Erdinç Yumrukaya

Erdinç Yumrukaya

e.yumrukaya@hotmail.com

Tüm Yazıları

Manisalılar geçen yıla kadar 8 Eylül kurtuluş günün gelmesini heyecanla beklerdi. İnsanlar kasabalarından, köylerinden, beldelerinden akın akın çoluk çocuk Manisa’ya gelip coşku ve heyecan yaşarlardı. Vilayetin önündeki cadde 8 Eylül Kavşağı‘na kadar insanlarla dolardı.
Vali,Tugay Komutanı ve belediye başkanın halkı selamlaması ayrı bir güzellik katardı kutlamalara. Bu seremoniden sonra bando tören alanında yerini alır ve tören geçişi başlardı.
Eylül ayı bağbozumuyla bütünleştiği için borsa, esnaf odaları, ticaret odası ve sivil toplum kuruluşları da bu tören geçişine katılırdı. En sonunda kahraman mehmetçiklerimiz yüksek sesle marşlar söyleyerek sert ve keskin adımlarla törene renk katarlardı. Tören sonunda protokol ve katılan herkes birbirini tebrik edip ayrılırlardı.
Ama bu sene böyle olmadı.
8 Eylül sabahı ben de töreni seyretmek için caddeye çıktığımda MHP Manisa milletvekilleri Sayın Sümer Oral ve Sayın Erkan Akçay ve eski Milletvekili Sayın Mustafa Enöz ile Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve partililerle karşılaştım. Fakat hepsinin de morallerinin çok bozuk olduğunu fark edince sebebini sordum. Eski Maliye Bakanımız MHP Milletvekili Sümer Oral, “Erdinç Bey böyle bir şey olmaz” diyerek, söze başladı ve devam etti:
“90 yıldır Manisa’da kurtuluş günü kutlanır ve bu özel günde belediye başkanı konuşma yapar. Fakat bugün bu törende belediye başkanımız Cengiz Ergün’e söz verilmedi. Verilmediği gibi de tören beş dakika içinde başladı ve bitti.”
Yıllardan beri tanıdığım sayın bakanı ilk defa böyle sinirli gördüm. Ayaküstü yaptığımız sohbette anladım ki MHP teşkilatı bu olaya çok üzülmüştü.
Ben de şu soruları sormak istiyorum;
Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararda belediye başkanları konuşmayacak diye bir madde var mı?
Böyle bir karar varsa bile kurtuluş günleri çerçevesinde konuşan belediye başkanları suç mu işlemiş oluyor?
Kurtuluş günümüzü bir sunucu mu, yoksa kentin en emin insanı, belediye başkanı mı anlatırdı?
Belediye başkanına Manisa’nın kurtuluş gününde söz vermeyip ne zaman söz vereceksiniz?
İşte Manisalıların ve benim kafamdaki sorular ve düşünceler böyle. Ve diyorum ki arka arkaya gelen üzücü haberlerden sonra birbirimize daha çok kenetlenmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi göstereceğimiz özel günlerimizde böyle ufak tefek tatsızlıklar keşke olmasaydı...
Geçmişimizi unutursak gelecek günlerin bizim olması mümkün değildir.
Tatsız ve buruk geçen kurtuluşumuzun 90. yılını kutluyorum.

Haberin Devamı

HAFTANIN SÖZÜ
Düşleri gerçekleştirmenin en kestirme yolu uyanmaktır.

Haberin Devamı

Manisa’nın kurtuluşunun 90. yılında kriz

Kazalara davetiye çıkarıyoruz

Manisa-İstanbul yolunun Anemon Otel Kavşağı’nda aylardır süren yol çalışması hiç ama hiç ilerlemiyor. Defalarca yazdım bir kez daha yazıyorum. İlerideki günlerde üzücü bir trafik kazası yaşanırsa suçlusu kim olacak?
Organize Sanayi Bölgesi Kavşağı’ndaki ışıklar yeşili gösterdiği an, araçlar son sürat kalkış yapıyorlar. Fakat 100 metre sonra yol daraldığı gibi iki veya üç virajla burun buruna geliyorlar. Türkiye’de hiçbir yol çalışması bu kadar yavaş ilerlemiyordur. Sabahleyin saat 10:00’da çalışan kimse görmüyorsunuz. Akşam üzeri saat 17:00’de yine ortada çalışan kimse yok. Peki o zaman bu yol ne zaman bitecek?
Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün acilen Manisa’ya el atması lazım. Ayrıca benim düşündüğümü Ankara’daki milletvekillerimin niye düşünmediklerini ve bu olaya neden müdahale etmediklerini merak ediyorum açıkçası. Umut ederim ki en kısa zamanda düşünme fırsatları olur.
Haftaya görüşmek üzere. Sağlıkla kalın.

Haberin Devamı

Servis araçlarına kim dur diyecek?

Laleli semtinden Manisa’ya saat 18:00’den sonra girmek isterseniz önce bir sakinleştirici almanız lazım. YSE diye bahsedilen kavşaktan Sultan Camii’ne kadar uzaklık 2 km. gibi bir mesafe olmasına rağmen en az 45 dakika ile 1 saat arasında buraya ulaşabiliyorsunuz. Daha durun bitmedi.
Bu sorun şimdilik böyle. Haftaya okullar açıldığında ne olacak? Trafik tamamen kilitlenip vatandaş birbirine girecek. Aynı İstanbul trafiği gibi...
Çok acil olarak servis araçları kentin dışından yolcularını alıp bırakmalı. OSB’deki binlerce çalışan kişinin vardiya değişimi yaptığı an, kent içinde 150-200 büyük aracın trafiği felç ettiğini herkes gördüğü halde neden kimse üzerinde durmaz; merak ediyorum.
Belediye bu konuda üzerine düşen görevi acilen yerine getirmeli. Ayrıca bu araçlardan çıkan zararlı egzos gazının da yayalara büyük zarar verdiğini bilmem söylememe gerek var mı? Bu olay otopark sıkıntısından çok daha büyük ve çok daha vahim...