Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümetin başbakan düzeyinde muhatap aldığı tek parti olan DTP’nin eşbaşkanı Emine Ayna, basındaki, “sorun çözücüler”den çok daha temkinli hatta tehditkâr konuşuyor. Ayna, Ahmet Türk’le birlikte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmüştü.
Bu görüşmeden sonra basına yansıyan “AKP ile DTP sorunu çözüyorlar; CHP ile MHP engel oluyor” havası Ayna’nın sözleriyle örtüşmüyor. Ayna, Başbakan’ın girişiminden ciddi biçimde “kuşku” duyuyor.
Önceki gün şöyle konuşuyordu:
“Birilerinin bizle görüşüp birilerini devre dışı bırakma niyeti varsa biz bu oyuna gelmeyiz. PKK ve Öcalan’sız bir barış süreci olmaz. Biz 15 Ağustos’ta Öcalan’ın açıklayacağı yol haritasını önemsiyoruz.”
Bu sözler gösteriyor ki muhalefet partisi DTP, hükümetin yapacaklarını görmeden kendini bağlamak istemiyor.

DTP’nin hakkı!
PKK ve DTP’ye söz söyletmeyenlere bakarsanız muhalefet partisi olarak DTP’nin kuşku duyması en doğal hakkı. Ama CHP’nin ve MHP’nin hükümetin ne yapacağından kuşku duyma hakları yok!
CHP, bu konudaki kırmızı çizgilerini ve somut önerilerini açıklamış olmasına rağmen basındaki DTP ve PKK severlerin gözünde en küçük bir değer görmüyor.
Daha önce de görüldüğü üzere, hükümetle yakın çizgide olanlar gibi DTP ve PKK ile aynı görüşleri savunanlar CHP ve MHP’yi suçlayıp işin içinden çıkıyorlar!

Oyun beklentisi
Emine Ayna’nın sözlerine bakarsanız eğer hükümet Öcalan’ı ve PKK’yı muhatap almazsa ortada bir oyun var demektir ve DTP de bu oyuna gelmeyecektir.
O halde basındaki kraldan fazla kralcılar acele ediyorlar. Henüz Öcalan, PKK ve onlardan talimat bekleyen DTP kararını vermemiş. Eğer hükümetin açıklayacağı paketi beğenmezlerse “çözüm” de olmayacak. Ayna’nın konuşma yaptığı mitingde açılan pankart, “Barış istiyoruz ama savaşa da hazırız” diyor.

Öcalan’ın yol haritası
Abdullah Öcalan’ın Eruh saldırısını başlattığı gün olan 15 Ağustos’ta açıklayacağı görüşler tartışmasız biçimde DTP tarafından kabul edilecektir. DTP bu açıklamadan sonra pozisyonunu kesinleştirecektir. Tıpkı bundan önce olduğu gibi.
Ancak bu kez sadece kendi söylemini ve duruşunu Öcalan’a göre belirlemekle kalmayacak, Başbakan Erdoğan’ı da aynı yönde karar almaya zorlayacaktır.
Hükümet Öcalan’la veya PKK’yla müzakereye oturmuş izlenimi vermekten çekinerek süreci yürütmeye çalışıyor. Ancak bugüne kadar sözünü ettiği paketi oluşturmadığı veya oluşturamadığı veya açıklayamadığı için Öcalan’ın belirleyeceği yol haritasına karşı tepkisiz kalmayı tercih edecektir. Eğer açıklayacağı pakette de Öcalan’ın önerilerine karşılık gelen adımlar bulunursa bunun İmralı ile ilgisi olmadığını izah etmeye gayret edecektir.
DTP ve PKK, “açılım süreci”nde bugüne kadar eylem ve tutumunu değiştirmedi. Buna karşılık hükümet cephesinden “çözüm”ün çerçevesine ilişkin bir açıklama da yapılmadı. Örneğin CHP’nin gündeme getirdiği üniter devlet, milli eğitime etnisitenin sokulmaması gibi kırmızı çizgiler konusunda bile iktidardan ses gelmedi.
Karar alıcı güce sahip olan iktidarın bu tutumu kuşkuların ve soru işaretlerinin artmasına yol açıyor. Hükümet tutumunu netleştirmedikçe gerçekçi bir tartışma yürütmek de zorlaşıyor.