Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       GÜNLÜK yaşıyoruz.
       Erken seçim unutuldu. Ama normal seçim için de hazırlık yok.
       Yumurta kapıya dayanınca hazırlık imkansız oluyor.
       Hazırlık denilen şey ana hatlarıyla Seçim Kanunu ve Partiler Kanunu değişikliği anlamına geliyor.
       Ama, ABD eski Başkanı Ford için söylendiği gibi, Türkiye de "iki işi birden yapamıyor..."
       Şimdi sel var. Ankara'nın günlerini, mesaisini o dolduruyor. Diğer işler sümen altı... İş bölümüne alışık olmayan bir yapıya sahibiz...
       Seçimi, sistemi o konuda hazırlıklı olmak gerektiğini sözleriyle devamlı canlı tutan bir kişi var; Sayın Cumhurbaşkanı Demirel.
       Demirel dünkü çıkışıyla da ilgiyi çekti:
       Cumhurbaşkanı; "55. hükümetin ömrünü tamamladığını" belirtti ve "Bu hükümet fevkalade şartlarda kurulmuştu. Görevi bu kadardı. Ondan sonraki kısmının yapılabilmesi iddiası fazladır" dedi.
       Demirel, şöyle devam etti:
       "Şimdi Türkiye'de aranan siyasi istikrardır. İşlemeyen siyasettir, siyasi kurumlardır. `Bunlar işlemesin' diyemeyiz. Çünkü buradaki rahatsızlık diğer kurumları da sıkıntıya götürür, bu bir hastalıktır.
       Sistemdeki tıkanıklık ekonomi başta olmak üzere diğer alanlarda yapılacak atılımları da engellemektedir. Bunlar için kanun lazım. Arkasında Meclis gücü olmayan bir hükümet varsa, ondan bunu bekleyemezsiniz. Bugünkü hükümet, fevkalade şartların meydana getirdiği bir hükümettir.
       Bana sorarsanız, hükümetin görevi bu kadardı. Türkiye'yi normalleştirdi. 11 - 12 aydır Türkiye'de geçmişteki tartışmaların çok büyük bir bölümü yapılmıyor. Kantarın topu yerinde duruyor.
       Beş senede bir defa sandık başına giden halkın, sisteme sahip çıkması kolay değildir. Halk her sene bir defa sandık başına gidebilmeli. İki senede bir defa Türkiye'de seçim olmalı. Bir defa yerel seçim, bir defa genel seçim."
       * * *
       BU sözler ne anlama geliyor?
       Tartışmaya açık.
       "Bu hükümet görevini tamamladı gitsin", derseniz, "Yerine ne koyacaksınız?" sorusu ile karşılaşırsınız.
       Çünkü gelen Meclis de aynı yapıda olacaksa, o Meclis'ten de bugünkünden farklı yönetim tablosu yani istikrar çıkmaz ki.
       Bu sözlerin, "başkanlık sistemi" önerilerine karşı çıkanlara gözdağı vermek için bir baskı unsuru olarak söylenmiş olduğunu düşünmek bile herhalde doğru olmaz...
       * * *
       EVET bunlar tartışmaya açık cümleler.
       Ama tartışmaya açık olmayan bir şey var, o da Demirel'in sistem konusunu, seçimlerin kaç yılda bir olacağını, istikrar arayışını, partilerin bölünmüşlüğünü, bölünmüşlükler nedeniyle Meclis'in iş yapamaz halde oluşunu devamlı vurgulaması. Ama bu ısrara rağmen mesafe alamaması.
       Öyleyse bu tartışma, dağınık tartışma safhasını aşmalı.
       Sayın Cumhurbaşkanı sistem arayışını uzmanların, parti temsilcilerinin katılacağı bir danışma masasına getirmeli.
       Getirmeli ki, Türkiye için hayati önem taşıyan bu konular kalıcı bir şekil alsın. Doğru, yanlış anlaşılsın. Birleşilebilecek asgari müşterekler saptansın.
       Cumhurbaşkanı da devamlı konuşan, ama yalnız konuşan, sözleri çeşitli yönlere, anlamlara çekilen, ama sonuca varamayan bir önemli kişi olarak kalmasın.



Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr