Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Ankara birkaç gündür Irak Dışişleri Bakanlığı'na getirilen Hoşyar Zebari'nin "Türk askeri gelmesin" açıklamasıyla ABD'nin asker isteği arasındaki çelişki ile uğraşıyor... Ankara, ABD'ye, "Bu ne biçim çelişki" mesajını önceki gün verdi. Ankara'nın üslubu, diplomatik nezaket içinde ancak sert...
Önceki gün akşam Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal, ABD'nin Ankara Büyükelçisi'ne ABD ile Zebari arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, "Bunu susturun" mesajını veriyor. Zebari'nin bu yönde açıklamalarının devam etmesi halinde doğacak sıkıntıları anımsatan Ziyal ABD Büyükelçisi'ne, "Zebari ağzını kapamalı" uyarısını da iletiyor.
Büyükelçi Edelman'ın nezaket kuralları içinde ama olabilecek en sert üsluptaki bu uyarıya verdiği yanıt ise "ABD'nin gerekeni yapacağı, Zebari ile konuşacağı ve ağzını kapatacağı" yönünde.
Bu yanıtın Ankara'yı tatmin ettiğini söylemek için Zebari'yi izlemek gerekiyor. Fakat ağzı kapatılacak mı, kapatılmayacak mı?
Kulislere göre ABD'nin Türkiye'nin tepkisi karşısında Zebari'nin bu konuşmalarından Bağdat'taki ABD'li yönetici Paul Bremer'in de haberi yok, Washington'un da...
Türk ve ABD askeri yetkililerinin masaya oturduğu süreçte Türk - ABD ilişkilerine Zebari'nin açıklamaları yeni bir gölge düşürüyor...

GÜL'DEN ÖĞÜTLER
Dışişleri Bakanı Gül'le dün AB Dışişleri bakanları gayrı resmi toplantısına giderken, ABD ile ilişkiler, asker gönderme ve Zebari'nin çıkışlarıyla ilgili konuşma olanağı bulduk.
Gül, her zamanki sakin yaklaşımıyla önce Kuzey Irak ve Kürtlerle ilgili öğütlerde bulundu.
Gül, Iraklı Kürtlere şöyle seslendi: "Dikkatli olun. İleriyi düşünün. Bugünün yarını da var. Siz de burada kalıcısınız, biz de burada kalıcıyız. Türkiye'nin dostluğuna her zaman ihtiyacınız olacak."

EL KAİDE BENZETMESİ
Gül, Iraklı Kürt gruplara konjonktürel, günübirlik düşünüp kısa vadeli küçük hesaplara girmemelerini öğütlerken, PKK konusunda da ABD'nin dikkatini çekti.
Gül, PKK konusunda ABD'nin verdiği sözü tutacağı ve üzerine düşeni yapacağı inancında.
Ankara'nın bu konuda beklentisini özetlerken Gül, şu anımsatmayı yaptı:
"Ben daha Washington ziyaretim sırasında ne beklediğimizi söyledim. Hatta şu örneği verdim; Türkiye'de 100 tane El Kaide mensubu var derseniz o zaman bizden ne beklerseniz, biz de sizden onu bekleriz. Şimdi madem o toprakların hakimi, otoritesi durumundasınız, bizim de sizden beklentimiz bu olur."
Gül, sorumuz üzerine, bu beklentinin ABD'nin terör saydığı bu örgüt mensuplarını yakalayıp teslim etmesi olduğu mesajını da verdi.

GÜVENLİK VURGUSU
Dışişleri Bakanı Gül'ün hem Kürt gruplara, hem de ABD'ye altını çizerek verdiği mesajın özünü güvenlik oluşturuyor. Gül, Irak'ın yeniden yapılanması sürecinde öncelikle güvenlik sorununun çözülmesi gerektiğini vurguladı. Güvenlik sorunu çözülmeden siyasi, ekonomik, sosyal, ticari hiçbir sorunun çözülmesinin mümkün olmadığını ısrarla dile getirdi. Gül, bu yaklaşımla Irak'ın istikrarının sağlanması sürecinde Türkiye'nin asker göndermek de dahil bir katkısı olabilecekse, bunu verme eğiliminde olduğunu belirterek, Kürt grupların da bu algılama içinde olmaları gerektiğini kaydetti.
Gül, Türkiye'nin elektrik vermek, su sorunlarını çözmek, sağlık alanında başta yardımcı olmak üzere birçok alanda bu yaklaşımını uygulamada da gösterdiğine dikkat çekti.

ACEMİLİK Mİ, KÜRT KARTI MI?
Gül, asker gönderme konusunda görüşmeler sürerken, Zebari konusunda yaşanan sıkıntıları acemilik olarak değerlendiriyor. Gül'ün bu değerlendirmesinin ABD tarafından da paylaşıldığı kulislere yansımakla birlikte, Irak Geçici Bakanlar Kurulu'nun oluşumunda Kürtlere verilen ağırlık, "ABD Kürt kartını mı oynuyor" sorusunu da gündeme getirmiş durumda. Irak'ın toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin korunması, her alanda istikrara kavuşturulması ve yeniden yapılandırılması konusunda Türkiye'nin işbirliği anlayışı içinde yapıcı katkılarda bulunması ABD'nin de samimi olmasını gerektiriyor.
Gül'le konuşmamızdan edindiğimiz izlenim Zebari ve diğer Kürt liderlerin Türkiye'yi ve Türk askerini Irak'tan uzak tutmaya yönelik çıkışları Ankara'da ters tepiyor. Kürt grupların bu tutumları Ankara'da asker gönderme eğilimini zayıflatmıyor, aksine güçlendiriyor. Kürt liderlerin bu tahrik edici açıklamaları Ankara'yı asker gönderme konusunda BM, NATO, davet gibi koşullar üzerinde çok durmadan hareket etme eğilimine yöneltiyor.