Tutunamayanlar

18 Aralık 2012

17. HAFTA

“…bat dünya bat! talih iki gözün kör olsun da, piyango bileti sat!” (Tutunamayanlar s.302)

1996’dan 2002’ye 6 yıl çalıştırdı takımını. Bu sürede Hami Mandıralı’dan Andreas Möller’e kadar çok önemli isimlerin yer aldığı kadrolarla kayda değer başarılar elde etti. 97’de UEFA Kupası’nı aldı. 99’da Schalke taraftarı tarafından yüz yılın hocası seçildi. 2001 ve 2002’de iki Almanya Kupası’nı Schalke müzesine götürdü.

Ancak futbol bazen öyle dramatik bir oyundur ki, Huub Stevens bütün bu başarılarına rağmen 2000/2001 sezonunun son 4 dakikasında Bayern’e kaybedilen şampiyonlukla anılır her zaman. O gün Hamburg deplasmanında Bayern 1-0 gerideyken Tomas Ujfalusi’nin geri pasında hakem Markus Merk endirekt serbest vuruşa hükmetmese saydığımız başarılarına bir de Bundesliga Şampiyonluğu ekleyecekti Hollandalı teknik adam. Sadece 4 dakika tutunabildi o kupaya…

Sonrasındaki sezonun arkasından 2002’de ayrılan yollar 2011’de yine kesişti. O zamanın teknik direktörü Ralf Rangnick yaşadığı sağlık problemleri sebebiyle göreve devam edemeyince imdada yine o yetişti. Eylül 2011’de başında geçtiği takımını 3. yaparak Şampiyonlar Ligi’nde gitme hakkı kazandı. Şampiyonlar Ligi’nde

Yazının Devamı

Wolf Parantezi

11 Aralık 2012

16. HAFTA

David Hilbert, Klaus Fischer, Jens Franke, Werner Hildebrand… Haftanın on biri gibi başlayan bu liste aslında futbola pek yakın olmayan bir grubun içinden birkaç örnek. 2+2’nin asla 4’ten başka sonuç vermediği, matematik dünyasının ünlü Alman matematikçilerinden birkaçı onlar. 2+2’nin çoğu zaman 4 etmediği Alman futboluyla isim benzerliğinden öte değil alakaları.

Yine de, kâğıt üzerinde kurulan sistemlere, kadrolara, hesaplara, kitaplara rağmen Bundesliga’da o kadar beklenmedik olay gerçekleşti ki bu hafta sonu; maçlar öncesi yazılan bütün denklemleri revize etmeden önce onlara bir saygı duruşunda bulunmadan olmazdı bu hafta.

Her şey Dortmund-Wolfsburg maçında hakem Wolfgang Stark’ın “Dortmund’un çıkarma üzerine dağılma özelliği var mıdır?” sorusunu çözmeye karar vermesiyle başladı. Signal Iduna Park’ta tam da beklendiği gibi 6. dakika itibariyle Dortmund 1-0 öndeyken ve Wolfsurg karşısında oyunun tek hâkimiyken, oyunun tek hakemi Stark; “Wolfsburg < Dortmund” eşitsizliğini Dortmund’dan Schmelzer’i çıkarıp, sol tarafı “Wolf” parantezine almak suretiyle bir anda değiştiriverdi. 35. dakikada gelen bu haksız kırmızı kart sonunda (Sonradan Wolfgang Stark

Yazının Devamı

Aile Bağları

4 Aralık 2012

15. HAFTA

Borussia Dortmund 1. Bundesliga’da haftanın maçını oynamak için Münih’e uçarken, Dortmund Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Fakültesi’nin koridorları her zamanki gibi sessiz ve sakindi. Sıradan bir “Sinyal İşleme Sistemleri ve Simulasyonu” dersinden sonra, profesör odasına çekildi. Saatine baktı… “acaba Münih’e inmişler midir?” diye düşündü. Akademik kariyerine Münih Teknik Üniversitesi’nde başladığı için şehrin bu mevsimde ne kadar soğuk olabileceğini çok iyi biliyordu. (Derbiden sonra Dortmund kalecisi Wiedenfeller de bu soğukta çevik kalmanın ne kadar zor olduğuna dikkat çekecekti.) “Henüz 20 yaşında, umarım kötü bir pozisyon yaşamaz.” diye geçirdi içinden.

