Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ege turizminin bir karar vermesi gerekir. “Her şey dahil” sisteminin Antalya’yı ne hale getirdiği ortada...
Geçmişte yapılan hatalardan bugün geri dönmeye çalışılıyor. Ama sonuç almak zaman alıyor.
Yine de Antalyalı turizmciler kendi içlerinde çözüm aramaya devam ediyorlar.
Örneğin kongre turizminde epeyce yol alınmış durumda.
Özellikle sağlık kongrelerinin çoğu burada yapılıyor.
Spor turizminde de Antalya epeyce iddialı...
Binin üzerinde futbol takımı ara kamp dönemlerini Antalya’da geçiriyor.
Bu sayı her geçen yıl daha da artıyor.
Dünyanın ünlü kulüpleri başka bir alternatif aramadan Türkiye’yi tercih etmesi güzel bir şey...
Ancak buna rağmen “Her şey dahil” sisteminin getirdiği handikaplar yaşanmıyor değil.
Antalya’daki turizm tesisleri Avrupa’nın en genç ve yeni otelleri arasında bulunurken; bunun kente katkısı son derece sınırlı.
Turistlerin tatil dönemleri genellikle otel içinde geçtiği için bazıları şehri görmeden bile ülkelerine dönüyor. Bir kentin gelişebilmesi için ekonomik hareketlilik sağlanması gerekir.
Daha önce Antalya’yla ilgili bir yazı yazmış ve şu başlığı atmıştım.
“Oteller beş, kent bir yıldız...”
Son dönemde bazı projelerin hayata geçtiğini biliyorum ama aradaki farkın kapatılması için daha çok yol alınması gerektiğini düşünüyorum.
Dikkat çekmek istediğim konu; turizm hareketinin önceden planlanmasıyla ilgili...
Aynı hataları Egeli turizmcilerin yapmasını istemiyorum.
Çünkü “Her şey dahil” sistemi buralara da yayılmış durumda.
Daha önceki yıllarda çevreyi düşünmeyen, topyekün bir turizm hareketi düşünmeyen Egeli turizmciler, son çare olarak bu modeli benimsemişlerdi.
* * *
Bakın Kuşadası Kaymakamı Mustafa Esen ne diyor.
“Her şey dahil sisteminden herkes şikayet ediyor. Mesela 100 kişi geliyor 3 gün 300 yatak, 15 tanesi dışarı çıkıp Kuşadası ticari hayatına katılmıyor. Kuşadası’nın öyle çok 4 - 5 yıldızlı oteli yok ama yine de sıkıntı hissediliyor...”
Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan ise turist sayısının arttığını ama yüzlerin hala gülmediğini söylüyor.
O da şöyle konuşuyor.
“Türkiye’nin Akdeniz çanağındaki rakipleri İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan bu sistemi denedi, zararını gördü, vazgeçti. Bir an önce Türkiye’nin de bu sistemden vazgeçmesi gerekir. Bakanlık ve TÜRSAB öncülüğünde sektör bir araya gelmeli ve bu her şey dahil sistemi masaya yatırılmalı. Sayısal anlamda turist arttı ama parasal giriş aynı oranda artmadı. Antalya, Marmaris ve Bodrum’da sistem daha da çok zarar verdi.”
* * *
Ya Çeşme...
Çeşme’de “Her şey dahil” sistemi yok.
Yok ama iki ayla sınırlı bir turizm hareketi var.
Ne yapsanız, ne etseniz süre uzamıyor.
Böyle olunca fiyatlar tutturulamıyor.
Yapacağı işin iki ayla sınırlı olduğunu düşünen turizmciler, Avrupa’da bile görülmeyen rakamlarla müşterinin karşısına çıkıyor.
İnanın bu durum birkaç yıl daha gitmez.
Dünyanın en lüks restoranlarında bile ödeyeceğiniz rakam üç aşağı beş yukarı bellidir.
Alaçatı’ya, Dalyan’a gelenleri New York, Tokyo fiyatı ödettirirseniz, bu insanlar bir daha buraya gelmezler.
Çeşme için ne “Her şey dahil” modeli, ne de iki aylık turizm fiyatları...
Uyarıyorum...
Sonra bugünleri çok ararlar.