Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

HANGİMİZ SEVMEYİZ KORDON’U, İMBATI, İYOT KOKUSUNU, BALIĞI, EĞLENMEYİ...

Hangimiz sevmeyiz imbatı. Hangimiz denizden gelen iyot kokusunu içimize çekmekten hoşlanmayız. Hangimiz balık rakı denince tebessüm etmeyiz.

Kordon denince hangimizin yüreği titremez. Hele ben ve benden büyüklerin hangisi bi “aah” çekmez.

Başka yerleri, memleketleri bilmem ama “İzmirliysen seversin” bunları. Genlerine işlenmiştir keyif, tebessüm, dostluk. Dünyaya gelirken böyle kodlanmışsındır. Seversin işte. İzmirliysen seversin.

Haberin Devamı

Evet evet duyar gibiyim “kaldı mı bunlar Fedo” dediğinizi duyar gibiyim.

Evet o eski kordon değil, Palet restoran gibi denizin içinde balık rakı yapamıyoruz belki ama kötünün iyisi, kordon hala gençlerin, aşıkların Kordonu. Öyle ya bi dönem yol yapacaklardı denizin içine.

Yaa işte böyle.

Seversin İzmirliysen seversin

Patladı gitti!

Bostanlı’dan Alsancak’a her vapur yolculuğunda aklıma bunlar geliyor. Eski kordonda balık yerken, rakı içerken deniz görünürdü. Şimdi insanlar kendi arabalarına bakarak yemeklerini yiyorlar. Eee bunları kendi kendime homurdanmıyorum elbet. Hemen her sohbette söylüyorum. Hürriyet Ege Gazetesi köşe yazarlarından, uzun yıllar birlikte çalıştığım Nedim Bubik abimle sıkça yapıyoruz bu muhabbeti. Epey zaman önce (7-8 yıl) şimdi nerede bilemeyeceğim bu aklımdakileri dillendirdim ben yine. Hatta o tarihlerde çalıştığım gazetenin İstanbul’dan ve diğer illerden gelecek misafirleri olduğunu, aralarında zamanın Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün de bulunduğunu söyledim.

Nedim abi “Fedo hiç düşünme Üçkuyular İskele’de Boğaziçi Restoran’a gidin, kaptan köşkü gibi bi yerde yemek yiyin” dedi. Deyiş o deyiş benim için Boğaziçi Restoran o tarihten itibaren patladı gitti.

O yıllarda tanıştım Cem Kocatoros’la.

Seversin İzmirliysen seversin
40 çeşit meze

Boğaziçi’nin kuruluşu yılı 1993... Bostanlı’da hizmete başlıyor restoran önce. Ardından 2010 yılında Üçkuyular Vapur İskelesi üzerinde ikinci şubesini açıyor. Ve en son 2017 yılında Narlıdere’de denize sıfır muhteşem bir şube daha hizmete giriyor.

Tüm bunlar yapılırken Cem’in oğlu Berk Kocatoros’ta yetişiyor ve bugün bu işlerin tamamının peşinde o koşuyor. Berk babasından öğrendiklerinin üzerine koyarak gidiyor.

Haberin Devamı

Tüm şubelerde gözünüz kapalı aynı lezzeti bulabileceğiniz bir sistem yaratmışlar mesela. Boğaziçi’nde hem balık hem de şahane etler yiyebilirsiniz. 40’ın üzerinde zeytinyağlı sıcak, soğuk meze tadabilirsiniz. Ve bunları daima taze yersiniz. Bu konuda bir sloganları da var “İyi ye, iyi yaşa.”

Gerçekten çok uymuş işletme anlayışlarına.

Hem et hem de balık mönülerine sonuna kadar güvenebilirsiniz. Bu konuda o kadar hassaslar ki balık ve et mutfakları ayrı.

“Ee anladık Fedo, ne yiyelim? Senin bi tavsiyen yok mu?” diyorsunuz değil mi?

Evet var elbet.

Bi kere evime yakın diye Bostanlı Boğaziçi genelde tercihim. Akşam beşler benim saatim. Hele şimdi önünden bi de tramvay da geçiyor ya, Sofya’da rakı içermiş gibi hissediyorum vallahi. Neyse gelelim tavsiyeme, bir iki atıştırmalık ve et lokum söylüyorum öncelikle. Yanına da illa ki Narlıbahçe salatası. Salatanın

Seversin İzmirliysen seversin
lezzetini nasıl anlatsam ki; Nar, peynir, roka, çiğdem içi bir araya gelmiş ve mayhoşluğuyla en somurtkan suratları bile gülümseten bi şey çıkmış ortaya...

Haberin Devamı

Sonra deniz kıyısında balık severim. Eskiden Üçkuyular’da kaptan köşkü gibi bir masada oturmaktan keyif alırdım. Şimdi de seviyorum ama, Narlıdere Boğaziçi açılınca elini denize uzatabileceğin, dalgaların yüzüne yüzüne çarptığı bir ortamda balığımı yemek daha bi hoşuma gidiyor.

Orada da tercihim marin levrek, levrek lokum ve önden ille biraz lakerda. Narlıbahçe salatası olmazsa olmaz elbet. E bi kadehcikte rakı var.

Yağmur sesi dinleyeceğim

Çok eskiden Kuşadası’nda yağmurlu günlerde giderdim Narlıdere Boğaziçi gibi denize sıfır bi restorana. Yalnız oturur, kafa dinlerdim. Hafta içi öğleden sonra bi deneyin derim. Eminim seversiniz.

Hafta sonları Boğaziçi’nin titizliği ve her biri gurme lezzet olan kahvaltılık ürünlerle hazırlanmış zengin mönüsünü tadabilirsiniz. Hangi şubeye giderseniz gidin hepsindeki tadın aynı olduğunu göreceksiniz.

Bilenler bilir öyle pek garanti bir şey yazmam ben köşemde, tavsiye ederken ürkerim biraz.

Ama burası başka. İş hayatındayken yemek mekanı seçerken en çok misafirlerin deniz kenarı tercihini karşılamakta zorlanırdık. Evet! Kordon’da yerler var. Ama dedim ya araçlar denizi kapattığından misafirlerimizin tercihi olmayabiliyordu. Sonrasında birkaç seçenek kalıyor zaten ve benim önerilerimden biri her zaman Boğaziçi olmuştur. Sonra diğerlerini de yazarım elbet...

Neyse ben kaptırdım kendimi gene, yazdıkça yazıyorum...

Son sözüm “bu ara yağmurlu bi gün olursa, hele de hafta içine denk gelirse Nedim abimi de alıp yağmur sesi dinlemeye geleceğim Narlıdere Boğaziçi’ne.”

Hadi bana eyvallah...

Seversin İzmirliysen seversin