Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Deprem vergisi olarak bilinen ek vergi yasasının hukuki açıdan Anayasa'ya aykırı, mali ve ekonomik açıdan da mantıksız olduğu öne sürülüyor.
       Anayasa'ya aykırılık tezi, 1.12.1999 tarihinden önce ihraç edilmiş Hazine bonolarının vergilendirilmesine dayandırılıyor. Bu görüş, "geriye doğru vergi salınıyor, vergi yasaları geri yürümez, bu Anayasa'ya aykırıdır" biçiminde ifade ediliyor.
       Bu yönüyle yasa gerçekten Anayasa'ya aykırı mıdır?
       Vergi yasalarının geri yürümeyeceği yönünde bir Anayasa hükmü var mıdır?
       Hayır. Bu yönde bir yazılı kural yoktur.
       Bu açıdan, hukuka ve mali - ekonomik mantığa uygundur.
       Uygunluk bizahiti "vergi"nin niteliğinden gelir. Şöyle ki:
       1- Vergi bir zor alımdır. Kaynağı egemenlik hakkıdır. Bu hakkı kullanan yasama organının tercihine göre ileri de yürür, geri de yürür. Servet vergileri geri yürümenin tipik örneğidir.
       2- Eski tarihli bonoların kazançlarına vergi uygulamanın mali ve ekonomik mantığı da vardır. Bono sahipleri, bonoları satın aldıklarında kendilerine taahhüt edilen faiz gelirinin üzerinde gelir elde etmişlerdir. Bunun kaynağı enflasyondaki düşüştür. Hükümet, başka kesimlerden zorla aldığı fedakarlıkla enflasyonu düşürmüş ve düştüğü oran kadar bono sahiplerine reel ek gelir sağlamıştır. Bu süreç, diğer kesimlerden bono sahiplerine gelir aktarılmasına neden olmuştur. Ek gelir doğduğunda devletin bunu vergilendirme hakkı da doğar. Bu itibarla ek vergi, mali ve ekonomik açıdan da mantığa uygundur. Bu noktadan meşruiyet kazanır.
       3- Bono sahipleri, "Biz bonoyu alarak devletle sözleşme imzaladık. O tarihte bono kazancı üzerinde vergi yoktu, sonradan konması haksızlıktır" diye itiraz ediyorlar. Ancak bu itiraza şu karşılık verilebilir, "bono alanlar vergi konulacağını bilmiyorlardı, ancak, bonodan elde edecekleri kazancın reel olarak, faiz oranından daha fazla olacağını" da bilmiyorlardı. "Ek gelire evet, ek vergiye hayır" demek de mantıklı değildir.
       4- Bütün bunlara deprem ve ekonomik kriz gibi olağanüstü koşullar eklenince, bir egemenlik hakkı olarak vergi salınmasını doğal karşılamak gerekir.
       * * *
       DEPREM vergisinin hukuk ve mali mantık açısından eleştirilecek yönü yok mu?
       Elbette var...
       Hukuki açıdan şu söylenebilir:
       1- Yasa, istisna ve muafiyet hükümleri itibarıyla Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılığı öne sürülebilecek durumdadır. İstisna ve muafiyetten yararlanma konusunda Avcılar'daki mükellef ve vatandaşların durumu, diğer deprem bölgelerindekilere göre ek koşullara bağlanmıştır.
       2- Vergi yatırım araçları arasında eşitsizlik yaratarak, vergilendirilen araçları seçmiş olan vatandaşlar bakımından eşitlik ilkesine aykırı bir durum yaratmaktadır. Bono kazancı vergilendirilirken, mevduat faizi ve reponun vergi dışı bırakılması, aynı şekilde ek gelir elde etmiş olmalarına karşın bu araçları kullananlar lehine bir durum yaratmıştır.
       3- Mali ve ekonomik mantık açısından ise enflasyonla mücadelede rantiye kesimine kaynak aktarılması nedeniyle reel gelir kaybı içindeki ücretli kesim ile küçük esnaf ve sanatkarın ek vergiye muhatap olması doğru değildir. Enflasyonun düşüşü rantiye kesimine reel kazanç sağlarken, ücretli kesime geçmiş yıl erimeleri de göz önüne alınırsa vergilendirilecek ek reel kazanç sağlamamıştır.
       Vergi yasası bu yönleri itibarıyla tartışılmalıdır.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr