Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakandan tarihi açıklama: Savaş uzun sürmez Başbakan Gül, ağırlıklı olarak Irak sorunu üzerinde durulan kabullerde "Savaş uzun sürmez" dedi. Gül, harekâtın ne zaman başlayacağı yönündeki bir soruya ise "Bu ay sonunda ya da mart ayı başında operasyon başlar gibi görünüyor" yanıtını verdi. Bu arada hükümet, üs ve limanlarda yapılacak çalışmalara ilişkin yetki tezkeresini Meclise gönderdi. Tezkerede sınırsız bir yetki yerine, Çekiç Güç benzeri bir modelle Meclisten belirli bir süre için yetki istendi. Başbakan Gülün konuşmalarından edindiğimiz izlenim, Irak konusunda savaşsız bir çözüme ulaşma olasılığının çok zayıfladığı yönünde.Gül de bu kanıya varmış görünüyor. Barışçı bir çözüm bulmak yolunda, bir noktadan sonra çabaların sonuç vermeyeceğinin anlaşıldığını ifade ediyor. Bu noktayı en fazla Türkiyenin zorladığının hem Irak, hem de diğer ülkelerce bilindiğini anımsatıyor. Başbakan Abdullah Gül, Dışişleri Konutunda, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönülle birlikte, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir bilgilendirme toplantısı yaptı. Başbakan Gülün konuşma ve davranışlarına devlet adamlığı sorumluluğu ve özeni hâkimdi. Dış politika alanında da, iç politika alanında da sözcükleri seçerek konuştu. BİZDEN GÜNAH GİTTİ Hemen bunun arkasından da Türkiyenin bundan sonra ne yapacağına ilişkin bilgi ise şuydu:"Eğer savaş olursa gerçekçi olmak gerekir. Türkiye elinden gelen her şeyi yaptı. Bunu iç kamuoyu da, dış kamuoyu da biliyor. Barış için Türkiye kadar gayret gösteren de olmamıştır. Sonuna kadar her şey yapıldı. Bu noktadan sonra günah bizden gitti. Bundan sonra Türkiyenin ulusal çıkarları, menfaatleri göz ardı edilemez. Bunlar öne çıkar ve bu tabiidir. Ankaranın iradesi dışında bir savaş çıkarsa Türkiyenin menfaatlerinin, ulusal çıkarlarının tehlikeye girmemesi gerekir. Bunu halkımız anlayacaktır." Irak sorununun tırmandığı günden bu yana Türkiyenin barışçı girişimlerini özetleyen ve bizzat gösterdiği ısrarı vurgulayan Başbakan Gülün, dün Irak yönetimine verdiği mesaj şuydu: "Bizden günah gitti." ABDNİN YANINDA OLURUZ "Biz Irakın bölünmesini arzu etmeyiz. Orada bazı oluşumların ortaya çıkması Türkiyenin lehine değildir. Bu nedenle, bu saatten sonra bu işin dışındayız, diyemeyiz. Demememiz gerekir. Bizim artık stratejik ortağımız, müttefikimiz olan ABD ile ulusal çıkarlarımız açısından birlikte hareket etmemiz gerekir." Türkiyenin iradesi dışında bir savaş çıktığında Ankaranın hareket tarzını belirleyecek olan faktörler konusunda ise Başbakan Gülün mesajı şöyle ifade edilebilir: İLK TEZKERE MECLİSTE Bu değerlendirmeler ışığında Başbakan Gül, Meclise, yetki için iki tezkere sevk edileceğini bildirdi. Havaalanları ve limanlarda inşaat için hazırlanan tezkerenin Bakanlar Kurulunca benimsendiğini ve Meclise sevk edildiğini belirtti. Bu yetkinin üç ay için alınacağını da kaydetti. Yurtdışına asker gönderme ve yabancı asker bulundurmaya ilişkin tek bir tezkerenin de bayramdan sonra, ayın 18inde Meclise sevk edileceğini duyurdu. SAVAŞMAYACAĞIZ AMA... Başbakanın konuşmalarından çıkan izlenim şu:"Türkiyenin önem verdiği konu Irakın toprak bütünlüğüdür. Türkiyenin bu yaklaşımı İran, Suriye, Ürdün tarafından da paylaşılmaktadır. Türkiyenin Irakın topraklarında, yeraltı kaynaklarında gözü yoktur. Bu biliniyor. Bir savaş çıkması halinde, Körfez Savaşında da görüldüğü gibi, birçok gelişme olabiliyor. Göç olayı yaşanıyor, katliamlar oluyor. Bunlar oldu, yaşandı. Oradaki Türkmenler, Kürtler bizim akrabalarımız, kardeşlerimiz. İşte Türkiye bu nedenlerle bu işin dışında kalamaz, kayıtsız duramaz. Türk askeri bunları önlemek için, tedbir almak amacıyla Kuzey Irakta olacaktır. Savaşmak için değil, göçü, katliamları, orada bir devlet kuruluşunu önlemek için orada olacaktır. Bunu sağladıktan sonra da çekilecektir. Biz savaşa girmiyoruz. Amacımız Türk askerinin bir kurşun atmadan bu önlemleri almasıdır. Türk askerinin kurşun atmaması için de orada bir miktar ABD askerinin olması gerekiyor." Bir savaş çıkarsa Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapacak? İşlevi ne olacak? ABD ASKERİ DAHA AZ OLACAK Bu soruların yanıtları Başbakan Gülün yansıttığı havadan şöyle verilebilir:"Türk askerinin sayısı, ABD askerinin