Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a önemli bir mesaj var. İzmir Milletvekili de olan Bakanımız, Çeşme’de gelen “istemezük” seslerine kulak vermelidir. Yalnız bu istemezük sesi alışılmış çevrelerden değil.
Neden kulak vermelidir; cevabı çok basit... Yıllardır birinin ak dediğine diğeri siyah diyen iki insan aynı konuda birleşip biz bunu istemiyoruz diyorsa bu ikaz dikkate alınmalıdır.
Evet, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu ile eski Başkan Nuri Ertan, Fenerburnu’na yapılmak istenen balıkçı barınağı konusunda “olmaz” diyerek hemfikirlerse sizin ve bakanlığınızın bu sesleri dikkate alması gerekir.
Yalnız bu iki kişi mi karşı? Kesinlikle hayır; AKP’li belediye meclis üyesi Hüseyin Boyacı da çarşı pazar dolaşıp size verilmek üzere “barınağa hayır” imzaları topluyor. Gördüğünüz gibi neredeyse tüm Çeşme ve doğaseverler bu balıkçı barınağına karşılar. İlk defa Çeşme’de sağcısı, solcusu bir konuda birleşip “bu katliamdır, yapılmasın” diyorlar.
Bazı Çeşmeli balıkçılarla da konuştum; onlar da pek ısrarcı değil. Hele onlara göre mevcut Ulusoy Limanı’nın ucu biraz uzatılırsa işlerini görürmüş.
Zaten Çeşme sahiline şöyle bir baktığımızda Çiftlikköy’de, Dalyan’da ve Ildırı’da balıkçı barınakları var ve bu barınaklar da Çeşmeli balıkçıların ihtiyacını fazlasıyla görüyor.
Her balıkçının kapısının önüne bir iskele yapılamayacağına ve üç barınak ihtiyaçları karşıladığına göre bu yeni barınağa ne ihtiyaç var sorusu ortaya çıkıyor.
Çeşmelilerin ihtiyacı yok, buraya av sezonunda gelen Ildırı Körfezi başta olmak üzere 26 metreden sonra denizin anasını ağlatan Çeşme dışından gelen gırgır ve trolcülere lazım. Bu geçici avcıları zaten Çeşmeli balıkçılar da istemiyor.
Hele bu yıl onlarca gırgır teknesi Dalyan’ın hemen 200 metre açığından başlamak üzere tüm Ildırı Körfezi’nin anasını ağlattı, dibini kazıdı.
Özetle Sayın Bakanım, Çeşme’nin düşman kardeşleri kabul edilen Faik Tütüncüoğlu ve Nuri Ertan ile birlikte AKP’liler de aynı konuda hem fikir oldularsa, Fenerburnu Barınağı’nı yapma konusunu bir kez daha düşünün derim.

Haberin Devamı

Bakan Yıldırım’a Çeşme’den mesaj var

Haberin Devamı

Şirince kıyamete hazır mı?

Türkiye’de siyasiler, Suriye, Gazze, İsrail, idamı konuşsalar da halkın esas gündemi geçim, işsizlik ve bugünlerde en önemli konu başlığı da “21 Aralık 2012’de dünya batacak mı?” sorusuna aranan cevap.
Şöyle etrafınıza bir bakın, arkadaşlarınıza bir sorun hemen hemen tüm tanıdıklarınızın “Maya Takvimi” ve “21 Aralık sonrası neler olacak?” konusunu okuduğunu ve araştırmaya çalıştığını göreceksiniz.
21 Aralık’ta kıyametin kopup kopmayacağına, isteyen inanır, isteyen inanmaz herkesin inancı kendisine.
Ben esas başka bir konuya değinmek istiyorum. İnternette bu konu ile ilgili onlarca senaryo dönüp duruyor. 21 Aralık’ta gelişecek olaylardan dünyada iki noktanın etkilenmeyeceği iddia ediliyor, bunlar da İzmir’in “Şirince” köyü ile Fransa’nın “Bugarach” kasabası.
Fransa’dan gelen haberlere göre Fransızlar binlerce insanın Bugarach’a akın edeceğini düşünerek şimdiden tedbir almaya başlamışlar bile.
21 Aralık’ta tüm dünyanın etkileneceği olayların dışında kalacak olan Bugarach Dağı çevresine giriş ve çıkışlar denetim altına alındığı gibi, kasabayı çembere alan polis ve itfaiye ekipleri Bugarach’a aşırı yüklenme olursa yolları kapatacaklar.
Böyle bir senaryonun benzeri Şirince’de de yaşanacak. 100 bine yakın tahmin edilen kalabalığın bir kısmının kıyametten korunmak için Şirince’ye akın etmesi beklenirken, bu kehanete inanmayanların da meraktan buraya gelecek olması büyük bir izdihama yol açacak. Dünyanın dört bir yanından gelecek gazetecileri ve televizyon ekiplerini saymıyorum. Yerli yabancı onlarca televizyon kanalı buradan canlı yayın yapacak.
Bu konu ile ilgili İzmir Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, Selçuk Kaymakamlığı ve Selçuk Belediye Başkanlığı bir çalışma yapıyor mu; doğrusu merak ediyorum?
Gecelik oda fiyatlarının bin lirayı geçtiği Şirince’de yer bulamayan binlerce insan, karavanlarla çadırlarla burada en az bir hafta kalacak. Zaten, konaklama tesislerindeki tüm odalar, yataklar satılınca Şirince’de gözler boş arazilere dikildi. Tarlasını, bahçesini düzleten, çadır yeri olarak kiraya vermeye başladı.
Görülen o ki 21 Aralık öncesi Şirince’de mahşeri bir kalabalık toplanacak.
Peki buna yönelik tedbirler alındı mı?
Araçlar nereye park edecek ve yol nasıl trafiğe açık tutulacak?
Binlerce insan günlerce kolay bir şekilde beslenme ihtiyacını giderebilecek mi?
Ya sağlık hizmetleri ne olacak?
“Erol Yaraş biraz abartmıyor musun” diye düşünebilirsiniz. Hayır hiç abartmıyorum; gerekirse ambulans helikopterlere bile ihtiyaç olabileceğini düşünüyorum.
Bunun gibi daha düşünülmesi ve tedbirinin alınması gereken onlarca soru var.
Gördüğüm kadarıyla İzmir’i yönetenler bu konuda biraz geç kalmış gibiler.
21 Aralık’ta dünya batmasa da korkarım oradaki izdihamdan kaynaklı yaşanacak üzücü olaylardan, Maya kehaneti tutmuş gibi dünyada olumsuz bir algı oluşacak.
Bunu da hiç temenni etmem.