başlamak için epey geç. Özellikle de anoreksiya ve kokain bağımlılığından yıpranmış bir beden için.

Şimdi Bausch 40’ına merdiven dayamış. Azmin sonu, Olimpiyatlar’da gümüş madalya kazandı. Öncesinde de 7 ABD şampiyonluğu var. Ona bakıp tek şey düşünüyorum, önemli olan istemek, istedikten sonra her şey yapılır!

Haberin Devamı

“VOLEYBOLCUYUM, BAŞKA BiR iŞE YARAMAM”

Neslihan Darnel, Twitter profilinde kendini ‘Eczacıbaşılı ve milli voleybolcu. Başka da bir işe yaramaz’ diye tanıtmış. Ayşe Arman röportajda niye böyle yazdığını sorunca da “Doğrusu bu. Başka bir işe yaramıyorum. Onu da yaparım, bunu da yaparım diyen kadınlardan değilim. Hakkıyla yapabildiğim tek iş bu. Bir de annelik” demiş. Sonra da eklemiş, “Bildiğim iş hakkında konuşurum, bilmediğim şey hakkında ukalalık yapmam.”

Herkesin her şeyden anladığını iddia ettiği, herkesin daha popüler olmak için her işe saldırdığı bir dönemde bir spor yıldızının çıkıp da bunu söylemesi insanın hoşuna gidiyor. En çok parladığı günlerde bile bu imaj devrine kapılmaması, şöhretinden yararlanıp başka alanlara açılmaması sevindirici. Demek ki hâlâ böyle insanlar var.

Haberin Devamı

EUROVISION’A KATILMALI MI KATILMAMALI MI?

Bir milli mesele haline getirdik Eurovision’u. Sanki çok önemli bir yarışmaymış, sanki bu amatör yarışmayı kazanmak dünyanın en önemli işiymiş ve sanki bunu başarınca bütün kapılar ardına kadar açılacakmış gibi düşünüyoruz.

Oysa bakın Sertab Erener birinci oldu da ne oldu? Hepimiz sevindik o gece, ama Sertab’a bu birincilik bir şey katmadı. Zaten başarılıydı, Eurovision’a katılmasaydı da bir şey değişmezdi.
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, “Eurovision’a katılmamayı da belki alternatif olarak koymak lazım” derken haklı. Gerçekten de Eurovision’a harcanan enerjiyle daha neler neler yapılır. Aylarca süren “Kim gidecek?” tartışmaları, belli olunca “Ama bu isim olur mu?” itirazları, şarkı ortaya çıkınca “Hiç olmamış” eleştirileriyle uğraşmak kolay değil.

İbrahim Şahin, Tarkan’la görüşmelerini de anlattı. Anlıyoruz ki, Tarkan “Birinciliği garanti olarak veriyorsanız gelirim, ikinci olacaksam kariyerim zedelenir” diyerek aslında kibarca reddetmiş teklifi. Peki ama haksız mı? Tarkan’ın yerinde kim olsa Eurovision’a gitmez. Gerçi Tarkan gitse ve birinci olamasa da kariyeri etkilenmez, ona bir şey olmaz. Onun gibi kaç yıldızımız var ki?