Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ana muhalefet lideri Deniz Baykal'ın görüşleri karşılaştırıldığında ortaya şöyle bir tablo çıkıyor:1- CHP lideri Deniz Baykal'ın "PKK-DTP-Kürt sorunu" konusunda kafası net.2- Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ise, "Kürt sorunu vardır" söylemine beklediği karşılığı bulamadığı ve bu nedenle hayal kırıklığı içinde olduğu gözleniyor.3- Baykal'ın, "Kürt sorunu"ndan ne kastettiği belli ama Başbakan'ın bir tanımı yok.4- CHP lideri, 1990'lara oranla atılan adımların bireysel ve kültürel haklar açısından sorunun büyük ölçüde çözüldüğünü düşündüğü, ancak Başbakan Erdoğan'ın "daha fazla demokrasiyle çözülecek" söylemiyle ne kastettiği belirgin değil. Son günlerde yaygınlaşan terör olayları nedeniyle Meclis'te yapılan görüşmelerde liderleri dinledik. CHP lideri, dün yaptığı konuşmalarda da CHP'nin bu konudaki çizgisini net biçimde ortaya koydu.Baykal, terörün arkasında bir siyasi proje olduğunu, DTP'nin de bu projenin parçası ve temsilcisi konumunda bulunduğunu ifade ediyor. CHP lideri, PKK-DTP ekseninin bireysel, kültürel haklar peşinde olmadığını, nihai olarak Türkiye'nin bölünmesinin hedeflendiğini, bugünkü koşullarda en azından Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya yönelik çabaların yoğunlaştığını vurguluyor.Bunun, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine aykırı olduğunu, Atatürk'ün millet anlayışına ters düştüğünü ve kabul edilemeyeceğini de belirtiyor.Bu düşünce çerçevesinde de Başbakan Erdoğan'ın, "Kürt sorunu vardır, daha fazla demokrasiyle çözülecektir" söylemini sorguluyor. "Madem daha fazla demokrasiyle çözülecek, o zaman getirin daha fazla demokrasiyi bu işi çözün" diyerek, Başbakan'ı sıkıştırıyor. Erdoğan'ı daha fazla demokrasiden ne kastettiğini açıklamaya zorluyor. Kazın ayağı öyle değil, demeye getiriyor. Baykal'ın çizgisi Başbakan Erdoğan, bu konuda yeni adımlar atacakmış izlenimi yaratarak, yeni bir söylem geliştirdi. "Kürt sorunu"nun varlığını ilan etti ve "daha fazla demokrasi" ile çözüleceği taahhüdünde bulundu.Ancak bu söyleminin arkasında duramadı, çok kısa süre içinde, "Tek devlet, tek millet, tek bayrak" söylemine geri döndü. "Tek millet" söylemi, Başbakan'ın varlığını kabul ettiği, "Kürt sorunu"yla bağdaşmaz. Hele, Anayasa'da belirtildiği gibi tek milletten kastı, "Türk milleti" ise hiç bağdaşmaz.Başbakan'ın bu yeni söylemine rağmen, Diyarbakır'da ilgi görmemesinin nedeni de budur. İmralı-Kandil Dağı ekseninde belirlenen ve siyasi alanda DTP ile ifade edilen, "Kürt sorunu" tek millet değil, iki millet tezine dayanır. Bu tezi savunanlar, Başbakan Erdoğan'ın söyleminin ne anlama geldiğini kendileri açısından test etmeye çalışmışlardır. Erdoğan'ın, "tek millet" söylemine vurgu yapmaya başlamasıyla beraber, durum değişmiştir.Şimdi Başbakan Erdoğan, bu söyleminin istismar edildiğini savunuyor.Ancak bütün bunların yerli yerine oturması için Başbakan Erdoğan'ın, "Kürt sorunu" nitelemesiyle ne kastettiğini, keza, "daha fazla demokrasi" ile de ne gibi adımlar atacağını açıklığa kavuşturması gerekir. fbila@milliyet.com.tr Erdoğan'ın yaklaşımı