Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şimdiden seçimin galipleri olarak ilan edilen iki liderin, seçime bir hafta kala televizyonda karşı karşıya gelmeleri iyi bir örnek oluşturdu.Diğer liderlerin de aynı yöntemle halkın karşısına çıkmaları yararlı olur.Baykal ve Erdoğan, çabuk sinirlenen ve hırçın tavırlar gösterebilen liderler olarak bilinirler. Ancak, önceki gece dört saatlik program boyunca her iki lider de sinirlenmeden, hırçınlaşmadan, sakin bir biçimde konuştular, tartıştılar. Düzeyli, saygılı, ağırbaşlı bir program izledik. Liderlerin gösterdiği özen kadar Uğur Dündarın deneyimi ve düzeyli yönetimi de kuşkusuz kaydedilmeli.Baykal ve Erdoğan, birbirlerini küçük vuruşlarla yoklayan, rakibin etrafında dönen ama kıyasıya girişmeyen iki boksör gibiydiler. Açık gördükleri yerlere dolaylı göndermeler yapan ve sıkıştırmaya çalışmayan tutumlarıyla, olgun bir görüntü sergilediler.Her iki lider de uygun soru bulduklarında düşük gelir grubuna mensup ailelerden geldiklerini, yaşam mücadelesinin ne demek olduğunu küçük yaşlardan beri bildiklerini, simit satarak, çalışarak büyüyüp okuduklarını anlattılar. Halktan biri olduklarını vurgulamaya özen gösterdiler.Baykalın 12 Eylül sonrasında işsiz kalmasına karşın, hiç kimseden yardım almadığını, hiçbir işadamının önerisini kabul etmediğini, eşinin maaşıyla geçinmeye çalıştığını belirtmesi, Erdoğanın çocuklarını bir işadamının yurtdışında bursla okutmasına ince bir eleştiriydi.Erdoğanın kızlarını türban nedeniyle, oğlunu da imam - hatipli olduğu için üniversite sınavında dezavantaj taşıdığı gerekçesiyle yurtdışında okuttuğunu açıklaması, Baykalın bu göndermesine yanıt niteliği taşımadı. Ayrıca, kamuoyuna iyi para kazandığını, ticaretle uğraştığını, belediye başkanlığından sonra ticarete yoğunlaşıp zenginleştiğini açıklamasına karşın, çocuklarını bir işadamının bursuyla okutmasının yarattığı çelişki dikkat çekti. Bu açıklamalar, "madem iyi para kazanıyorsunuz, çocuklarınızı neden bir işadamı okutuyor" sorusunu yanıtlamaktan uzak kalıyor. Ülkeyi yönetmeye aday liderlerin çok duyarlı olmaları gereken bir konu bu...Programda, Erdoğanın iki radikal önerisi dikkat çekti. Biri kaçak çalışan yabancı işçilerin yerine Türk işçilerin alınmasına olanak sağlayacak bir önlem alınması, diğeri, büyük kentlere girişte vize uygulaması. Erdoğan birinci önerisini işsizliğe karşı bir önlem, ikincisini de çarpık kentleşmeye ve büyük kentlere yığılmaya karşı bir önlem olarak gündeme getirdi.Baykalın ise sosyal demokratlığın dinimizle çatışmadığını vurgulamaya özen göstermesi dikkat çekiciydi. Dinimizin, "komşun açken tok yatmak günahtır" dediğini, Peygamberimizin de hizmetinde olan ancak hakkı olmadığı halde iki metre fazla kumaş alan birinin cenazesine katılmayı reddettiğini anımsattı. Baykalın bu mesajları, Ecevitin yıllar önce başlattığı "sağ tabana sıkışıp kalmış mütedeyyin ama sola açık" seçmenle de köprü kurma, "inançlara saygılı laiklik" yaklaşımını çağrıştırdı.İki liderin de farklılıklardan çok, ortak noktaları ve uzlaştıkları konuları öne çıkararak konuşmaları, seçim sonrasında koalisyon kapılarını kapatmak istemedikleri izlenimi verdi. fbila@milliyet.com.tr CHP lideri Deniz Baykal ve AKP lideri Tayyip Erdoğanın katıldığı, Uğur Dündarın Kanal - Ddeki "Seçim Arenası" programı ilgiyle izlendi.