Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD, finans devlerinin batmasıyla iyice açığa çıkan krize karşı hazırladığı dev bir "kurtarma operasyonunu" Kongre'den geçirmeye çalışıyor. 700 milyar dolarlık kurtarma bütçesi Kongre'den geçerse, ABD, dünyanın en büyük "devletleştirme" operasyonunu gerçekleştirecek.
Dev finans kuruluşlarını, bankaları devralacak, rehabilite edecek ve yeniden eski veya yeni sahiplerine satacak. Sistemi kurtaracak.
Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, bu operasyonun faturası orta sınıf Amerikalıya çıkacak. Mükellef başına 2000 dolarlık ek bir yük binecek. Finansal kriz reel ekonomiye yansımaya başlayınca, ABD ekonomisi de küçülmeye yönelecek, işsiz sayısı artacak. Bu da faturanın bir başka yönünü oluşturacak. Krizin maliyetini halk karşılayacak.
Bu açıdan, ABD'de yaşananlar, Türkiye'de yaşananlara benziyor. Bankaların devletin kapısına bırakılması, bankaların, gazetelerin TMSF'nin yönetimine geçmesi; hortumlanan milyarlarca doların ortadan kaybolması ve faturanın halka ödettirilmesi gibi...
Sistemin özü ve devletin işlevi değişmiyor.

Krizin nedenleri?
ABD bu krize nasıl sürüklendi?
Bir süredir ABD'de bulunan ve Türkiye'ye yeni dönen Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, bu soruma şu yanıtı verdi:
"Birçok neden var kuşkusuz. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
1- ABD zaten kamu açığı veren bir ülkeydi. Afganistan ve Irak savaşının getirdiği maliyet önemli bir etken kuşkusuz.
2- 2003-2006 döneminde ABD finans sistemi aşırı risk aldı, aşırı borçlandı ve aşırı şişkinlik doğdu.
3- Bu dönemde orta sınıf Amerikalının ücretlerinde reel bir artış olmadı. Ancak tüketim kamçılandı. Bankalar ve finans kuruluşları riskli kredi dağıtmaya devam ettiler. Mortgage sisteminde olduğu gibi. Bu 15-20 yıldır devam ediyor. Aşırı risk üstlendiler. Ancak ortalama Amerikalı bu kredileri geri ödemekte zorlanmaya başladı. Geri ödeme aksamaya başlayınca bu kez bankaların bilançoları bozulmaya başladı. Krediler geri çağrıldı. Bu, sistemi daha da zorladı. Orta sınıf daha da sıkıntıya düştü. İflaslar, icralar arttı. Sistem tıkandı. Geri ödemeler durunca yatırım bankaları çöktü.
4- ABD, Çin'den ve Japonya'dan ucuz ithalata yöneldi. Kâğıt sattı. Aşırı borçlandı. Bu yükü taşıyamaz hale geldi.
Prof. Dr. Yeldan, bu krizin ABD ekonomisi başta olmak üzere bu sisteme bağımlı tüm ekonomileri etkileyeceğini, bir daralmaya, durgunluğa neden olacağını da tahmin ediyor.

Türkiye'ye etkisi ne olur?
ABD'deki krizin Türk ekonomisini nasıl etkileyeceği konusunda ise Prof. Dr. Yeldan'ın değerlendirmesi şöyle:
"Kriz elbette Türkiye'yi etkileyecektir. Ben 2000-2001'de yaşadığımız gibi bir kriz beklemiyorum. Yani o yıllarda yaşadığımız gibi borsanın çökmesi, dövizin fırlaması gibi bir kriz olacağını sanmıyorum.
Ancak, olumsuz etkileri olacaktır. Türk ekonomisi zaten bir süredir sorunlu. Yatırım yok, tüketim düşüyor. Bu krizin de etkisiyle durgunluğun daha fazla hissedileceğini söylemek mümkün. Bu yıl büyük bir büyüme de beklenmemeli. Göstergeler de bunu söylüyor. Türk ekonomisi ihracatla idare ediyordu ama bu da ithalata bağımlı bir ihracattır.
ABD'de kriz ithalatı zorlaştırabilir. Bu da ihracatı daraltabilir. İthalatın finansmanı güçleşirse ihracat durgunluğa girer bu de ekonomiyi önemli ölçüde etkiler. Bunun reel alana etkisi de durgunluk biçiminde olur."