AYURVEDA SAĞLIK SiSTEMi

29 Mart 2012

Bu terapide tedavinin asıl amacı, hayatı uzatmak, mükemmel sağlığı yaratmak ve hastalıkları, bozuklukları vücuttan uzaklaştırmak. Ne iki insan ne de iki hastalık aynıdır. Bu yüzden Ayurveda, hastalığı değil bireyi tedavi eder


Ayurvedanın esas önemli noktalarından birisi de insanı, beden ve zihinle bir bütün olarak görmesi ve onun tüm unsurlarını bir bütün olarak bir arada uyumlu ve dengede tutmaya çalışması. Tedavi, bitkisel ilaç, mineral, diyet, egzersiz, yoga, meditasyon gibi tedavi seçenek- lerini de kapsıyor.

Felsefesi iletişim ve dengeyi sağlamak
1990 yılı ocak ayında dünyada birçok ülkenin bir referans merkezi kabul ettiği Amerikan Konseyi’nce tavsiye edilecek bir tıp dalı olarak kabul edildi Ayuverda tedavisi. Ayurveda’nın literatürdeki anlamı yaşam bilimidir. Kökenleri M.Ö. 4500’lü yıllara dayanıyor. Felsefesinde makro ve mikro evrenin bir arada iletişim ve denge içinde olması öne çıkar. Klinik değerlendirmede amaç, hasta ve hastalığın doğasını ve gücünü araştırmaktır. Rutin fiziksel muayenede yapının belirlenmesi, hastalığın yatkınlığı, dokuların kalitesi, vücut yapısının yoğunluğu, uyum sağlama, mental duyum, sindirim

Yazının Devamı

AROMATERAPiNiN A, B, C’Si

22 Mart 2012

Bitkisel uçucu yağların dışarıdan uygulanmasıyla koku etkisinin ön planda olduğu bir tedavi yöntemidir aromaterapi. Çeşitli bitkilerden elde edilen öz ve tohumlardan üretilen yağlar, pek çok hastalığa iyi gelir


İlk kez 1928’de Fransız kimyager Rene Maurice Gattefosse uygulamış aromaterapiyi. Lavantanın yanığa iyi geldiğini gözlemlemiş.
Aromaterapide kullanılan yağlar; bitkilerin kök, yaprak, çiçek ve tohumlarından elde edilen saf, uçucu malzemeler. Koku duyu merkeziyle duygu durum merkezi arasında bir yakınlık olduğu kabul edilir. Koku aracılığıyla etkileme yanında yağlardaki bazı bileşiklerin beyindeki limbik sistemi harekete geçirdiği, serotonin ve norepinefrin gibi çeşitli mesaj moleküllerinin salımına yol açtığı tahmin ediliyor.
Esansiyel yağlar, sık temas nedeniyle aromaterapistlerin elinde kontakt dermatit oluşturabilirken, uygulanan kişilerde uyku hali, baş ağrısı, bulantı gibi hafif semptomlara yol açabilir. Hamilelikte, küçük çocuklarda ve epilepsili hastalarında kullanılmamalı.
Kullanma yöntemleri arasında; masaj şeklinde, inhalasyon (nefes yoluyla), mum içeriğinde, kaynamakta olan suya damlatılarak, radyatör üzerine su içine konularak, genel ve

Yazının Devamı

MANYETiK ALAN TEDAViSi

15 Mart 2012




Kalp krizi yaşlarının 20’lere düşmesi, bağışıklık sistemlerinin çöküşü, hastalıklara sık maruz kalma, beyin kanaması sıklığında artış ve kanser olgularındaki tırmanışın nedeni bulundu

Magnetoterapi, manyetik alan etkileşimine dayanan, girişimsel olmayan, doğal ve hassas bir tedavi metodu. Yer kabuğunun doğal bir manyetik alanı var. Bu etkileşim, hücre zarları arasında alışverişi mümkün kılar. Yer kabuğunun doğal manyetik alanından en çok faydalananlar, toprakla teması yoğun olan kırsal kesimde yaşayanlar. Teknolojiyle birlikte şehir hayatı, insanların toprakla temasını azalttığı gibi elektromanyetik kirlilik ortamı da bu doğal manyetik alanla temasları zayıflattı.

