Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Türkiye'ye Batı'dan koro halinde baskı başladı.
       Bu Türkiye'de demokratikleşme sürecini hızlandırır mı, inkitaya mı uğratır.
       Yani Batı kaş yapayım derken göz mü çıkartıyor.
       Bu planlı, sonucu önceden hesaplanmış bir toplu hareket mi, yoksa samimi ama yanlış bir politika mı?
       Örneğin Ermeni meselesinin AB'de Türkiye aleyhinde ele alınmasının ne anlamı var. Bunu, Batı'nın samimiyetinin göstergesi saymak mümkün mü?

En önemli konu hangisi

       Avrupa'nın Türkiye'den bekleyeceği Batı standardında bir demokratikleşme olmalıyken birinci sıraya Ankara için en hassas konunun, Kıbrıs'ın yerleştirilmesinin, Ege'nin sokulmasının anlamı var mı?
       Varsa bu anlam Türkiye'yi sıkıştırıp topluluktan kaçırmak mı?
       AB ile ilişkilerde bir ay önce her şey yolunda gidiyor gibi görünürken birdenbire bu çelişkiyi yaratan, normal gidişi saptıran Batı iki yüzlülük mü ediyor?

Çemberi kırma zorunluluğu

       Sorular çok, cevaplar muhtelif.
       Ama sonuç tek.
       Türkiye önce güçlü ve istikrarlı olmalı.
       Tek seçenekli kalmamalı. AB hedefinden de vazgeçmemeli.
       Bu nasıl olacak.
       Bu ancak, AB ile bütünleşmenin bir milli politika olduğunun, tüm partiler tarafından benimsenip savunulması ve dış dünyaya karşı yekvücut olunmasıyla mümkün olabilir.
       Peki sonuç için iyimser mi olunmalı, kötümser mi?
       Görünen tek şey var; bu durum böyle gitmez. Türkiye her şeyden önce kendi insanları için çağdaş dünyanın standartlarında yeniden yapılanma zorunda.
       Bu devleti yok saymayan, irticaya prim vermeyen, bölücülük ve ırkçılığı reddeden, demokratik, insan haklarına saygılı, adaletli bir sürecin başlangıcı olmalı.
       Türkiye'nin Batı'ya kızıp, AB'ye, Ortaklık Katılım Belgesi'ne kızıp içe kapanması geleceğimiz için tehlikedir.
       Türkiye bunu aşmalı, çemberin içinde kalma yerine, çemberi yırtmalı.

Milli birlik, ortak politika

       Biz milli politika ihtiyacından söz ederken, bu kadar çeşitli ve önemli konu Türkiye'ye tuzak haline getirilmişken FP, DYP ve CHP bu konularda susuyor.
       Muhalefet tartışmaya katılmıyor. Neden?
       Türkiye'de milli birlik, Kıbrıs bahanesiyle ABD'nin bile aleyhimizde konuşmaya başladığı bugün gerekmiyorsa ne zaman gerekecek.

Buyurun Ramazan sofrasına

       Bir firma, "Ramazan Sofrası" adı altında yemek tarifleri hazırlamış.
       İşte Müslüman halkımızın iftarına, sahuruna sunulan yemekler:
       * Labne soslu çilekli pasta. * Mozzarella peynirli krep. * Krem şantili kayısı. * Şişte hardal soslu levrek. * Kakao soslu katlar. * Hardallı hindi sote. * Sosisli, peynirli milföy rulo. * Kremalı hindili domates dolması. * Kremel soslu toplar. * Çikolata soslu mozaik. * Zeytinli gordon bleu.
       Afiyet olsun!..


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr