Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümetin, memur maaşlarına tatmin edici bir zam yapamadığını, sosyal yönünü eleştirdiği IMF programını delemediğini dün belirtmiştik.
Ancak, Başbakan Gül’ün dün açıkladığı SSK ve Bağ - Kur emeklilerine ilişkin maaş zamları memur için yapılamayanın emekli için yapıldığını gösteriyor. Gül hükümeti, bu noktada isabetli bir karar aldı ve açıkladı.
SSK emeklilerine 75 milyon, Bağ - Kur emeklilerine de 100 milyon zam yapıldı. Bu açlık sınırındaki emekliler için kuşku yok ki ilaç gibi gelen bir karar oldu. Elbette, emekli maaşlarının genel düşüklüğünü ortadan kaldıran bir zam değil ama bu koşullarda da olumlu karşılanması gereken bir iyileştirme olarak nitelenebilir. Yıllardır ihmal edilen emeklilerin anımsanması açısından da karar isabetlidir.
Sosyal güvenlik kurumlarının yanlış idare edilmesi ve geçmişe dönük popülist uygulamalar nedeniyle bozulmuş olan aktüaryel dengesinin faturası her zaman emekliye çıkarılmıştır. Oysa, gerçek sorumlular, çok erken yaşta emeklilik olanağı tanıyarak oy toplamaya çalışan, bu arada SSK’nın kaynaklarını ve mali dengesini altüst eden siyasilerdir.
Yeni hükümetin olaya bu yönüyle de yaklaşması ve bir sosyal güvenlik reformuna yönelmesi acil bir gereksinmedir. Bugün emeklilere bir an olsun nefes aldıracak maaş artışlarının sürekli kılınabilmesi ve yaşam pahalılığıyla baş edebilmesi için sorunun kökünden çözümü gerekmektedir.
Gül hükümeti, sosyal destek ve denge açısından emeklilere yaptığı zamla, bu alandaki sözünü tutmuş durumdadır. Bunun çalışanlara da yaygınlaştırılabilmesi için kaynak araştırmaları sürdürülmelidir. Bu arada hem çalışanlar, hem de emekliler için reform hazırlıkları yapılmalıdır.
Dün lojmanda oturmayan memurlara yapılan 200, 400 ve 600 bin liralık kira yardımlarının komikliğinden söz etmiştik. Bu sorun da mutlaka çözülmesi gereken niteliktedir. Bu arada büyük kentlerde yüksek maaş alan memurlarla Anadolu’da düşük maaşla çalışan memurlardan aynı tutarda lojman kirası almanın da sosyal adalete uygun olmadığını belirtmiştik. Bazı okurlarımız, bu yaklaşımımızı yanlış anlamış olmalılar ki, memurların büyük ve küçük kentte aynı maaşı aldıklarını, dolayısıyla ayrı lojman kirası belirlemenin doğru olmayacağını ilettiler. Bizim amacımız, aynı maaşı alan memurlardan farklı kira alınması değildir. Büyük kentlerde genellikle üst düzey memur ve yöneticilerin oturduğu gerçeğinden hareketle, düşük maaşlı memurla yüksek maaşlı memurdan aynı tutarda kira almanın yanlışlığına işaret etmek istemiştik. Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerde üst düzeye verilen lojman ve maaşla, Anadolu kentlerinde zor koşullarda görev yapan ve düşük maaş alan memurlara verilen lojman ve maaş koşullarının aynı olmadığına dikkat çekmek istedik. Yoksa aynı maaşı alan memurdan aynı kirayı almak elbette doğaldır.
Lojman ve kira yardımı konusu kamuoyuna yansıdığı ve tartışıldığından çok daha büyük boyutlardadır. Ayrıca lojman tahsisinde esas alınan ölçüler de ayrı bir adaletsizliğe neden olmaktadır.