Adam sandıktan çıktı. Ama saçmalıyor. Demokrasiyi unutmuş, demokratça değil diktatörce hareket ediyor.
Anayasa’ya boşveriyor, devletin şeklini bile gizli, açık değiştirmek için elinden geleni yaptığı hissediliyor, görülüyor.
Ülkedeki insanların çoğu artık onu istemiyor
Böyle olduğu halde, bu adam daha 4 yıl işin başında kalmalı mı?
“Seçimle gelen seçimle gider” diyen demokrasi ilkesine uyduğumuz için bu adamın diktatörce yaptıklarını sineye çekeceğiz. Oysa bu gelişmeyi askere, darbeye davet sayanlar çıkacaktır.
Biz demokrasi yandaşı olarak darbelere daima karşıyız.
Öyleyse bu adamın, bu partinin demokrasi içinde gerekiyorsa nasıl işine son verilebilir?
Ölçü ne olmalı? İşte bunu bulmalıyız.
“Daha iyisi bulunana kadar demokrasi” diyenler çok haklı ama daha iyisini aramak yerine demokrasiyi eksiklerini tamamlayarak “daha iyisi” yapmak gerek değil mi?
Mesela, adam ve parti Anayasa’ya aldırmaz çıkarsa, Yüksek Mahkeme üçte iki oyla erken seçim kararı alsa iyi olmaz mı?
Tabii Yüksek Mahkeme üyelerinin seçimi şaibeli değilse.
MISIR’DA Demokrasi bu kadar
Böyle bir darbe görmemiştik.
Çünkü, bizim bildiğimiz askeri darbeler ani ve ekseriyetle gece olur.
Oysa Mısır’ın darbesini bütün dünya TV’lerden seyretti. Ve darbe adım adım ilerledi, olur mu, olmaz mı derken oldu.
***
Genelkurmay Başkanı, Muhammed el Baradey ve Kıptilerin başı ile Müslümanların temsilcisi El Ezher Şeyhi’ni de yanına alıyor ve bunlar ihtilali gerekli gördüklerini açıklıyor.
Burada dünyaca tanınmış bir kişinin Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı’nı yıllarca yapmış Baradey’ın Mısır’a Cumhurbaşkanı Yardımcısı ‘tayin edilmek’ için askeri darbeyi istemesi, onun için bir kara leke oldu sayılabilir.
***
Mısır hayatında ancak bir yıl demokrasiyi yaşadı. Önce krallar vardı, sonra diktatörler.
Ve sonra Mısırlıların önüne sandık kondu, “Sizi idare edecekleri siz seçin” dendi.
Ve Mısırlılar Mursi’yi seçti.
Yani Devlet Başkanlığı koltuğuna Müslüman Kardeşler’den Mursi oturdu.
Mursi darmadağın olan ekonomiyi toparlayamadı. Yolsuzluklar Mısır’da diz boyu idi. Mursi sandıktan çıktı ama halkın büyük bir kısmını memnun edemedi.
Ama unutulmasın ki, daha bir yıl olmuştu...
***
Mursi seçimle gelmişti ama Mısır’ın demokrasisi kendine has bir demokrasi idi. Bu demokraside, hükümette Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanı olarak bulunabiliyordu.
Ve sivil iktidar askerlere imtiyazlar getiren mevzuata dokunamıyordu. Ekonominin yüzde 40’ı ordunun elindeydi.
***
Mısır’da yıllarca askeri vesayet vardı.
Anayasa’nın bile nasıl yapılacağını danışmak ve bizim Anayasa’yı da incelemek için askerler elçimize başvurmuşlardı.
Yani Anayasayı yaparken bile onlar vardı.
***
Şimdi Arap Baharı ters döndü, sonbahar oldu.
Müslüman Kardeşler kaybetti.
Oysa bizim birçok yorumcumuz bundan böyle onların kazanacağını ve kazandığını yazmışlardı. Oysa onlar bir yılda kaybetti.
Yeni yorumları merakla izliyoruz!
***
Netice: Seçimle gelen seçimle gider.
Mursi, Mısır demokrasisine bazı pürüzler getirmişti.
Ama onlar demokrasilerde nasıl düzeltilirse, öyle hareket edilir. Bunlar için askeri darbe haklı sayılamaz.
Üstelik daha önce de söylediğimiz gibi, Mursi’nin gelişi daha bir yıl olmuşsa.
Sokaklara ve meydanlara çıkılabilir, çeşitli gösteriler yapılabilir, eleştiri sesleri yükseltilebilir, muhalefet iktidarı doğru yola çekmek için çalışır erken seçim ister ama askerin idareye el koyması savunulamaz.
