Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu fırsat bir daha ele geçmez.AKP yıprandı.AKP'nin, DP, ANAP veya DYP olmadığı da iyice anlaşıldı.* * *ECEVİT karizmatik kişiliği, vizyonu, dürüstlüğü ve deneyimiyle başarı kazandı.İnönü'yü devirdi, ortanın solunu üstlendi, Kıbrıs'ı fethetti, Apo onun döneminde yakalandı.DSP Ecevit, Ecevit DSP oldu. Parti "Ecevit partisi" haline geldi."Eğer Ecevit ayrılsa, DSP kalır mı?" sorusunu sorduracak kadar, partiyle lider bütünleşti.Ve Ecevit öldü.* * *GELDİĞİMİZ noktada DSP tükenme dönemini yaşıyor. Böyle giderse siyaset arenasında DSP diye bir parti kalmayacak.Oysa Türkiye'de fikri bir sol potansiyel var. Peki, neden sol tek bir güç haline gelemiyor?Merkez solun, yani CHP ile DSP'nin böyle bir niyeti ve eylemi hiç olmayacak mı?Ecevit, sol olarak DSP'nin CHP'den farklılığını öne sürerdi.Ortak noktaların arayışı değil de fark arayışı o kadar ön plana çıkarıldığı için de sosyal demokratların bütünleşmesi mümkün olmadı.* * *HEP söylediğimiz gibi, CHP'ye İngiliz İşçi Partisi'ni 18 yıl sonra iktidara taşıyan atılımın bir benzeri gerekiyor.Belki de bir Tony Blair anlayışı, bir "Tony Blair solculuğu"...Tony Blair, her şeyden önce "Yeni İşçi Partisi ve İngiltere için yeni hayat" diyerek yola çıktı.Bu içi boş bir slogan değildi. İçi umut doluydu ve o umut paketi halk için çok şey ifade ediyordu. Bunun özeti, yüksek maaş, herkese iş, düşük vergi demekti.Blair, yalnız sosyal demokratların değil, tüm halkın liderliğine oynadı.Yalnız İşçi Partisi'ni değil, bütün İngiltere'yi "yenileme" onun temel ilkesi ve hedefi oldu.Blair, İngiltere için gerçekçi ama yeni bir politika ürettiğinden kazandı.* * *ZANNEDERSEM solun bütün liderleri CHP'den, yani Baykal'dan davet bekliyorlar.Görüşme ve anlaşma daveti...Baykal bu görevden kaçamaz. Bu onun tarihi sorumluluğudur.Solun, solcu-sağcı bütün halkın, 72 milyonun dertlerine derman olacak kısa bir yazılı taahhüdü seçimin de akışını değişebilir.Ne diyor Ziya Paşa: "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."Bekleyip Baykal'ın eserini de göreceğiz.Bakalım Baykal, AKP'ye gidenlerin dışındaki oyları bir listede toplayabilecek mi? CHP bu seçimde de parsayı toplayamazsa dükkânı kapasın daha doğru yapmış olur. "Gazetecilik meslek mi, değil mi?" tartışması bir yana bırakıldı. Şimdi Nişantaşı'ndaki küfürlü dövüşler köşelere taşındı.Fikir uğruna ölünür bile, ama bu kavgalar fikir için değil ki...Bu kişiler olsa olsa bar fedaisi olur. O da bir iştir. Neden kendilerine yakıştırıldıklarını yapmıyorlar? GAZETECİ Mİ? Karagümlüklüler ateş püskürüyor.Klipler savaşı başladı."Karagümrük Yanıyor"a karşı "Karagümrük yanmasın" klibi çıktı."Kim Karagümrüklü?" o da tartışılıyor.Ben Karagümrük'ü 60 yıl öncesiyle, bayram yerindeki derme çatma 3-4 açık hava tiyatrosuyla hatırlarım.Sonra, Karagümrük'teki Vefa Stadı'nda, lise öğrencileri atletizm yarışmalarında 800 metrede koşup 4. gelmiştim.O başarımı da unutamam!..Koşuya zaten 4 kişi katılmıştı da... Karagümrük Yanıyor KOMİK İstanbul, "Avrupa'nın kültür başkenti" olmuş.Aslında "kültürsüzlüğün başkenti" olmalıydı.Yapmışlar. Yapacak başka şehir kalmayınca İstanbul akla gelmiş.Bunu, yani İstanbul'a "Avrupa'nın kültür başkenti" payesi verilmesini Papa'nın ziyaretine bağlayanlar da var.Kıbrıslı Rumların İstanbul'un kültür başkenti olması lehinde oy vermesini anlamlı bulanlar da. Bunlar İstanbul'da bulunan Bizans eserlerinin onarılıp Osmanlı eserlerinin çürümeye terk edileceğini ileri sürüyorlar.Oysa aksi görüştekiler şunları söylüyorlar:Yılda 5.5 milyon turistin geldiği İstanbul'a önümüzdeki yıllarda artık 15 milyon turist gelecek.Yeni müzeler, kültür, sanat merkezleri açılacak. İstanbul'da yaşam kalitesi yükselecek.5 yıldızlı oteller ve kongre merkezleri yapılacak. İstanbul marka olacak.Bu münakaşa yapıladursun, biz İstanbul'un göç sorununu, trafik sorununu, altyapı sorununu daha ele alamadık. "Çözemedik", demiyorum "Daha ele alamadık" diyorum.Milliyet'in bir haberi vardı. "Herkes sifonu aynı anda çekerse Maslak'ta kanalizasyon boruları patlayacak" diye.Yani altyapı İstanbul'da yetersiz. Toprağın üstünde gökdelenler yapılıyor ama, toprağın altı ihmal ediliyor. Yol yapılmıyor, otopark yapılmıyor veya kâğıt üzerinde yapılıyor.Ve bu şehir "Avrupa başkenti" oluyor. Nasıl başkent, nasıl Avrupa ise... Avrupa başkenti... ŞÛRA Eğitim şûrası bitti.Pek çok tavsiye kararı alındı.Bu kararlardan biri de, "bazı üniversite ve özel okullarda derslerin yabancı dilde yapılmasına son verilmesi" yolunda.Bir yabancı dili bilmeyenin herhangi bir alanda başarılı olduğu dönem bizim kuşakla son buldu. Bunu ders verdiğim İstanbul Üniversitesi'ndeki 120 öğrencime her an söylüyorum.Niye?Hiç olmazsa bir yabancı dili iyi derecede öğrensinler diye.Onlara bir büyük gazetemizin bastırdığı el kitabındaki, muhabir olma şartlarını da gösteriyorum. Şartlar arasında yabancı dil bilmek de var.Gazeteci olmak için yabancı dil şart da diğer meslek alanları için durum farklı mı?Değil.İşe yeni eleman alacak olanlar onlarda bir veya iki yabancı dil arıyorlar.Dünya globalleşiyor, yabancı dil gittikçe önem kazanıyor ama bizim eğitim şûrası yabancı dil düşmanlığı yapıyor. Allah hepimize sabır versin. dheper@milliyet.com.tr Yabancı dil düşmanı