Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Mersin - İzmir


       Kamu tesislerine yerleştirilen depremzedeleri ziyarete giden Başbakan Ecevit'le uçakta sohbet olanağı buluyoruz.
       "Bir güvensizlik var. Anlaşılmayan bir nedenle deprem bölgesini terk etmek istemiyorlar" diyor, Başbakan Ecevit.
       "Oysa" diye devam ediyor, "40 bin 634 yatak var. Ancak 6 bin 666 kişi başvurmuş. 34 bin 407 yatak boş duruyor."
       Neden deprem bölgesinden ayrılmıyorlar? Bu güvensizlik niye? Acaba haklarını kaybetmekten mi korkuyorlar?
       Başbakan, bu sorularımızı şöyle yanıtlıyor:
       "Belli ki bir güvensizlikleri var. Psikolojik bir durum. Aslında haklarını kaybetmeleri söz konusu değil. Hiç olmazsa hanımlarını, çocuklarını gönderebilirler. Onlar için ayırdığımız kamu tesisleri hem sağlık, hem güvenlik bakımından modern bütün gereksinmeleri karşılayacak durumda. Ancak oradan ayrılmama konusundaki dirençlerini kıramadık."
       Başbakan Ecevit, deprem bölgesinde ilköğretim çağındaki bütün çocuklar için bölge yatılı okullarında da yer ayrıldığını ancak depremzedelerin bu olanağa da fazla rağbet etmediklerini söylüyor.
       Mersin'e ulaştığımızda depremzedelerin yerleştirildiği İçişleri Bakanlığı dinlenme tesislerini birlikte geziyoruz. Gerçekten lüks bir tatil köyü. Mersin, bin 100 depremzedeyi ağırlıyor. Hala 3 bin 760 kişiyi ağırlayacak olanağa da sahip. Deniz kıyısına kurulmuş modern yazlık tesislerde.
       Çoğunluğu Düzce'den gelen depremzedelere üç öğün yemek, ısınma, barınma ve çocuklar için okul ve kreş hizmeti bedava sunuluyor. Buna haberleşme olanakları da dahil.
       Depremzedeler, kaldıkları tesisi kendileri yönetiyor. Bir temsilcileri ve ihtiyar heyeti sayılabilecek bir yönetim birimleri de var. Hatta disiplin kurulu bile oluşturmuşlar. Uygunsuz davranışı olanları gruptan ayırıyorlar. Demokratik bir yönetim kurmuşlar. 300 çocuk tertemiz kıyafetlerle okula ve kreşe gidiyor.
       Başbakan Ecevit, bu olanakları yerinde gözledikten sonra deprem bölgesinden ayrılmak istemeyen depremzedelere, "çadıra mahkum değilsiniz" mesajı gönderiyor. Mersin ve İzmir'i ziyaretin amacı bu.
       En azından kış koşullarında kadınlar ve çocuklar bu kamu tesislerinde güvence içinde, insanca yaşam olanaklarıyla kışı geçirebilirler.
       Yapılması gereken Mersin ve İzmir'de olduğu gibi diğer bölgelerde depremzedelere ayrılan tesislerin, sağlanan olanakların deprem bölgesinde insanlara anlatılıp, gösterilebilmesi. Bu sağlanırsa, depremzedeler soğuk, çamur ve kar altında çadırlara mahkum olmadıklarını daha iyi anlayacaklardır.
       * * *
       BAŞBAKAN Ecevit'le sohbetimizde diğer konulara da kısaca değiniyoruz.
       Ek vergilerin devamının gelip gelmeyeceğini soruyoruz.
       "Hayır" diyor, Başbakan:
       - Başka vergi yok. İnsanlarımız ek vergilerin zorunlu olduğunu anlamaya başladılar. Buna alışıyorlar. İhtiyacımızın tamamını karşılamasa bile bu vergiler borçlanma gereğini önemli ölçüde azaltacak. Kamuoyunun bu zorunluluğu anlayışla karşılaması gerekiyor.
       Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Öcalan'ın infazıyla ilgili bir yanıt verecek mi?
       Ecevit, bu sorumuza da, "hayır" yanıtı veriyor:
       - Böyle bir zorunluluğumuz yok. Dosya hükümete gelinceye kadar bekleyeceğiz. Çünkü, karar düzeltilmesi talebinde bulunma hakkı söz konusu. Bu henüz kullanılmadı. Süreç bundan sonra tamamlanacak.
       Liderler zirvesinde AİHM'ye karşı bir görüş ayrılığı söz konusu mu? Örneğin MHP lideri Bahçeli'nin tutumu farklı mı?
       Başbakan, liderler zirvesinin bu konuda "görüş birliği" içinde geçtiğini vurgulayarak şöyle diyor:
       "Gayet uyumlu bir çalışma yaptık. Sayın Bahçeli'nin yaklaşımı da aynı yönde. Esas olan devletimizin çıkarları. Sayın Yılmaz'la da, Sayın Bahçeli'yle de bu konuda uyum içindeyiz."
      
Başbakan Ecevit, asıl önceliklerinin depremzedeler olduğunu da vurguluyor. "Ancak" diyor, "birçok olay da üst üste geldi. Ama bizim önceliğimiz kış koşullarında depremzedelerin gereksinmelerini bir an önce karşılamak."


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr