Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Emeğin Küresel Eylem Günü nedeniyle gerçekleştirilen "Ankara yürüyüşü" Abdi İpekçi Parkı'nda büyük bir mitingle noktalandı.
Türk - İş, KESK, Hak - İş, DİSK gibi işçi ve memur örgütlerinin düzenlediği ve on binleri bulan katılımla gerçekleşen böyle bir mitingin olaysız ve olgun bir havada noktalanması önemli. İşçi, memur ve polisin gösterdiği demokratik olgunluk kutlanmaya değer. Başta Türk - İş Başkanı Bayram Meral olmak üzere, işçi ve memur liderlerinin yürüyüş ve mitingin olaysız geçmesi için gösterdikleri çaba ve İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in bizzat başından sonuna kadar olayla ilgilenmesi ile Ankara Emniyet Müdürü Hasan Yücesan'ın sağduyulu yönetimi, övünülecek bir tablo ortaya koydu.
İşçi ve memurların taleplerini Türk - İş Başkanı Bayram Meral başkanlığında bir heyet, Başbakan Yardımcısı ve MHP lideri Devlet Bahçeli ve Başbakan Bülent Ecevit'e ilettiler.
Meral'in ilettiği somut talepleri şöyle sıralamak mümkün:
1- Özelleştirme nedeniyle açıkta kalan işçilerin daha önce söz verildiği şekilde başka kurumlarda işe yerleştirilmeleri,
2- Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlarda çalışanların ücret ve sosyal haklarının zamanında ve tamamının ödenmesi,
3- IMF istiyor diye kıdem tazminatı ve ikramiyelere dokunulmaması,
4- Zor koşullarda sağlanan kaynakların sadece hortumlanmış bankalara değil, kamu çalışanlarının enflasyona ve işsizliğe karşı korunmaları için aktarılması,
5- Köy Hizmetleri'nin kapatılmaması.
Bu taleplere karşı Bahçeli ve Ecevit ne dediler?
Başbakan Yardımcısı ve MHP lideri Bahçeli'nin verdiği yanıt şöyle özetlenebilir:
"Devletin küçültülmesi çalışmaları çerçevesinde Başbakanlık Müsteşarı'yla dört müsteşarın yürüttüğü çalışmanın sonucunu bekliyoruz. Bu raporu değerlendireceğiz. Zor koşullarda olduğumuz belli. Kaynaklar ölçüsünde elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz."
Türk - İş Başkanı Bayram Meral'in bu görüşmeden edindiği izlenim, Bahçeli'nin, IMF'nin isteklerinin tartışmasız yerine getirilmesinden ve programı yürüten Devlet Bakanı Kemal Derviş'in bu konulardaki tutumundan rahatsız olduğu yönünde.
Ecevit'in verdiği yanıt ise işçi ve memurlar açısından "kazanılmış hak" niteliğindeki haklardan geri dönüş olmayacağı şeklinde.
Ecevit, dünkü görüşmemizde Meral'e de aktardığı görüşlerini şöyle özetledi:
"Kazanılmış haklardan geri adım atılması söz konusu değil. Sanıyorum, Sayın Meral bazı haberlerin, yorumların sonucu böyle bir izlenim edinmiş. Ancak böyle bir durum yok. Köy Hizmetleri'nin kapatılması da söz konusu değil. Köy Hizmetleri'nin çok önemli bir işlevi var. Çalışmalarından herkes memnun. Kimse partizanlık yapıldığını öne süremiyor. Savurganlık yapıldığını da öne süremiyor. Ayrıca Köy Hizmetleri personelinin başka yere devredilmesi sonuçta bir tasarruf anlamı da taşımıyor."
Türk - İş Başkanı Bayram Meral, dün "Ankara yürüyüşü" sonrasında yaptığımız görüşmede uyarısını şöyle özetledi:
"Ülkenin bugün yaşadığımız zorlukların içine düşmesinde hiçbir olumsuz katkımız ve sorumluluğumuz olmadığı halde aylardır, yıllardır sabırla elimizden gelen özveriyi gösteriyoruz. Türk işçisi ve memuru işadamından, işvereninden çok daha olgun ve sabırlı bir tutum gösterdi. Ancak, bu program sadece IMF'nin istekleriyle, işadamı, işveren gözlüğüyle yürütülemez. Bunun sosyal yönü ve sonuçları dikkate alınmalıdır. Özel sektörü yok saymıyoruz. Ama onların yaklaşımı, devlet işçi çıkarsın, bize kaynak aktarsın, şeklinde. Bu kabul edilemez. Bu ekonomik krizin çözüme kavuşturulması değil çok daha ağır bir sosyal ve siyasal krize dönüştürülmesi anlamına gelir. Bizim hükümetin dikkatini çekmek istediğimiz husus budur."
Türk - İş Başkanı Bayram Meral, sadece IMF reçetesiyle yürünmesi ve sosyal önlemler alınmaması halinde işin sonunun genel greve kadar varabileceğini de vurguluyor.
IMF'nin sosyal gözü olmadığını, işin başında Başbakan Ecevit de belirtmişti.
Bu gerçek bilindiğine göre krizden çıkış faturasının sadece çalışanlara ve geniş halk yığınlarına kesilmesi anlamına gelecek kararlardan uzak durulması gerekiyor. Bu alanda enflasyon ve dolaylı vergi sarmalıyla ücretli geniş halk kesimleri güçlerinin çok üzerinde özveride bulundular.
Hükümet, özveri ve kaynak dağılımı dengesini bulmak zorunda.
Borç sarmalını kırmak için ek dış kaynak veya işçi - memur - emekli dışında bir öz kaynak yaratılması gerekiyor.