Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin Diyarbakır İl Kongresi’nde yapacağı konuşma merakla bekleniyordu.
Erdoğan’ın, 2005’te yaptığı konuşmaya benzer bir konuşma yapıp yapmayacağı merak edilenlerin başında geliyordu.
Başbakan, 2005’teki gibi bir konuşma yapmadı. Böyle bir konuşma yapmayacağının işaretlerini aslında daha önceden vermişti.

Çoğu çözüldü
Erdoğan’ın son konuşmalarından da anlaşıldığı gibi Kürt sorununun büyük ölçüde çözüldüğünü düşünüyor.Bu nedenle 2005’te yaptığı gibi bir konuşmaya gerek duymuyor.
Diyarbakır’da dünkü konuşmasına bu hava hâkimdi: “Her şeyi çözdüğümüzü iddia etmiyorum” demekle birlikte, sorunun büyük ölçüde çözüldüğüne inandığını gösteren bir konuşma yaptı.
“İnkâr, ret, asimilasyona son verdik. Yasakları kaldırdık. Avrupa Birliği reformlarıyla sessiz devrim yaptık” sözleri, neden 2005’teki gibi bir konuşma yapmadığının gerekçesini oluşturuyordu.
TRT’nin 24 saat Kürtçe yayın yapmasına, annelerin cezaevlerinde çocuklarıyla Kürtçe konuşabilmelerine, basın-yayın serbestliğine, üniversitelerde Kürt enstitüleri kurulmasına yaptığı vurgular, “sorunun çoğu gitti azı kaldı” mesajı taşıyordu.

Üç vurgu
Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır konuşmasında yaptığı üç vurgu, önümüzdeki dönemde izleyeceği politikayı da tarif ediyordu:
1- Simsarlarla değil aracısız konuşma
2- Din ortak paydası
3- Yatırımları artırma
Erdoğan, “PKK ile mücadele BDP ile müzakere” olarak özetlediği politikayı anlatırken de, doğrudan bölge halkına yöneleceğinin işaretlerini de vermişti. Dünkü konuşmasında, “simsarsız, aracısız” konuşmaya çok sık vurgu yapması da bunu gösteriyordu.
BDP’ye yüklenirken, “Kimileri Amed’e gelemez, diyor; kongreye gitmeyin, diyor. Sen kim oluyorsun, ben kucaklaşmaya geldim” diyerek de aynı mesajı verdi.
Başbakan, konuşmasında din ortak paydasına da çok vurgu yaptı. İstanbul’da da Diyarbakır’da da minarelerin aynı gök kubbeye uzandığını belirterek, Selahaddin Eyyübi’ye, bölgedeki yetişmiş din alimlerine atıflarda bulunarak bölge halkının tarihi ve manevi değerlerine hitap etmeye özen gösterdi. Erdoğan, bölgeye yapılan yatırımların da üzerinde durdu. PKK ve BDP’ye yüklenirken, yatırımları engellediklerinin altını çizdi. Diyarbakır’a ve bölgeye yapacakları yatırımları sıraladı.

4. paket
Başbakan’ın, Adalet Bakanlığı’nın 4. paket hazırlıklarına başladığını Diyarbakır’da açıklaması da anlamlıydı.
Erdoğan, 4. pakette, işkencede zamanaşımını kaldıracaklarını, sanık haklarının güçlendirileceğini, düşünce ve vicdan özgürlüğünü genişleteceklerini, ifade ve basın özgürlüğünü ileriye taşıyacaklarını, iddia ve savunma makamlarını eşit hale getireceklerini, terörle ilgili basit suçlarda cezaların indirileceğini belirterek, hukuk alanında da bölge halkını rahatlatacak düzenlemeler yapılacağını duyurdu.

Uludere’ye değinmedi
Başbakan Erdoğan’ın, Diyarbakır’da Uludere olayı konusunda ne söyleyeceği de merak ediliyordu. Ancak Erdoğan, Uludere konusuna değinmedi. Sadece, “bizim iktidarımızda hiçbir şey karanlıkta kalmaz” demekle yetindi.

Kılıçdaroğlu’yla görüşme
Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Kürt sorununun çözümüyle ilgili yöntem konusundaki önerilerini aktarmak üzere talep ettiği randevuya olumlu yanıt verdiğini de Diyarbakır’da açıkladı.
Başbakan’ın Kılıçdaroğlu’na yüklenmekle birlikte, Kürt sorunuyla ilgili olarak görüşeceğini açıklaması olumlu bir adımdı.