Yazının Devamı

RUHSAL TIBBIN MODERN TIPTAKi YERi

1 Mart 2012

Kronik ağrılı hastalarla ilgili çalışmalarda; ibadet, zihinsel iyileşme, tedavi amaçlı dokunma ve ruhsal şifa vermenin, yüzde 57 oranında olumlu etki sağlandığı ortaya çıktı


Tamamlayıcı alternatif tıp, başta ABD olmak üzere birçok ülkede yaygın olarak kullanılıyor. Bazı bilimsel kaynaklarda bu oranın yüzde 62’lere çıktığı ifade ediliyor. ABD’deki Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi ibadeti, “Özel olarak, sağlık nedenleriyle başa çıkmak için, ruhsal bir güce aktif olarak yalvarma süreci” olarak tanımlıyor. ‘Ruhsal şifa vermek’se katılımcının refah hissi, huzuru, vücut-zihin ve ruhsal dengesinin yeniden sağlanmasının, şifacının şifa vermek amacıyla ibadet, iyileştirme, meditasyon ve ellerini hastanın üzerine koyma yoluyla sağlanması şeklinde yorumlanıyor.
Ruhsal şifa verme, İngiltere’de 1977’den beri kullanılıyor. ABD’de 11 Eylül 2001 terör saldırısından sonra dua ve ibadet, olaylarla başa çıkma mekanizması olarak tercih edildi.

Beyni etkiliyor

Yazının Devamı

MASAJ TEDAViSi

23 Şubat 2012

Masaj, çoğu zaman basite alınan tamamlayıcı bir tıp yöntemi. Ancak bu basit gözüken tedavi, ciddiye alınmadığı ve ehil olmayan ellerce uygulandığı zaman yarardan çok zarar getirir


Masaj kelimesi, Fransızca ‘masser’le Arapça ‘mass-dokunma’ sözcüklerinden türedi. Masaj; deri, deri altı dokusu, kaslar, iç organlar, metabolizma, dolaşım ve lenf sistemlerinin mekanik, sinirsel yolla tedavi edilmesine denir. Çin’de M.Ö. 3000 yıllarında ve Hindistan’da M.Ö. 1800’lülerde masajdan söz edilir. Hipokrat, M.Ö. 400’lü yıllarda omuz çıkığı sonrasında masajın önemini vurgular. Klasik masaja bugünkü şeklini veren kişi, A. Hoffa. Hoffa, 1893’te yayımlanan makalesinde masajı öfloraj, petrisaj, friksiyon, tapotman ve vibrasyon olarak beş gruba ayırır.

Soruna odaklı olmalı
Masaj, çok çeşitli amaçlarla uygulanabildiğinden masaj öncesinde amacını belirlemek önemli. Masaj kaslarda ya da iç organlarda lokalize ağrıların dindirilmesi amacıyla kullanılabilir. Bu durumda spazm ve krampları çözücü, dolaşımı artırıcı, dokular içindeki sıvı birikimlerini çözmek amacıyla uygulanabilir. Lenf dokusundaki durgunluk azaltılarak venöz staz yani toplar damarlardaki gereksiz kan

Yazının Devamı

NÖRALTERAPi VE OZON TERAPiSi

16 Şubat 2012

Vücudumuzda oluşabilecek ciddi hastalıkların çok önceden tespit edilebilmesi mümkün. Bu noktada nöralterapiden yardım alıyoruz. Ozon tedavisiniyse bir nevi gençlik aşısı olarak tanımlayabiliriz


İnsan vücudunda tüm sinirlere hakim olarak vücudun iç dengesini sağlamasına yardım eden sinir sistemine ‘otonom sinir sistemi’ deniyor. Kalbin çalışması, kan basıncının kontrol edilmesi, hormonların düzenlenmesi, sindirim sisteminin çalışması, bağırsak hareketleri, idrar çıkarılması, terleme ve vücut sıcaklığının ayarlanması bu sistem aracılığıyla yapılıyor. Bu sistemde düzensizlik olması, kalp çarpıntısı, tansiyon sorunları, sindirim problemleri, kabızlık, ishal, hormon ve adet düzensizlikleri, aşırı terleme veya çok üşüme gibi rahatsızlıklardan oluşmaktadır.

