Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Başbakan, sanki güvenlik zirvesinde söyleyeceklerini önce kamuoyuna söylemek istedi.Terörün hızla tırmandığı ve, "özel tertip" bir zirvenin toplanmasına gerek duyulduğu bu dönemde Erdoğan'ın terör ve Kuzey Irak'la ilgili değerlendirmeleri bazı özellikler taşıyor.Bu özellikleri şöyle sıralayabiliriz: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün güvenlik zirvesi öncesinde AKP'nin yeni binasını gazetecilere gezdirirken, önemli mesajlar verdi. 1- Erdoğan, Türkiye'nin içinde 5 bin, dışarıda ise 500 terörist olduğunu söylüyor ve "5 bin teröristle ilgili mücadele bitti mi, Kuzey Irak'taki 500 kişiyle uğraşma sefahatine gelinecek?" diyor. Başbakan, bu ifadesiyle TSK ve diğer güvenlik güçlerine, "Siz önce içerideki teröristleri halledin" demeye getiriyor. Bu da gösteriyor ki Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın, "Faydalı olur" dediği sınır ötesi operasyona karşı. Bir fayda görmüyor.2- Erdoğan'ın bu değerlendirmesi, Türkiye'nin 2003'ten bu yana ABD ve Irak hükümetinden beklentileriyle çelişiyor. Türkiye, uzun süreden beri ABD'nin, Bağdat yönetiminin ve Barzani'nin Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı mücadele vermesini, PKK'nın etkisiz hale getirilmesini istiyor. Ancak Başbakan, dünkü açıklamasıyla Kuzey Irak'taki PKK'nın değil, Türkiye'dekinin önemli olduğunu belirtmiş oldu. Eğer böyle ise Türkiye, ABD'den ve Irak'tan nasıl bir mücadele bekleyecek? Sınır ötesine karşı 3- Genelkurmay'ın, sınır ötesi operasyona olanak sağlayacak bir yetkinin TBMM'den alınmasını ve elde hazır tutulmasına caydırıcı bir faktör olarak gördüğü biliniyor. Sınır ötesi harekât bir yana Erdoğan'ın böyle bir yetkinin alınmasından yana olmadığı da yine dünkü konuşmalarından anlaşılıyor.4- Erdoğan'ın özellikle Kuzey Irak konusunda dün gösterdiği yaklaşım, ABD'nin ve Barzani'nin gösterdiği yaklaşıma daha yakın duruyor. ABD ve Barzani, Türk askerinin Kuzey Irak'a girmesine karşı durdukları gibi Türkiye'nin bu sorunu içeride ve siyasal yoldan çözmesini öneriyorlar. Erdoğan da, PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığından çok Türkiye'deki varlığını önemseyen bir yaklaşım sergiliyor. Oysa TSK ve diğer güvenlik birimleri, Kuzey Irak'taki Kürt grupların PKK'ya sağladığı destek ve yardımın terörün ve terör örgütünü ayakta tuttuğuna dikkat çekiyorlar.5- Erdoğan ve hükümetin, terör zirvesine de yansıttıkları anlaşılan bu yaklaşımın, TSK'nın yaklaşımı ve beklentileriyle tam bir uyum içinde olduğu söylenemez. Caydırıcı faktör Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden anlaşılıyor ki, AKP iktidarı seçime giderken, ABD ve Kürt grupları karşısına almak istemiyor.Bu koşullarda Kuzey Irak için TBMM'den yetki alma gibi bir niyeti kesinlikle yok. Dün gerçekleştirilen zirveden sonra açıklanan bildiri de aynı havayı yansıtıyor. Zirveden sonra yayımlanan bildiri, sınır ötesi harekât için TBMM'den yetki istenmesine ilişkin bir işaret taşımıyor.Bu bildiriye bakarak, Başbakan Erdoğan ve hükümetin seçime kadar Kuzey Irak'a dönük yeni bir politika veya yöntem geliştirmelerinin söz konusu olmadığı söylenebilir. fbila@milliyet.com.tr Seçim atmosferi