Anayasa Mahkemesi, AKP’nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olduğuna 1’e karşı 10 oyla hükmetti. Partiyi kapatmadı, Hazine yardımının belli oranda kesilmesine karar verdi.
Yüksek Mahkeme’nin bu kararından kısa bir süre sonra hükümet, AKP sözcüleri, yeni anayasa projesini tekrar dillendirmeye başladılar. AKP, yeni anayasa yapma konusunda ısrarlı görünüyor. Anlaşılan o ki, yeni yasama döneminde AKP’nin yeni anayasa projesi yeniden Türkiye’nin gündemine oturacak.
Güven sorunu
Anayasa konusunda AKP iyi bir sınav vermedi.
“Yeni anayasa” projesini Türkiye’nin gündemine soktu. Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki bir heyete yeni bir anayasa taslağı hazırlattı. Bu taslak kamuoyunda tartışıldı. Bazen taslağa sahip çıktı, bazen çıkmadı. Özbudun’un taslağını AKP’den siyasi bir heyet inceledi, eklemeler, çıkarmalar, düzeltmeler yaptı ve “Bu, AKP’nin yeni anayasa taslağıdır” diye bir metni resmi olarak kamuoyunun önüne getirmedi.
Bunun yerine ani bir manevrayla, yeni anayasa taslağını bir kenara bıraktı sadece, üniversitelerde türbanı serbest bırakmak amacıyla iki anayasa maddesi değişikliğini yasalaştırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de değişiklikleri onayladı.
Bu ani manevra, AKP açısından bir inandırıcılık sorunu yarattı. Sadece türbanı serbest bırakmak için iki maddelik bir değişikliğin yapılması, AKP’nin asıl amacının yeni bir anayasa değil, türbanı serbest bırakmak olduğu kanısını yaygınlaştırdı.
Anayasa Mahkemesi, söz konusu madde değişikliklerini iptal etti ve AKP’nin bu girişimi sonuç vermedi.
AKP şimdi yeniden “yeni anayasa”dan söz ediyor.
Tabii, aynı sorular gündeme gelecektir?
AKP’nin yeni anayasadan amacı nedir? Sadece kendi siyaset anlayışı önünde engel olarak gördüğü anayasa hükümlerini kaldırmak veya değiştirmek mi yoksa gerçekten yeni ve çağdaş bir anayasa hazırlamak mı?
Bu konuda kamuoyundaki kuşku devam edecektir. Kuşkunun kaynağı da AKP’nin geçtiğimiz dönemde sergilediği manevralardır ki, bu hareket tarzının, AKP’yi kapatmanın eşiğine getiren gelişmelerde önemli payı olduğu yadsınamaz.
Öne çıkan konu
Yeni anayasa yeniden gündeme sokulurken AKP sözcülerinin ifadelerinden öncelikli konunun parti kapatmaya yönelik maddeler olacağı anlaşılıyor. Parti kapatmanın zorlaştırılması AKP’nin ilk hedefi gibi görülüyor. Bu olasılık Anayasa Mahkemesi kararı belli olmadan da gündemde gezdirilmiş, ancak AKP bu yola gitmemişti.
Mahkeme, AKP’ye kapatma cezası vermeyince, bu kez partilerin kapatılmasını zorlaştıracak bir düzenlemeye yöneleceği görülüyor.
Bu öncelik, yine benzeri bir tartışmaya yol açacaktır:
AKP, yeni bir anayasa yapmayı mı hedefliyor yoksa kapatılma olasılığını tümüyle ortadan kaldırmayı mı?
Bu soruların kaynağı AKP’nin izlediği politikadır. AKP, karşılaştığı her sorunu Anayasa’yı değiştirerek aşmayı deniyor.
Bu da AKP’nin, siyasi partilerin sağlayacağı bir uzlaşmaya dayalı, toplumun her kesiminin görüş ve önerilerine açık bir çalışma yürütmekten çok, kendi varlığı ve siyasi hedefleri açısından engel gördüğü hükümleri değiştirmeyi amaçladığını düşündürüyor.
