Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

Bazlamayla, haftalık yapılan ekmeklerle büyüdük biz... Tereyağını rahmetli annem, babaannem elleriyle yapardı. Büyük dedemin arıları vardı oturduğumuz evin hemen alt tarafında. Acıktık mı, nenem koca bi dilim kara ekmek keserdi, üzerine biraz yağ, biraz bal, haydi yine arman yerine oyuna.

Üzerimize ekmek kokuları sinmiş anlayacağınız. İşte o koku gelir zaman zaman burnuma ve alır götürür beni o günlere.

Geçen günlerde bi arkadaşımın evine gittim. Uzun zamandır görüşemedik, biraz sohbet edelim diye. Sohbet uzadıkça uzadı. Saat kaçtı hatırlamıyorum, az kalsın burnumun direği kırılıyordu. Yahu bir güzel ekmek, poğaça kokusu geliyor ki anlatamam... Hemen altımızdaki fırından geliyormuş. Poğaçasını, pastasını, böreğini, kurabiyesini öve öve bitiremedi dostum. Vallahi içim gitti. Bi ara niyetlendik inelim diye. O saate kadar yediklerimizi düşününce vazgeçtik.

Haberin Devamı

Bu pastalar, kurabiyeler mis kokulu ekmekler dadından yenmez

Ama intikamımız acı oldu.

Yemek isteyene bahane mi yok. Neymiş, facebook arkadaşlığımızın bilmem kaçıncı yılını kutlayacakmışız. Yalan! Börek çörek yiyeceğiz.

Börek-kurabiye enfes

Şaka bi yana, arkadaşımın evinin yakınından geçerken aklıma geldi, aradım. “Hadi şu senin fırında bi şeyler atıştıralım” dedim. On dakika sonra “Fırın İzmir İncisi”ne oturduk. Garson beklerken fırın sahibi Baki Akdaş geldi masamıza. Arkadaşım tanıştırdı bizi. Baki Bey, 1989 senesinden beri işin içinde. Asıl mesleği pastacılık. Yedi yıl başka yerlerde çalışmış. Sonra da kendi yerini açmış. 20 yıldır da kendi işini yapıyor.

Muhabbet sürerken, biz ne yesek ki diye de homurdanırken, Baki Usta “Anladım ben sizi, az bekleyin” deyip kalkıyor masadan.

Elinde iki çay, biraz da börekle geri dönüyor. Baklava yufkasında, bol ıspanaklı, labne, tuzsuz teneke peyniri ve biraz da lorla hazırlanmış bir iç kullanarak yapıyorlarmış. Çayla öyle güzel gitti ki anlatamam. Biz böreği, pastaları, geçmişi konuşurken börek iki çatalda bitiverdi.

E bunca pasta börek arasından bi börekle çıkmayalım, bir iki bi şey daha atıştırsak mı acaba diye düşünürken, masamıza birir çay ve yanında kurabiye geliyor.

Haberin Devamı

Biraz kurabiyeden, biraz da çayımdan alıyorum. Kurabiyeyi yerken gözlerimin güldüğünü söylüyor arkadaşım. Yahu ben uzun zamandır böyle güzel ‘Kavala Kurabiyesi’ yemedim. Tereyağı lezzeti bademle öyle bi ikili olmuş ki, kurabiyeden insanın yedikçe yiyesi geliyor.

E dedik ya, facebook arkadaşlığımızı kutlayacağız diye. Sohbetin tam ortasında kocaman bir pasta getiriyor Baki Usta. Pastamız gelir gelmez masamızı çikolata kokusu kaplıyor. Birer dilim alıyoruz tabaklarımıza. Böyle güzel bir pastayı bu yıl içinde ikinci kez yiyorum. İlki, önceki hafta bir arkadaşımın doğum günü partisinde, ikincisi de bu.

‘Pasta, kendini ele verir’

“Pastacılığın sırrı nedir usta?” diyorum Baki Bey’e.

“Elbette ki ustalık önemli, ancak pasta taze, günlük olacak, en iyi malzeme kullanılacak. Çünkü yendiğinde kendini hemen ele veren bir tatlıdır pasta” diyor.

Bi ara ekmek kokusundan açılınca konu, tezgâhın ardına, fırının önüne davet ediyor beni Baki Bey.

Fırına doğru ilerlerken pasta dolabının önünden geçiyorum. Şahane, rengârenk pastalar yeni yılı müjdeler gibi geliyor bana.

Haberin Devamı

Bu arada, dolabın bi köşesinde, kavanoz içine yapılmış muhallebiler, keşküller dikkatimi çekiyor. Tam fotoğraflarını çekerken Baki Usta “Kavanoz tatlılarımızı hanımlar pek seviyor. Satın alanlara kapağını da veriyoruz ki, sonradan da kullanılabilsin diye”.

Vallahi süper bi fikir.

Ekmek çeşitlerinden konuşurken, bir ekmek dikkatimi çekiyor: ‘Malt Ekmeği’... Bir dilim tadıyorum. Yediğim en güzel ekmeklerden biri olduğunu söyleyebilirim. İçinde çavdar var, ama galiba mayalama tekniği ve ustanın maharetiyle bu lezzeti alıyor.

Ben fırının içinde kaybolmuşken arkadaşımla göz göze geliyoruz. “Ee hani sen tatlı sevmezdin Fedo, biraz daha kalırsak dadından yinmeyeceksin” der gibi bakıyor bana.

Daha fazla kokulara aldanmadan ‘Fırın İzmir İncisi’nden ayrılıyoruz.

Ellerinize sağlık usta. Hakkı verilmiş her iş mutlaka değer bulur...

Bravo, aynen devam...

Fırın İzmir İncisi: 0232 248 27 26