Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ertuğrul Özkök bir süre önce herkesin aklındaki soruyu kâğıda döktü.Bu sorunun cevabı şöyle olmalı:"Köşeler okuyucunundur.""Halkın" demiyorum, "okuyucunun" diyorum.Yani yazar okuyucunun tercümanı olacak, onun memleket, iç, dış siyaset, ekonomi konusunda düşündüklerini ve düşünemediklerini aksettirecek. Okuyucu köşeleri okuyarak "Oh be!" diyecek. Köşeler, okuyucu ekseriyetinin adeta avukatı olacak. Köşeler bilgi verecek, yorum yapacak. Hatta, "Gazete kâğıttan bir beyindir" diyebiliyorsak köşelerin o beyni yaratanlar olduğunu söyleyebileceğiz.Ama köşeler, yazarın edebiyat yapma, kendini tatmin etme vasıtası olmayacak.* * *ÖYLEYSE, tekrar ederek okurların ekseriyetine tercüman olalım.Türkiye'de hukuk eğitiminin yeni baştan ele alınması gerekli mi?En son Van olayı gösterdi ki gerekli.Bunu hukuk otoriteleri de söylüyor.Ne zaman ki hukuk fakülteleri çoğaldı işte o zamandan beri hukuk eğitiminde kalite düştü. Çünkü yeni fakülteleri doyuracak hoca bulunamadı.* * *BU ülkenin ekonomisi üzerinde çeşitli görüşler var.İçinde olduğumuz durumu "istikrar" kelimesiyle mi anlatmak doğrudur, yoksa, "patlamadan önceki sessizlik" cümlesiyle mi?İşsizlik, Türk parasının aşırı kıymetlenmesi, cari açık tartışılan konuların başında geliyor.Hükümet burun büyüklüğünü bıraksa da biraz muhalefetin sözüne kulak verse.* * *RÜŞVET ve çeteler konusunda başarılı operasyonları nedeniyle hükümeti kutlamak gerekiyor. Her gün 20-30 kişi çeteden yakalanıyor.Ama geçen gün, Japonlara "rüşvet alınmayacağı" sözü vermek Türkiye'nin yüzünü kızartmadı mı?Bunun sona ermesi bir bakıma dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla mümkünse, hükümet niye direniyor!* * *İNGİLİZ gazetesi Sunday Times, "İngiltere'de atom bombası çalışmalarının gizlice sürdürüldüğünü" yazdı.Gazete, "Bu konudaki çalışmalarda ABD'nin geçildiğini" de ileri sürdü.Türkiye ise bu yolda 35 yıl geri bırakıldı.Geçenlerde bakan, "Başlıyoruz" müjdesini verdiği halde o günden bugüne Ankara'dan ses seda çıkmadı. Okuyucu bekliyor.* * *GÜNEYDOĞU sorunu, her şeyden önce ekonomiktir.İşsizi iş sahibi yapma sorunudur. Sahipsiz planlar bölgeyi kalkındıramamıştır. Bölge kalkındırılabilseydi 30 bin kişi ölür müydü, milyonlarca dolar batar mıydı?* * *TÜRKİYE büyüklüğünü bilerek hareket etmeli.Miskinliği üzerinden atmış ve asgari müştereklerde birleşmiş bir Türkiye bölgeye yön verebilir. Okuyucu bunu görmek istiyor. 'KÖŞELER yazarların malı mı?' "Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar."Bu söz boşuna söylenmiş değil. Ve bunu bize Merkez Bankası Başkanı'nın emekli maaşı olarak 6 milyar lira alacak olması hatırlattı.Yüksek tahsilli bir başkası emekli olunca ne kadar alıyor acaba?Uçurum ne zaman giderilecek? 6 milyar emekli maaşı SPOR Şehir içinde 50-60 bin kişi kapasiteli futbol sahası olur mu?Bizde oluyor. Fenerbahçe stadı da, Galatasaray'ın stadı da, Beşiktaş'a bırakılan İnönü Stadı da İstanbul'un en işlek noktalarında. Maç olduğu günler o statların bulunduğu semtlerden, caddelerden geçilmiyor. Trafik alt üst oluyor. Belediyeler bir de bu statların daha da büyütülmesine izin veriyor. Çirkin tribün kapatmalara göz yumuyor. Bunlar yetmezmiş gibi bu kulüplerin para trafiği de incelenmiyor.Maliye'nin futbol kulüplerini iki yıldır hiç denetlemediği ortaya çıkarıldı.2002 ve 2003 dönemlerinde vergi kaçırdıkları gerekçesiyle, 12.1 trilyon lira vergi cezası kesilen üç büyüklerin bilet gelirlerinin 2004 ve 2005 yıllarında incelenmediği öğrenildi. Özhan Canaydın başkanlığında bir grup futbol kulübü yöneticisi, Maliye Müsteşarı Hasan Basri Aktan başkanlığında toplandı. Kulüpler, müsteşara Maliye'nin geçmiş yıllara dönük inceleme yapmaması talebini de aktardı.Bunların, yani futbol kulüplerinin adeta gayri resmi dokunulmazlıkları olduğu anlaşılıyor. Oysa en başta dokunulması gerekli olan onlar. Halkın parasının nerelere gittiğini öğrenmek herkesin hakkı değil mi? Kulüplere dokunulmaz DİNLER Hz. Muhammed'in karikatürlerinin Avrupa basınında yayımlanmasının Batı ile İslam dünyası arasında yarattığı gerginlik sürüyor.Bu gerginlik sürerken İspanya'da büyük bir Müslüman nüfusa sahip Ceuta kentinde düzenlenen karnaval kapsamındaki şarkı yarışmasında Müslümanları "hayvan" diyerek aşağılayan şarkının birinci seçilmesi büyük tepki yarattı. Osmanlı döneminden kalma bir alışkanlıkla, Müslümanları anlatmak için kullanılan "Türkler" kelimesi de şarkıda kullanıldı.ABD'de yapılan bir kamuoyu araştırması da, Amerikalıların yüzde 46'sının İslam dinine olumsuz baktığını ortaya çıkardı. Washington Post gazetesi ve ABC televizyonu tarafından 2-5 Mart tarihleri arasında 1000 kişi üzerinde yapılan araştırma her dört Amerikalıdan birinin Müslümanlara karşı önyargılı olduğunu da gösterdi.Bu haberlere bakınca, "alarm çanları çalıyor" demek doğru olmaz mı? Sanki Avrupa ve Amerika yeni bir haçlı seferine soyunmuş gibi görünüyor.Bunu hisseden biri de herhalde Dışişleri Bakanı Gül. Gül, AB'de, "İslam dahil, tüm dinlere eşit yaklaşım" talep ediyor.Müslümanlar öbür dinlere saygı duyuyor. Peygamberlerini kabul ediyor.Hıristiyan çoğunluk ise İslamı tanımıyor, Hz. Muhammed'i peygamber olarak yok farz ediyor.Gül'ün sözünü ettiği eşitlik bu durumda nasıl sağlanacak? dheper@milliyet.com.tr Savaş gerçek oldu