Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara - Atina yakınlaşma politikasının mimarlarından biri olarak bilinen Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Türkiye'yi sık sık Avrupa Birliği'ne şikayet ediyor. Kıbrıs sorununda olduğu gibi Ege sorununda da AB'yi arkasına alıyor. İki ülke arasındaki sorunları Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki sorunlara dönüştürmeye çalışıyor. Bunda da etkili oluyor. Avrupa Birliği de aynı eğilimi taşıdığı için sonuç alması zor olmuyor.Son zamanlarda Atina'nın şikayet konusu Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını ihlal ettiği. Atina, Ege'nin suları gibi hava sahasının tamamını da kendi hava sahası olarak gördüğü için, her gün ihlal iddiasında bulunuyor.Oysa iddiası gerçeği yansıtmıyor.Önce işin teknik tarafına bakalım. Konunun uzmanlarından Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Ünal'ın verdiği bilgilere göre işin teknik yönü şöyle özetlenebilir.Yunan Hava Kuvvetleri bir yılda yaklaşık 25 bin sorti yapıyor. Bunun 23 bini Ege üzerinde gerçekleşiyor.Buna karşılık Türk Hava Kuvvetleri yılda 250 bin sorti yapıyor. Son birkaç yıla kadar bunun sadece bin 500'ünü Ege üzerinde gerçekleştiren Türk Hava Kuvvetleri, son yılda sorti sayısını 6 bine çıkarmış durumda.Atina, bu uçuşlarda Türk savaş uçaklarının Yunan hava sahasını sürekli ihlal ettikleri iddiasını Brüksel'in gündeminde tutmaya çalışıyor.Oysa, Türk savaş uçakları Ege'ye çıkarken NATO Komutanlığı'ndan da izin alıyor ve bilgi veriyor. Bu uçuşları NATO'dan eğitim amacıyla talep ediyor. Hatta, NATO mensubu olarak bu eğitim uçuşları için Türk Hava Kuvvetleri, NATO'dan kaynak da kullanıyor. Ayrıca Atina, karasularını 6 mil, hava sahasını 6 mil yerine 10 mil kabul ettiği için Ege'de uluslararası hava sahasına çıkan Türk savaş uçakları 4 millik sahadan geçmek zorunda. Aslında uluslararası hava sahası olan bu 4 millik alanı Atina dayanıksız biçimde ihlal alanı olarak değerlendiriyor.Yunanistan'ın NATO'nun bilgisinde yapılan bu uçuşlardan bir diğer NATO ülkesi olarak tedirginlik duymaması gerekiyor. Ancak, Türk savaş uçakları Ege'ye açıldıklarında, gelen uçakların kimliğini bilmiyormuş gibi, hemen savaş uçaklarını kaldırıyor ve Türk uçaklarını karşılayıp zorluyor. Gerekçe olarak da bildirimde bulunulmadığını, uçakları tanımadığını gösteriyor. Oysa, askeri uçaklar için böyle bir bildirim zorunluluğu olmadığı gibi Türk uçakları NATO bilgisinde ve NATO eğitim programı çerçevesinde uçuş yapıyor. Yunan hava sahasını değil, uluslararası hava sahasını kullanıyor.Ayrıca NATO'nun Brüksel'deki Merkez Komutanlığı SHAPE'de, bu uçuşlar inceleniyor. Brüksel, hem Eskişehir radar bilgilerini, hem de Yunanistan'ın 1. Hava Taktik Komutanlığı'nın bulunduğu Larissa'da radar bilgilerini izliyor ve inceliyor, görüntü ve fotoğraflara da bakıyor. Sonuçta, Yunanistan'ın iddialarına karşılık Türk uçaklarının ihlalde bulunmadığına karar veriyor.Nitekim bu bilindiği için de Atina uzun süreden beri ihlal iddialarından vazgeçmişti. Bu, son dönemde iki ülke arasındaki yakınlaşma politikasından önce gündemden düşmüştü.Şimdi yeniden gündeme sokuluyor.Acaba neden?Doç. Dr. Ünal bunun iki nedeni olabileceği kanısında. Birincisi Avrupa Birliği üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmak. Sorunu Avrupa Birliği sorununa dönüştürmek.İkincisi ve belki bundan da önemlisi Yunanistan iç politikasına ilişkin hesaplar. Türkiye ile yakınlaşma politikasının Yunanistan kamuoyunda eleştirilmesi. Başbakan Simitis'le Dışişleri Bakanı Papandreu arasında üstü örtülü biçimde yürütülen siyasi rekabetin bir gereği. Yumuşama politikasının yeterince destek görmeyişi nedeniyle bunun faturasının Papandreu'ya çıkarılması. Simitis'in ise yeniden gerginlik politikasıyla puan almaya yönelmesi. Papandreu'nun yumuşama politikasının mimarı olmasına karşın Dışişleri Bakanı sıfatıyla, Türkiye aleyhine Brüksel'e başvurmak zorunda bırakılması. Doç. Dr. Ünal'a göre amaç en geç 2004 Nisanı'na kadar yapılacak olan Yunanistan seçimleri.Terör örgütüne yardım ve yataklık yaparken suçüstü yakalanan Yunanistan'ı sıkıştırmak yerine yakınlaşma politikası izleyen Ankara'ya karşı, Atina'nın son günlerde izlediği politika bu. İç politik hesaplar ve çıkarlar uğruna Türkiye'yi Brüksel'de ihlalci durumuna düşürmek...AB sürecinde ne dostça yaklaşım ama! fbila@milliyet.com.tr Yunanistan, Ege sorununu ısıtmaya başladı. Gerginlik politikasıyla konuyu gündemde tutmaya çalışıyor.