Hastalıklar önceden tespit edilebiliyor
Nöralterapide temel mantık, insan vücudunda patolojik işaretlerin ortaya çıkmasından çok daha önce çeşitli belirtilerle hastalıkların saptanabilmesidir. Bu nedenle rahatsızlıkların öyküsü alınırken hastalığın ortaya çıkışı ve zamansal ilişki çok önemlidir. Cerrahi girişimler sonrası (ameliyat ya da diş tedavisi) hastada ortaya çıkan değişiklikler, vücudun karşı karşıya

Yazının Devamı

FiZiK TEDAViDE TAMAMLAYICI TIP YÖNTEMLERi-I

9 Şubat 2012

Akupunktur, fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında özellikle myofasial ağrı ve fibromyalji sendromu gibi kas ağrısının temel olduğu hastalıklarda kullanılıyor

Tamamlayıcı tıp yöntemleri, sağlığın çeşitli alanlarında kullanılıyor. Fizik tedavi ve rehabilitasyon da ilgilendiği konular açısından hemen hemen tüm tamamlayıcı tıp yöntemlerinden faydalanılabilen bir alan. Bu yazı dizisine başlarken tamamlayıcı tıp yöntemlerinin uygun kullanıldıklarında faydalı olmalarının yanında klasik tedavilere sadece destek olabileceklerinin bilinmesi gerekir. Tek başlarına kullanılmalarının faydadan çok zarar getirebileceği de unutulmamalı.

Akupunktur tedavisi
Akupunktur, en eski tedavi yöntemlerinden biri, 2-3 bin yıldır uygulanıyor. Batı tıbbıyla tanışması, ABD başkanı Nixon’ın 1972 yılında Çin ziyareti sırasında rahatsızlanması ve tedavisinin akupunkturla yapılması sonrasında oldu. Akupunktur felsefesine göre, hastalık faktörleri araya girmediği sürece canlılar Yin ve Yang adlı iki zıt kuvvetin etkisi altında. Yin ve Yang arasındaki etkileşim, Qi denilen enerji dalgasını üretir. Akupunktur iğnelerinin batırılmasıyla Qi’ye ulaşılır. 365 klasik akupunktur noktasına 600

Yazının Devamı

ŞiFA DOĞADAN GELiYOR

2 Şubat 2012

Bu hafta, sebze ve meyvelerin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlatmaya devam ediyoruz. Bugünkü konuklarımız; bezelye, biber ve elma

Bezelye: Kuru bezelye daha çok çorbalarda kullanılır. Albümini ve nişastası bol, asidi yüksek olduğundan bazen sindiriminde güçlük yaşanabilir. Bezelyede fosfor, lesitin, demir ve potasyum bulunur. Azotlu maddeler bakımından zengin olduğu için hücrelere yararlı. Bileşiminde ayrıca bazı madeni tuzlar var. Bu yüzden ‘bitkisel et’ olarak anılır. Kan şekerinin yükselmesini önlediği ve vücut için çok önemli enzimler içermesi nedeniyle şeker hastalarının, zayıflamak isteyenlerin vazgeçemeyeceği bir gıdadır. Bezelyede en çok A, B ve C grubu vitaminleri bulunur. Kabızlığı giderir, kan yapar ve çağımızın ölümcül hastalığı kansere karşı kalkan oluşturur. Özellikle kan kanserinde etkili olduğu araştırmalarca kanıtlandı..

Biber: Ilıman iklimde yetişen bu bitkinin kökeni, tropikal Amerika’ya dayanıyor. Bugün dünyanın her bölgesinde birçok biber çeşidi yetişir. Bileşiminde az miktarda ender rastlanan nikel, baryum ve antimon gibi madenlerle bol miktarda C ve P vitaminleri bulunduran biberin besleyici değeri düşük. Kırmızı biber, mide suyu ve

Yazının Devamı