Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sağlık Bakanı Osman Durmuş "Ana ve Çocuk Ölümlerini Önleme Projesi"ni tanıtan mektubunda, Türkiye'nin acı veren gerçeklerine değinmiş...
Bakan Durmuş'un basından verdiği iki örnek, projenin önemini ortaya koymaya yetiyor.
Şöyle diyor Sağlık Bakanı:
"Haberlerin ilki Şanlı Urfa'da doğan ve ikisi sadece birkaç saat yaşayabilen üçüz bebeklerle ilgiliydi. Yoksulluk ve çaresizliğin soğuk bir evde kendi kendine mahkum ettiği zavallı anne, bebeklerinin kaybı için 'kader' diyordu. 65 yaşında 9 çocuk babası olan eşi ise parasızlıktan eve odun kömür bile alamadığını ve eşini hastaneye götürme imkanı olmadığını söylüyordu.
Diğer haber, kara kışın 14 yaşında bir anne adayının doğum için hastaneye yetiştirilemeyip yollarda ölmesine sebep olduğunu duyuruyordu. Yollar yine kapalıydı ve bir sağlık kuruluşuna ulaşma şansı olmadan gencecik bir hayat sönüp gitmişti."
Bakan Durmuş, iki hüzünlü ve etkileyici haberden alıntı yaptıktan sonra, aynı haberler içinde duran ama öne çıkmamış iki habere de kendisi işaret ediyor.
Birinci haber için "anne adayı" yerine, "14 yaşındaki çocuk, bebek doğurmak için hastaneye yetişemediğinden öldü" vurgusunu yapıyor. "14 yaşında çocuk anne" tanımına ekliyor: "Erken yaştaki doğumların öldürücü olduğu gerçeğini bir kez daha yaşayarak (ölerek) anladık..."
İkisi ölen üçüzler haberinde ise Bakan'ın altını çizdiği, doğum sıklığının iki yıldan az olmasının anne ve çocuk için ölüm riskini artırdığı.
Ağır ekonomik ve sosyal koşulların yanı sıra çocuk yaşta anne olmanın, iki yıldan az sürede iki kez hamile kalmanın ve 4 doğumdan fazlasının anne ve çocuk için riski artırdığına işaret ediyor Sağlık Bakanı ve bu saptamalarının arkasından çarpıcı bilgiler veriyor.
Türkiye'de her yıl 48 binden fazla bebeğin ve 700 annenin yaşamını yitirdiğini bildiriyor.
Örnek verdiği iki haberin arkasında ücretsiz olan ana ve çocuk sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bu alanda eğitimsiz anne ve babaların eğitilmesinin önemini vurguluyor.
Sağlık Bakanlığı'nın başlattığı, "Ana ve Çocuk Ölümlerini Önleme Projesi" sadece kadın ve çocuklarla ilgili olanlar değil bütün sivil toplum kuruluşlarınca da desteklenmesi gereken önemde...
Bu eğitim ve hizmet yaygınlaşmadıkça anne, baba veya çocukların, "ne yapalım kader" deyip boyunlarını bükmelerinden başka çareleri olamaz...