Sonra oğlunun buna benzer ne kadar çok maça çıktığını hatırlayıp, daha fazla düşünmemeye karar verdi. Son yazdığı makaleyi bir kez daha kontrol etmek için eline aldı. Başlık: ”Koruyucu Periyotlu Blok Transmisyon Sistemleri”, Yazar: Prof. Dr Jürgen Götze… yani Alman futbolunun son yıllarda çıkardığı en büyük yetenek Mario Götze’nin babası!

Maç Mario’nun biyolojik babası Jürgen’nin tahmin ettiği gibi soğuk bir havada başlarken, Mario’nun manevi babası, diğer Jürgen (onu 17 yaşında birinci ligde

Yazının Devamı

Eintracht Olmak

27 Kasım 2012

12. HAFTA

Almanca’da eski bir kelime var. Sözlük anlamı “birlik, harmoni, dayanışma”, kelime kelime çevirisi ise “tek tip (yerel) kıyafete denk geliyor. Neredeyse iyi bir takımı anlatmak için gerekli bütün sıfatları bünyesinde barındıran bir kelime bu:

Eintracht!

Bu sezon Eintracht’ların sezonu olarak devam ediyor Almanya’da. 2. Bundesliga’da lider Eintracht Braunschweig 15 hafta sonunda ilk mağlubiyetini ancak bu hafta alırken, 1. Bundesliga’daki Eintracht Frankfurt, Schalke deplasmanından 1 puanla dönerek zirvedeki yerinin şans olmadığını bir kez daha kanıtladı.

1. Bundesliga’ya bu sezon yükselen ve takip ettiği Bayern, Dortmund ve Schalke ile kıyaslanamayacak kadar küçük bir bütçeyle sezona başlayan Frankfurt, oynadığı oyunla futbolun bireysel yetenekten çok “birlik, harmoni ve dayanışma” oyunu olduğunu kanıtlamaya devam ediyor. Dortmund’la 3-3 biten efsanevi bir maç oynadılar, Bayern’e Münih’te kafa tuttular ve aynı puanda oldukları Schalke’den bu hafta sonu beraberliği alıp geldiler.

Daha lig başlamadan Teknik direktörleri Armin Veh şunları söylüyordu: “Ceza sahamıza çekilip beklemeyeceğiz. Genç ve acemi olsak da kendi stilimizi yaratıp, öyle puan alacağız. Kendi

Yazının Devamı

Nürnberg Mahkemeleri

20 Kasım 2012

12. HAFTA

Bayern, Nürnberg deplasmanında daha 3. dakikada golü bulduğunda kimse şaşırmadı. Golün neredeyse maç başına 1 gol ortalamasına sahip santrfor Mario Madzukic’ten gelmesi de bir o kadar normaldi. Beklenmeyen Hırvat oyuncunun golü attıktan sonra tribüne verdiği asker selamıydı. Başta şaşkınlık yaratan bu selamın muhatabının da tribündeki Bayern taraftarı olmadığını anlamak gündemi takip edeler için zor değildi:

Hollanda'nın Lahey kentinde eski Yugoslavya için kurulan Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanan ve geçen sene 24 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Hırvat general Ante Gotovina ile 18 yıla mahkum olan Mladen Markaç’ı selamlıyordu Mandzukic. Bu isimlerin maçtan bir gün önce suçsuz bulunarak serbest bırakılmasını kutluyordu Hırvat halkıyla beraber.

Gotovina ve Markaç Hırvatistan’ın büyük bir çoğunluğu için halk kahramanı. Bosnalı Sırplar ise tam tersini düşünüyor. 95’deki savaştan Hırvatistan’ın AB üyeliğin kadar uzayan bu davanın detaylarını bu satırlara sığdırmak zor. Zaten yeri de değil. Sonuç olarak haklı ya da haksız kim olursa olsun, güzel oyun futbola siyaset “yine” karıştı.

Hem de öyle bir yerde karıştı ki, golden sonra Mandzukic’in ve

Yazının Devamı

Atlas Vazgeçerse

16 Kasım 2012

10.HAFTA

Sean Connery 1999’da güney batı Fransa’daki malikanesini ve onu çevreleyen doğa harikası araziyi ismini muhtemelen daha önce duymadığı Dietmar Hopp adında bir Alman’a sattı. Sıradan bir mühendisken kurduğu şirketi SAP’nin başarısıyla dünyanın en zenginleri listesine adını yazdıran 60’ındaki bu Alman, söz konusu araziyi dünyanın sayılı golf merkezlerinden biri haline getirdi. Ancak ne başarı, ne servet, ne de golf Dietmar’a geldiği köyün amatör futbol takımında oynadığı yılları unutturamamıştı.

