Katılım Ortaklığı Belgesi'ne son anda müdahalede bulunarak, Kıbrıs konusunu kısa vadeli hedefler arasına koyduran Atina, 20 Kasım'da toplanacak olan Dışişleri Bakanları düzeyindeki
"AB Genel İşler Konseyi" öncesinde ikinci bir atağa kalktı.
Yunanistan, bu kez Konsey'de, Katılım Ortaklığı Belgesi'nde ikinci bir değişiklik yaptırarak, Türk - Yunan sorunlarını da
"siyasi kriterler" bölümüne koydurmaya çalışacak. Böylece, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye olma süresinde hem Kıbrıs, hem de Ege'deki sorunları ayrı ayrı
"koşul" haline getirmiş olacak.
Atina'nın bu atağına ilk tepki Başbakan Bülent Ecevit'ten geldi. Ecevit, dün Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ve Başbakanlık'taki AB Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural ve Dışişleri yetkilileriyle yaptığı toplantı sonrasında sert bir açıklama yaptı.
Ecevit, özetle, Atina'nın bu girişiminin de Konsey'de kabul görmesi halinde, Türkiye'nin AB ile ilişkileri gözden geçirmek dahil yeni bir pozisyon alabileceğini açık bir dille ifade etti.
Ankara'nın tepkisi Başbakan Ecevit'in açıklamasıyla da sınırlı değil.
Başbakan'ın yaptığı açıklama, Dışişleri Bakanlığı tarafından
"resmi" tebligatla bir çeşit NOTA'ya da dönüştürülüyor. Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Faruk Loğoğlu, AB ülkelerinin Ankara'daki büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı'na davet etti. Loğoğlu, Ecevit'in açıklamasını büyükelçilere resmen tebliğ ederek Ankara'nın tepkisini diplomatik zeminde en üst düzeyde iletmiş oldu.
Bu ne anlama geliyor?
Sorumuzu yanıtlayan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in yaklaşımı şöyle:
- Türk - Yunan sorunlarının Belge'de
"siyasi kriter"ler arasına sokulması, Türkiye - Avrupa Birliği ilişkilerini çok olumsuz etkiler. Türkiye'nin ilke olarak bunu kabul etmesi mümkün değildir. Böyle bir gelişme Ankara açısından süreci yeniden ele almayı gerektirecek, ilişkiyi yeniden değerlendirmeyi gerektirecek kadar önemlidir.
AB Genel Sekreteri Volkan Vural da, aynı yaklaşım içinde:
- Atina, bu kez de Türk - Yunan sorunlarını, Kıbrıs konusunda yaptığı gibi bir çeşit koşul haline getirmeye çalışıyor. Biz Kıbrıs konusundaki girişimi de kabul etmeyeceğimizi Helsinki Belgesi'yle bağlı olduğumuzu ifade etmiştik. Şimdi Atina'nın ikinci girişimini de kabul etmeyeceğimizi en yetkili ağızdan söylemiş bulunuyoruz. Ankara, Türk - Yunan sorunlarını siyasi kriter olarak kabul edemez. Bu konuda tavrımız gayet nettir.
Ankara, Atina'nın ikinci atağını, Başbakan Ecevit'in AB Başbakanlarına yazdığı mektubun yanısıra, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in girişimleriyle de önlemeye çalışacak.
Top, 20 Kasım'da AB Dışişleri Bakanlarının katılacağı Konsey toplantısına geçecek. Eğer konsey, Atina'nın Kıbrıs'tan sonra ikinci isteklerini de kabul eder ve Türk - Yunan sorunlarını
"sınır anlaşmazlıkları" kavramı altında
"siyasi kriterler" bölümüne koyarsa, Ankara'nın AB ilişkilerini askıya alması gündeme gelebilir.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr