Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doğan HEPER

ENFLASYON rakamları füze gibi.
Ekim ayı enflasyonu tahminlerin üstünde gerçekleşerek yüzde 8.3 oldu.
Yıllık enflasyonsa yüzde 93.2'ye vardı.
Bu bir rekor sayılmaz mı?
Ama bu enflasyon rakamına karşılık memura ilk 6 ay için yüzde 30, sonraki 6 ay için de yüzde 20 zam öngörülüyor.
Ye Memet ye...
Güneş Taner hükümetin 100. gününde, "Biz ilk 100 günde hasar tespiti ve hasarın onarımı için gerekli hazırlıkları yaptık" diyordu.
İşte "hasarın onarımı başlıyor" derken şimdi görüyoruz ki hasar devam ediyor.
Yüzde 93 enflasyon bundan başka ne anlama gelir ki?
* * *
TÜM istikrar tedbirleri önce ücret ve maaş sınırlaması getirir.
Vatandaşın harcamalarını kısması için.
Ama bu manevralar sırasında fedakarlığın eşit dağıtılması da gerekir.
Yani az kazanan az, çok kazanan çok fedakarlık yapmalıdır ki istikrar programı nedeniyle toplumda patlamalar olmasın, en azından gayri memnunlar çoğalmasın.
Bu açıdan bakınca hükümetin işinin hiç de kolay olmadığı görülüyor.
Bakın, teslim alınan Türkiye'de dengeler nasıl bozuk? Örnek olarak İstanbul'u alan Mustafa Sönmez'in araştırması bu dengesizliği ortaya koyuyor.
İstanbul'da gelir dağılımındaki adaletsizlik ateşle barut gibi kucak kucağa yaşıyor.
Bu şehirdeki zengin aileler ile fakir aileler arasındaki gelir farkı tam 1437 kat.
Böyle bir dengesizliği gidermek için enflasyonun düşürülmesi gerek. Oysa o rekora koşuyor.
Ekonomik istikrar ve gelir dağılımı adaleti olmadıkça, siyasi istikrarın da olamayacağını düşündükçe insan ister istemez karamsar oluyor.
65 milyonluk koca bir ülkenin bu karamsarlıktan çıkmasının tek yolu var:
Uzlaşma. Hem de topyekün uzlaşma.
Hiç olmazsa asgari müştereklerde uzlaşma...
Adil fedakarlıkta uzlaşma...
Huzura ilk adım için ilk şart bu...

Geçenlerde İstanbul Teknik Üniversitesi'nin en önemli hocalarından Ordinaryus Profesör Ratıp Berker öldü.
Ordinaryus Profesör Ratıp Berker'in bilimsel büyüklüğü, İTÜ'ye katkıları bir yana; bugün pek de kimselerin bağlı olmadığı kadar hocalığına, derslerine bağlılığı, öğrencilere bağlılığı önemliydi.
Öğrencilerinin anlattığına göre hiçbir dersi boş geçmezdi. Her derse kendi gelirdi.
Öğrencilerden önce derste olurdu. Ders aralarında koridorda dolaşır, teneffüs bitince ilk derse giren yine oydu.
Şimdi pek çok üniversitemizin fakültelerinde derse muntazam devam eden profesör, doçent, hatta asistan bulmak güç.
O nedenle Ordinaryus Profesör Ratıp Berker'i bir kez de bu örnek tarafıyla anmak istiyorum.
* * *
ÖNCEKİ gün de hukukçu, siyaset bilimcisi Prof. Dr. Bahri Savcı vefat etti.
Bahri Savcı da Türk hukuk ve siyaset hayatına sayısız yapıt hediye etmiş, ömrünü alanındaki teorik ve pratik çalışmalara adamıştı.
Onun da ölümü Ordinaryus Profesör Ratıp Berker gibi şöyle bir duyuruldu.
İkisi için de hiçbir yayın organında sayfalar tutan onların heybetine paralel çeşit çeşit, boy boy ölüm ilanları görülmedi.
Oysa Türkiye'de Ordinaryus Profesör Ratıp Berker'in de, Prof. Bahri Savcı'nın da yerini doldurmak güç.
Onların bu topluma verdikleri birkaç ilana sığmayacak kadar da büyük.
Ama onlar için bu toplumun çeşitli birimlerinin vereceği vefa ifadesi ilanlara bile gözümüz hasretti.

Yazara Email D.Heper@milliyet.com.tr