sayısından fazla olacak. Türk askeri güvenliği sağlayacak. Savaşa girmeyecek. Türkiyeye veya Türk askerine bir saldırı olursa o olasılıklara göre de önlemler alınmış olacak." Kuzey Irakta ne kadar Türk askeri olacak? ABD askerinin sayısı belli mi? IRAK SALDIRAMAZ Başbakan Gülden edindiğimiz izlenim, Ankaranın böyle bir kaygı taşımadığı. Ankara, Irakın böyle bir gücü olduğunu düşünmüyor. Ama her olasılığa karşı savunma önlemleri alınmış olacak. Patriotlar dahil, hava ve kara savunma önlemleri tam olarak alınacak. Ankara, Iraktan bir karşı saldırı bekliyor mu? Saddam, ABD askerlerinin geçeceği ülkelere karşılık verebilir mi? VİCDANLAR RAHAT Bu soruya hem Başbakan, hem bakanların yanıtları açık: Vicdanlar rahat.Başbakan Gülün yansıttığı vicdanları rahatlatan nedenler de şöyle:"Bu tür kararların kolay kararlar olmadığının bilincindeyiz. Zor kararlardır. Yapılacak her şeyi, Başbakan, hükümet, bütün Türkiye yapmıştır. Bundan sonra bana sorulacak şey Türkiyenin çıkarlarıdır. Türkiyenin çıkarlarını korudunuz mu, bunun için ne yaptınız, sorusudur." Başbakan Gülün ve bakanların vicdanı rahat mı? 2. BM KARARI... Başbakan Gülün bu konudaki yorumları, elbette BM Güvenlik Konseyinin bir kararının tercih edileceğini gösteriyor. Ancak, her zaman tek başına BM kararının meşruiyetin tek göstergesi olduğu gibi bir dar bakış açısı da geçerli değil. BM bir mahkeme değil. Bir siyasi organ. Bazen BM kararına dönüşmese de uluslararası toplumun, çok sayıda ülkenin ortak tutumu da meşruiyet kazandırabilir. Bazen BM kararlarını bazı ülkeler meşru görmezler. Uluslararası sürece, diplomatik girişimlere, doğabilecek tehlikelere, maruz kalınan tehditlere, fiilen oluşan koşullara göre de tutum alınabilir. Eğer bir savaş çıkarsa, ABDnin bunu mutlaka BMnin ikinci bir kararına dayandırması gerekmez mi? Türkiye bu koşulu her fırsatta vurgulamıştı. Bu savaşı sadece Saddam durdurabilir BARIŞ UMUDU VAR Başbakan Gül, barış için hâlâ şans olduğunu düşünüyor. Silah denetçilerinin yeniden Iraka gidecek olmasının, 14 Şubatta ikinci raporu sunacak olmalarının Saddam tarafından bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Bu iki hafta içinde denetçilerle zoraki değil gönüllü bir işbirliğine yönelerek, barışçı bir çıkış yolu için şans yaratılabileceğini düşünüyor, Saddama bunu öneriyor. EKONOMİK ZARAR Gülün verdiği bir izlenim de, Ankaranın muhtemel savaş nedeniyle uğrayacağı kayıpların telafisi konusunda ABD ile sağlam bir zemin oluşturacağı yönünde. ABD ile bir mutabakat imzalanacağını anımsatırken, Türkiyenin kayıplarının telafisi konusunda her şeyin sağlama bağlanacağını, garanti altına alınacağını da yansıtıyor. ARAPLAR YAPAMADI Gül, kendi girişimiyle gerçekleşen İstanbul toplantısının çok takdir görmesine karşın, Suriyenin başkentinde zirve toplanması girişiminin sonuç vermediğini de kaydediyor. Başbakan, Cumhurbaşkanı Sezerin de böyle bir zirveye yapılması halinde katılma eğilimi gösterdiğini, ancak, bu zirvenin olmayacağının da anlaşıldığını belirtti. Arap ülkelerinin Arap ligi toplamayı tercih ettiklerini ve bunun da Türkiyeyi üzdüğünü yansıttı. MGK KARARI DOĞRU MGKnın son toplantısında hükümete Meclisten yetki alması yönünde tavsiyede bulunmasına ilişkin karar, Gülü memnun etmiş görünüyor. Böyle bir kararın alınmasını savunduğunu ve desteklediğini, devletin zirvesinde çok uyumlu bir çalışma sergilendiğini vurgulayarak, bu memnuniyetini ifade ediyor. TAYLORA TALİMAT Başbakan Gül, önceki gün kendisini arayan ABD Başkan Yardımcısı Cheney ile görüşmesinde Türkiyenin ekonomik kaygılarını anlatırken, 1991de karşılanmayan kayıpları da hatırlattığını söylüyor. Cheney, bu sözler üzerine talimat vererek ABD Hazine Bakan Yardımcısı Taylorı dün için Ankaraya göndereceği karşılığını veriyor. Gül, yoğunluktan söz edince Taylorın ziyareti bugüne kalıyor. IRAKIN GELECEĞİ Başbakan Gül, çalışmalarda Irakın toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin esas alındığını söylüyor. Operasyon sonrasında bir kargaşaya sebep verilmemesi ve geçişin sağlanabilmesi için Gül, otoriteye ihtiyaç duyulacağını da anımsatıyor. Bu otoritenin nasıl oluşturulacağı ise henüz belli değil. Bir "Karzai modeli mi, yoksa Mc Arthur modeli mi?" sorusunun yanıtı da ortaya çıkmış değil. fbila@milliyet.com.tr Operasyondan nasıl bir Irak ortaya çıkacak?