Hopp, çocukluğunda formasını giydiği o köy takımını 2000 yılında 5. ligdeyken finanse etmeye başladı. Takım bugün 1. Bundesliga’da dördüncü sezonunu oynuyor. 2008’e kadar bir defa bile gerilemeden birinci lige ulaştılar ve bu yolda 2. Bundesliga’yı sadece bir sezonda (2007/08) geçtiler. Birinci lige geldikleri ilk sezonda ligin ilk yarısını lider kapattılar. Bu hafta sonu da eski günlerden kısa bir resital sundular. Ezeli rakip Dortmund ve Şampiyonlar Ligi’ndeki Arsenal deplasmanı dâhil, son 5 maçının 5’inden de galibiyetle ayrılmış, formunun zirvesindeki Schalke’yi 3-2 yenerek “asil maviler”e deplasmandaki ilk mağlubiyetlerini tattırdılar.

Daha fazla uzatmayalım.

Yazının Devamı

Türk Dönüşü

11 Kasım 2012

11.HAFTA

“Türk dönüşü”, yasak olmasına rağmen yapılan “U” dönüşleri için günlük Almanca'da kullanılan bir tabirdi. Ta ki, Fatih Terim ve beraberindeki 23 Türk pasaportlu futbolcu 2008 yazında bu tabirin anlamını sonsuza dek değiştirene kadar. Arka arkaya 3 maçta geriye düştükten sonra Avrupa Futbol Şampiyonası’nda o yaz yaşananları hatırlatmaya gerek dahi yok. Sadece bu turnuvadaki dördüncü ve son Türk dönüşü denemesinin bizzat Almanlar tarafından engellenmiş olmasını, bu tabirin geçirdiği anlam değişimini tamamlayan hüzün ve tebessümle karışık bir ayrıntı olarak hatırlayabiliriz belki.

Milli takımımızın yaşattıkları kadar mucizevî olmasalar da, bu geri dönüşlerden Bundesliga’da bu hafta tam 3 tane gerçekleşti. İlk yarı sonunda soyunma odasına galip giden Bremen, Fürth ve Stuttgart’ın maçlarında; 90 dakika sonunda 3 puanı alan takımlar sırasıyla Schalke, Mönchengladbach ve Hannover oldu.

Schalke evinde ağırladığı Bremen karşısında pek ev sahibi gibi oynayamadı. Sanki asıl ev sahibi Bremen’di. Hatta bu ev sahipliği işini o kadar ciddiye almışlardı ki, Bremenli Arnautovic sağ açık olmasına rağmen Schalke sol beki ve Avusturya milli takımından arkadaşı Fuchs’a, Bremen yarı

Yazının Devamı

Atlas Vazgeçerse

6 Kasım 2012

10.HAFTA

Sean Connery 1999’da güney batı Fransa’daki malikanesini ve onu çevreleyen doğa harikası araziyi ismini muhtemelen daha önce duymadığı Dietmar Hopp adında bir Alman’a sattı. Sıradan bir mühendisken kurduğu şirketi SAP’nin başarısıyla dünyanın en zenginleri listesine adını yazdıran 60’ındaki bu Alman, söz konusu araziyi dünyanın sayılı golf merkezlerinden biri haline getirdi. Ancak ne başarı, ne servet, ne de golf Dietmar’a geldiği köyün amatör futbol takımında oynadığı yılları unutturamamıştı.

Hopp, çocukluğunda formasını giydiği o köy takımını 2000 yılında 5. ligdeyken finanse etmeye başladı. Takım bugün 1.Bundesliga’da dördüncü sezonunu oynuyor. 2008’e kadar bir defa bile gerilemeden birinci lige ulaştılar ve bu yolda 2. Bundesliga’yı sadece bir sezonda (2007/08) geçtiler. Birinci lige geldikleri ilk sezonda ligin ilk yarısını lider kapattılar. Bu hafta sonu da eski günlerden kısa bir resital sundular. Ezeli rakip Dortmund ve Şampiyonlar Ligi’ndeki Arsenal deplasmanı dâhil, son 5 maçının 5’inden de galibiyetle ayrılmış, formunun zirvesindeki Schalke’yi 3-2 yenerek “asil maviler”e deplasmandaki ilk mağlubiyetlerini tattırdılar.

Daha fazla uzatmayalım.

Yazının Devamı