Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında, "üst kimlik, Türklük, Türk ulusu" kavramları üzerinden sert tartışmalar yaşandı.Tartışmanın özünü, Türkiye'de neyin üst kimlik sayılacağı oluşturuyor. Erdoğan, bu kimliğin vatandaşlık bağı olduğu görüşünde. Türk, Kürt, Laz, Çerkez diğer etnik kimlikleri eşit alt kimlikler olarak görüyor. Baykal ise etnik kimlikleri tanımakla birlikte, Türklüğün, Türk ulusunun üst kimlik sayılmasını, diğer etnik grupların ise Türk ulusunun parçası, onu meydana getiren unsurları olarak görülmesi gerektiğini savunuyor.Anayasa'nın, "Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür" hükmünün yorumlanmasıyla ilgili tartışma sürüyor. Şemdinli olaylarından sonra üst kimlik-alt kimlik tartışmaları alevlendi. Anayasa'yı, yorumlama konusunda en yetkin kurum kuşku yok ki, Anayasa Mahkemesi...Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın tartışılan 66. maddesini, HADEP davasında geniş biçimde yorumlamış durumda. Yüce mahkemenin HADEP'i kapatan 13.3.2003 tarihli gerekçeli kararında, vatandaşlık bağıyla bağlı herkesi Türk sayan 66. maddeye ilişkin yorumu şöyle:"Anayasamız, Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi Türk sayan birleştirici ve bütünleştirici bir milliyetçilik anlayışına sahiptir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, bu çağdaş milliyetçilik anlayışının belirgin niteliklerinden birini oluşturmaktadır.Bu bağlamda, anayasaya göre Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin hangi etnik gruptan olursa olsun Türk sayılması onun etnik kimliğini inkâr etmek anlamında değil, devletine, 'Türk Devleti', ulusuna, 'Türk Ulusu' ve ülkesine 'Türk Vatanı' denen ve toplum yapısında çeşitli etnik gruplar bulunan ülkede bütün vatandaşlar arasında eşitliğin sağlanması ve çoğunluk içinde bulunan etnik grupların azınlığa düşmesini önleme amacına yöneliktir. Bu nedenle, anayasamıza göre siyasal açıdan önemli olan soy değil ulusal topluluktan olmaktır." 'İnkâr anlamı taşımaz' Anayasa Mahkemesi, aynı kararında "ulusal birlik" kavramına da açıklık getiriyor. Şöyle diyor:"Ulusal birlik, devleti kuran, ulusu oluşturan toplulukların ya da bireylerin etnik kökeni ne olursa olsun, yurttaşlık kurumu içinde ayrımsız birliktelikleriyle gerçekleşir.Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği ilkesi azınlık yaratılmamasını, bölgecilik ve ırkçılık yapılmamasını ve eşitlik ilkesinin korunmasını da içerir." Ulusal birlik Anayasa Mahkemesi, söz konusu kararında özel ve kamusal eşitliğe ve Türk ulusu olgusuna şöyle yaklaşıyor:"Türk Devleti'nin vatandaşları arasında özel ve kamusal alanda etnik ya da diğer herhangi bir nedenle siyasal ve hukuksal bir ayrılık söz konusu değildir. Nitekim Türk Milleti içinde yer alan farklı kökenden vatandaşlar arasında Türkiye'nin her yerinde yaşama, eğitim ve medeni haklar yanında, seçme ve seçilme hakkından tam olarak yararlanma, istek ve başarılarına göre her işte çalışma, Türk dil ve kültüründen faydalanma ve katkıda bulunma gibi konularda tam eşitlik anlayışı içinde hiçbir ayırım gözetilmemektedir.Ülke ve milletin bölünmez bütünlüğüyle ilgili bu tarihsel oluşum tüm anayasalarımızda vazgeçilmez ve ödün verilmez temel kural olarak yer almıştır. Tarihin çok uzun bir gelişme süreci içinde gerçekleşip, kaynaşma ve bütünleşmeye dayanan Türk Ulusu gerçeği ve olgusuna karşı ayrımcılığa, bölücülüğe, terör ve sonuçta yok olmaya yol açacak eylemler kabul göremez."Anayasa Mahkemesi'nin "Türk" ve "Türk Ulusu" yorumu, Atatürk'ün millet ve milliyetçilik anlayışına, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi ve ilkelerine uygun bir yorumdur. fbila@milliyet.com.tr 'Türk ulusu gerçeği'