Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in tutukluluk süresi kısalırsa vekillerle birlikte teröristler ve tecavüzcüler de çıkar, sözünü dün eleştirmiş ve “Habur’da nasıl oldu bu iş” diye sormuştum. Habur’dan giriş yapan PKK’lıların ayağına mahkemenin götürüldüğünü ve PKK’lılar pişmanız demedikleri halde serbest bırakıldıklarını anımsatmıştım.
Adalet Bakanı Ergin, dün arayarak, eleştirilere yanıt verdi.

“Propagandadan tutuklandılar”
Ergin, Habur’dan giriş yapan PKK’lılarla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Habur’dan giriş yapanlar hakkında terör örgütüne üye olmaktan aynı gün soruşturma açıldı. Eylem ve faaliyetlere katıldıklarına ilişkin bir delil yoktu. Sonra propaganda faaliyetleri yürüttüler ve bu nedenle bazıları tutuklandı. Hâlâ tutuklu olanlar var. Bazıları hakkında da yakalama kararı var.”
Bakan’a, Habur’dan giriş yapanların özel olarak seçildiklerini anımsattım. Bakan Ergin de “evet” yanıtını verdi, ancak sonradan propaganda faaliyeti yaptıkları için tutuklandıklarını belirtti.

“Rehin değiller”
Ergin, CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın tutuklu milletvekilleri için bizimle rehin pazarlığı yapmasınlar, eleştirisine de şu yanıtı verdi:
“Tutuklu milletvekilleri rehin değil. Rehin demek belki kulağa hoş gelen bir ifade olabilir ama aynı zamanda boş bir eleştiridir. Biz, niye vekilleri rehin tutalım? Rehin demek karşılığında bir şey isteniyor demektir. Biz CHP’den ne istiyoruz? Vekilleri cezaevinde tutan da biz değiliz. Tutukluluklarının devamına mahkeme karar veriyor, biz vermiyoruz.”

“Tutuklu sayısı azalıyor”
Adalet Bakanı Ergin, Türkiye’de tutuklu sayısının hükümlü sayısından fazla olduğu, tutuklu yargılamanın esas tutuksuz yargılamanın ise istisna haline geldiği yolundaki eleştiriye de şu yanıtı verdi:
“Bu tablo değişiyor. Tutuklu sayısı giderek azalıyor. Türkiye’de 2006 yılında tutuklu oranı yüzde 62, hükümlü oranı yüzde 38’di; 2008 yılında tutuklu oranı yüzde 60.2, hükümlü oranı yüzde 39.8’di; 2011’e geldiğimizde ise tutuklu oranı yüzde 42.4’e geriledi, hükümlü oranı yüzde 57.8 oldu. Yargıtay’da bekleyen dosyalar dikkate alındığında yani hükmen tutuklular dışarıda bırakıldığında tutuklu oranı yüzde 30’a düşüyor, hükümlü oranı yüzde 70 oluyor. Tutuklu sayısının hızla azaldığı bir eğilim gözleniyor. Ayrıca bu konuda uygulama çok önemli. Mevzuattan çok uygulamadan kaynaklanıyor. Bu yönde de çeşitli toplantılar, çalışmalar yapıyoruz. Savcılarla, ağır ceza başkanlarıyla, AİHM yargıçlarıyla birlikte toplantılar düzenledik. Bu yöndeki çabalarımız devam ediyor.”

CHP’nin önerisi
Adalet Bakanı Ergin, CHP’nin tutuklulukla ilgili önerisini ise şöyle değerlendirdi:
“CHP, milletvekili seçilenlerin tutuksuz yargılanmasını öneriyor. Süreden ziyade milletvekili sıfatıyla ilgili bir öneri getiriyor. Süre de öneriyor ama zaten bizim hukukumuzda da 2 yıl temel süre olarak belirlenmiş. Ben, tutukluluk süresiyle oynayarak bu sorunun çözülemeyeceğini söyledim. AİHM örnek gösteriliyor ama AİHM’de de her olaya, her dosyaya göre farklı süre söz konusu. Ben sürenin kısaltılması halinde kamu vicdanının kabul etmeyeceği serbest bırakılmalar olabileceğini söyledim. Birçok çete mensubu, çocuk tecavüzcüsü de yararlanır bu da kamu vicdanına sığmaz, dedim. Örnekleri görüldü, açın gazetelere bakın Ogün Samast çocuk mahkemesine gönderildi diye neler yazıldı. Biz, küçüklerin büyüklerle ortak işledikleri suçlarda aynı mahkeme yargılayabilir diye düzenleme getirmiştik, CHP önergeyle bunu değiştirdi, Samast da çocuk mahkemesine gitti ama biz eleştirildik. Keza Hizbullah sanıkları 10 yıl tutukluluk süresi dolduğu için serbest bırakıldılar diye basın yine bizi eleştirdi. Yani dışarıdan eleştiri ile uygulama sorumluluğu olanların olaya bakışı farklı oluyor.”