Dünyadaki gelişmiş ülkeler ne ile biz ne ile meşgulüz, ne ile vakit geçiriyoruz.
12 yıldır iktidarda tek parti var, AKP. Öyleyse her şey yolunda gitmeli, koalisyonlardaki gibi değil. Ama bugünkü halimiz koalisyonlara toz kondurmayanlara hak vermenizi gerektiriyor.
İktidarda yıllardır tek parti var ama ülkede istikrar yok.
***
Medya mensubu olmak, doğru bildiğini yazmak, yaymak demektir.
Medya, muharip güçlere yardımcı olan, onlar için çalışan, istihkâmın, sıhhiyenin, levazımın işini üstlenemez, göremez.
Yani gazeteci, medya doğruya doğru, eğriye eğri demelidir.
O iktidarın veya muhalefetin “sözcüsü” olmamalıdır. “Onun medyası”, “bunun medyası” olmaz.
Medya, halkın medyasıdır.
Tekrar edelim, medya doğru bildiğini yazmalıdır.
Medya mensubu, çocuklarına, torunlarına temiz bir isim bırakmalıdır.
Tabii bu ortamda hükümetlerden de basın hürriyetine saygı beklenir.
***
İktidar, yolsuzluk deniyorsa ve o yolsuzluklar için soruşturma isteniyorsa bunu “örtmek” istiyor, dedirtmemelidir.
İktidar, “Paralel bir yapı var ve işte onun kumpası” diyorsa, bunu da ihmal edemez, hukuki soruşturma yürümeli, yürütülmelidir.
Tarafsız, daha doğrusu dürüst bir iktidar kendini ilgilendiren bir konuyu objektif bir şekilde ele alan olmalıdır.
Sonrası adaletin işidir.
***
Bizde, medya da bölük pörçük.
Cemaati yani Gülen’i tutan medya.
Hükümeti ve partisini tutan medya.
Muhalif medya.
Objektif medya.
Mesela “Hükümete muhalifim öyleyse ona düşman olanları sırf bu yüzden destekleyeyim” demek doğru olur mu?
Objektif olmak, yine yeri gelince şunun veya bunun lehine veya aleyhine haber yapmayı engellemez.
Ama şunu da belirtelim, bu meslekteki bazılarına “terörist” demek, terörist yakıştırması yapmak haksızlıktır. Hayatını kalemiyle kazananları hapse atarak susturmak faciadır.
Bazıları, eskiden bu duruma düşenleri savunmasa da dürüstlük onları savunmayı gerektirir.
***
Medyaya, özellikle bu karışık dönemde objektif olmak yakışır.
Memleketin yararı buradadır.
Medya “Hakem Medya” olmalıdır.
Bugün de özlenen, beklenen bu değil mi?
NASIL?
AKP’nin oyu artar mı?
İktidar, yani AKP “Bana yüzde 51 oy yeter” diyor.
Ve belli ki bunun için çalışıyor.
Peki, yüzde 51’i geçse fena mı olur?
Tabii AKP için iyi olur.
Hele karşısında becerikli bir ana muhalefet yokken, bu fırsat kaçırılır mı?
Peki, AKP bunu nasıl yapacak?
“Adil” olarak.
Türkiye’nin AKP’ye oy vermeyen yarısının da bu konudaki görüşünü değiştirerek.
Bunun için birinci şart şu:
Mesela, 4 bakanla ilgili yolsuzluk iddialarında “Yolsuzlukların üstünü örtmek istiyor” izlenimini silerek.
Evet diğer şartlar bir yana, iktidar her şeyden önce “adil” olmalı.
Hem de herkese karşı adil.
ÇOCUK
Kaçırma olayları
“Kadına şiddet” önlenmeli diyoruz. Ama önlenemiyor.
Her gün bir yenisi medyada yer alıyor. İçimiz yanıyor.
Kaybolan, aranan çocuklarda bir facia.
Ama onlar medyada daha az yer alan, duyurulan bir acımız.
Son 5 yılda 14 binden çok çocuğumuz kaybolmuş.
Halen bin 500’den fazla çocuğumuz aranıyor.
En çok kayıp çocuk ihbarı Ankara’da yapılıyor. Ve başkenti İzmir ile Bursa izliyor.
Bu çocukların kaybında kaçırılmalar başrolü oynuyor.
Ve kaçırmalar, organ nakli, çocuk işçiliği ve terörizm amaçlı olabiliyor.
Bunun önlenmesi için de önce ailelere büyük görev düşüyor.
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Bakan Müezzinoğlu: Çürük diş çekilir.
Ya dişçi acemiyse...
- Meclis’te gerilim yaşandı.
Ne zaman yaşanmıyor ki.
- Ülkeyi şaklabanlara teslim etmeyeceğiz.
Sen mi söylüyorsun...
- ABD, Küba ile barıştı...
Bizimkilere örnek olur mu?
- ABD’de 3 günde milyoner oldu.
Türkiye’de vaka-ı adiye...
- İstanbul Konya 4 saat.
Silivri, Levent gibi...
- İspanya’da eşek yükün altında öldü.
Bizdeki eşekler daha dayanıklı!
- Temiz hava için Çinli uçağın kapısını açtı.
Akıllılar yalnız bizde yok ya...
- Gençler sinir hastası oldu.
Yalnız gençler mi?
- Huysuz istemedi, Hande kadro dışı kaldı.
Adı üstünde, Huysuz.
