Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


1950'de 27 yıllık iktidarını Demokrat Parti'ye (DP) kaptıran CHP perişandı. Partinin her kademesinde şok yaşanıyordu. Seçim sonuçları yenilginin de ötesinde hezimetti. CHP'liler gözlerine inanamıyorlardı. Hep iktidar olmaya alışmışlardı. İlk yıllar bu şaşkınlıkla geçti. Halkın bir hata yaptığından, ilk seçimlerde bu yanlışı düzelteceğinden emin görünüyorlardı. DP ise zafer sarhoşu olmuştu. Başbakan Adnan Menderes, CHP'yle alay ediyor, 'Bir yıldır önerge vermediler, CHP'lilerin toparlanmalarını bekliyorum' diyordu. Sonra 1954 seçimleri yapıldı. CHP'liler daha büyük bir şok yaşadılar. Halk hata yapmamıştı. Seçmen oyunu bilerek kullanmıştı. CHP, Meclis'te 33 milletvekiline düştü. Ama CHP'nin yeniden doğuşu da işte o zaman başladı. CHP öyle bir çalışma temposuna girdi, öyle kararlı bir muhalefete başladı ki, DP allak bullak oldu. 'CHP'lilerin toparlanmalarını bekliyorum' diyen Menderes, CHP'nin bir günde 500 toplantı yapmasından yakınmaya başladı. DP'lilerin ele geçirdiği bir CHP genelgesinde, partinin fikirlerinin halka anlatılması için evlere girip çıkan 'bohçacı' kadınlardan bile yararlanılması isteniyordu.
Cephe komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık, Lozan Heyeti Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra 33 milletvekiline sahip bir partinin Genel Başkanı olmayı içine sindiren İsmet İnönü, "İsmet Paşa'yı asıl şimdi göreceksiniz" diyerek Türk siyasetine muhalefet dersleri vermeye başladı. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ve sayısız 'isimsiz' CHP'li, partinin politikalarını tüm Türkiye'yi karış karış dolaşarak halka anlattılar. Ne televizyon vardı ne de radyo... 1957 seçimlerinde CHP'nin milletvekili sayısı 170'i aştı. 27 Mayıs olmasaydı, CHP büyük olasılıkla yeniden ve seçimle iktidara gelecekti.
Gelelim bugünkü CHP'ye..
Fikri Sağlar, Murat Karayalçın, Hasan Fehmi Güneş, Ertuğrul Günay, Önder Sav, Cevdet Selvi, Ercan Karakaş... Bu isimleri bilmeyen var mı? Siyasetteki deneyimleri tartışılabilir mi? Nurettin Sözen'leri, Yüksel Çakmur'ları, Mehmet Moğultay'ları, Yakup Kepenek'leri, Tarhan Erdem'leri, Emre Kongar'ları, Yiğit Gülöksüz'leri de birlikte düşündüğünüzde, güçlü bir bakanlar kurulu karşınıza çıkmıyor mu? Bunlar, CHP'nin yeni Parti Meclisi'ni oluşturanların sadece bir kısmı. CHP örgütünde 1950'lerin muhalefetini aratmayacak daha nice isimsiz kahraman var.
Ama... ama... ama...
Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Bu isimler, bu kadrolar, tarihi sorumluluk bilinciyle hareket edip CHP'yi düştüğü durumdan kurtaracaklar mı? CHP'linin, hatta CHP'li olmayan milyonlarca yurttaşın beklentisi bu, umudu bu... Bu kadro bu beklentiye cevap vermek zorundadır. Parti içi iktidar kavgaları, Türkiye'yi artık hiç ilgilendirmiyor.
Yeni CHP yönetiminin ilk işi, bir an önce oturup seçim yenilgisinin nedenlerini ve çıkış yollarını tartışmak olmalıdır. Daha doğrusu özeleştiri yapmalıdır. Çünkü, bugünkü yönetimin çoğunluğu, aynı zamanda partiyi bu hale düşürenlerdir. Sonra da gerçek muhalefete başlamalıdır. Tabii kime muhalefet edeceğini de bilerek.



Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr