Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Çağdaş Yaşamı Destekleme derneği ile Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin öncülüğünde 50'ye yakın sivil toplum örgütünün organize ettiği dünkü gösteriye katılım yoğundu. Kalabalık Anıtkabir'in dışına taşmıştı.Atatürk'ün huzuruna çıkan katılımcılar, sorunu üniversitelerde türban-başörtüsünün serbest bırakılmasının ötesinde "laiklik sorunu" olarak tanımladılar. Anıtkabir defterine yazılanlar, katılımcıların tepkileri, yorumları, atılan sloganlar; AKP ve MHP'nin girişiminin "laiklik karşıtlığı" olarak algılandığını gösteriyordu.Gösteriye katılan sivil toplum örgütünün başkanlarında ve konuşan kadınların çoğunluğunda, Türk kadınını çarşaftan çıkaran, ona Avrupa'dan çok önce seçme ve seçilme hakkı tanıyan Atatürk'ün ve onun en büyük eserim dediği cumhuriyetin temel taşı olan laikliğin "yerinden oynatıldığı" görüşü hâkimdi. Anıtkabir'deki dünkü manzara, 22 Temmuz seçimleri öncesindeki cumhuriyet mitinglerine benziyordu. Cumhuriyet mitinglerinin ilki de 14 Nisan'da Ankara'da, Tandoğan Meydanı'nda yapılmıştı. Anıtkabir'de dün gördüğümüz manzara, türban serbestliğine yönelik girişimin toplumun bir kesiminde önemli bir kaygı oluşturduğunun kanıtıydı. Katılımcılar, bu serbestliğin üniversitelerle sınırlı kalmayacağını, kamu alanı dahil yaşamın her alanına yayılacağını ve giderek başını örtmeyenler için baskıya dönüşeceği kaygısını taşıyorlardı.Nitekim aynı saatlerde Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda türban serbestliğini destekleyen karşı gösteride verilen mesajlar dikkat çekiciydi. Başkent Kadın Platformu, MAZLUMDER ve Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu öncülüğünde gerçekleşen gösteride, MAZLUMDER temsilcisi Ali Dalaz, türbanı kamu kurumlarında serbest bırakacaklarını belirten AKP Milletvekili Hüsnü Tuna'nın yanında olduklarını açıkladı. Kaygının boyutu AKP ve MHP'nin Anayasa ve YÖK Yasası'ndaki değişiklik önerileri gündeme geldiğinden bu yana toplumda gözlenen gerginliğin devam edeceğini söylemek yanlış olmaz.Üniversitelerarası Kurul toplantısında yaşanan gerginlik, sonrasında açıklanan bildiri konunun öncelikle üniversite bünyesinde tansiyonu yükselteceğinin güçlü işaretiydi.Üniversite öğretim üyeleri düzeyinde sertleşen ilişkilerin, üniversiteler açıldığında bu kez öğrenciler arasında hangi düzeye ulaşacağını tahmin etmek zor değil. Gerginlik sürecek Türbanın bir siyasal simge, serbest bırakma çalışmasının da siyasal bir girişim olduğu açık. Siyasal iktidarın din ve dince kutsal sayılan değerler ve simgeler üzerinden siyaset yapması, yaşanan gerginliğin asıl nedeni olarak görülüyor. Siyaset dinin üzerinden elini çekmiyor. Aksine, dini siyasi malzeme olarak kullanmayı bir hak, bir olanak olarak görüyor.Türbanı üniversitelerde serbest bırakma girişimiyle başlayan süreç, önemli riskler taşıyor. Anayasa Mahkemesi, düzenlemeleri hangi sonuca bağlarsa bağlasın önümüzdeki dönemde, üniversiteler ve toplumda "türban-laiklik" ekseninde bir çatışma ortamı doğacağı şimdiden görülüyor.Gençlerimizi yeniden bir çatışma ortamına sürüklememek öncelikle siyasal iktidarın sorumluluğudur.Hükümet bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmeli, yangına körükle gitmemelidir. fbila@milliyet.com.tr Siyasi malzeme