Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ŞANGHAY
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün kendisine yönelttiği eleştirileri, Çin Komünist Partisi’nin konuğu olduğu Şanghay’da Uzun Nehir’de katıldığı tekne turunda yanıtladı.

Varsa açıkla
Başbakan Erdoğan’ın, CHP lideri için, “Gizli ajandası var ama açıklayamaz” sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Öyle miymiş? Madem gizli ajandam varmış ve ben açıklayamıyor muşum, o zaman kendisi açıklasın. Nedir bu ajanda? Ben de merak ediyorum.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın, “CHP lideri, her yerde Türkiye’yi şikayet ediyor. ‘Tutuklu gazetecilerin sayısı Çin’dekinden bile fazla’ diyor. Şimdi kendisi Çin’de. Sormuş mu acaba, orada kaç gazeteci tutuklu?” sözlerinin hatırlatılması üzerine de, şöyle konuştu:
“Buna bir fıkra ile cevap vereyim. Kemal Kılıçdaroğlu Çin’de bir üniversite öğrencisine sormuş. ‘Çin tutuklu gazeteci sayısında dünya birinciymiş, doğru mu?’ diye. Üniversite öğrencisi de şu cevabı vermiş; Öyleydi ama Erdoğan elimizden birinciliği aldı.”

Düşünce kuruluşu değil
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’le ilgili olarak sabah saatlerinde sarfettiği, “Partinin ilkeleri ve kuralları var. Kurallara uyanlarla devam ederiz. Gereğini yaparız” şeklindeki sözlerinin anımsatılması ve gereğinin yapılmasından ne kastettiğinin sorulması üzerine de, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Önce Ankara’ya bir gitmem lazım. Tam olarak olayı öğrenmeden yorum yapmak doğru değil. Bir konuşacağım. Ne olduğunu öğreneceğim.”
Kılıçdaroğlu, “Hemşehriniz sizi üzüyor mu?” sorusu üzerine de, şöyle devam etti:
“İlk gün söyledim. Partilerde disiplin çok önemlidir. İlkelere uygun davranmak herkesin görevidir. Burası bir düşünce kuruluşu değil. Partinin bir programı ve ilkeleri var. Bu program ve ilkelere saygılı olmak lazım.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ı kastederek, yine sabah saatlerinde yaptığı, “İki uygar insan gibi konuşamıyoruz” şeklindeki sözlerine atfen, “Kürt meselesinin bu aşamaya geldiği noktada sözünü ettiğiniz uygar diyaloğun kurulması için size düşen bir rol, görev olduğunu düşünüyor musunuz” sorusuna da şu karşılığı verdi:
“Biz, gerekli adımları attık. Üslubumuzu ona göre değiştirdik. Başbakan, sert üslup kullandığı için eleştirdik.”
Kılıçdaroğlu, “Başbakan sizi AKP’nin yeni binasını ziyaret etmemekle eleştiriyor” sorusu üzerine de, şu yorumu yaptı:
“Biz gittik. ‘Hayırlı olsun’ dedik. Bina neredeyse eskiyecek, yerine yeni bina yapılacak. Hâlâ o noktaya takılmış kalmış. Şimdi bakın, insanlar diyalog kurmak isterlerse karşı taraf için farklı gerekçeler yaratmamalıdırlar. Konuşmak, diyalog kurmak isterlerse bunun elli türlü yolu vardır. Gelmemenin gerekçelerini oluşturmak doğru bir yol değil. Ona bakarsanız Başbakan, Cumhurbaşkanı aday adayı konusunda elinde birden fazla isimle, ‘Sayın Baykal’a gideceğim’ demişti. Gitti mi, hayır gitmedi. Bugün hâlâ ‘niye gelmediler’ diye söylüyor. Onlar bu bina konusuna takılmışlar. Bina konusunu aşsınlar artık. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz.”

İkiyüzlü değilim
Kılıçdaroğlu, sabah saatlerinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken de Başbakan Erdoğan’ın, “Fransa’nın avukatlığını yapıyor” eleştirisine yanıt verirken, şunları söyledi:
“Ciddiye alınacak sözler mi bunlar? Ben, halkımın sözcüsüyüm. Mazlumların sözcüsüyüm. Kapalı kapılar ardından görüşüp de, konuşup da ‘konuşmadım’ diyenler gibi ikiyüzlü değilim. Başbakan Erdoğan’ın beklentisi CHP’nin içinde fikir birliği olmaması, bunu bekliyor. Kendisi CHP’yi izlemekten zaten ülke sorunlarını izlemeye vakit bulamıyor. Sorun da bu. Sen, ülkeyi yönetiyorsun. Başbakansın. Başbakanlık kimliğine sahip çıkman gerekli. Bir ülke nasıl yönetilir, sorunları nasıl çözülür, enerjini buna harcaman lazım. Ama Başbakan, her şeyi bırakmış ‘acaba ben CHP’nin açığını nasıl bulurum’ diye düşünüyor. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın hiçbir açığımızı bulamayacak. Bizim partimizin ilkeleri bellidir. Sayın Başbakan’dan benim isteğim şudur; Eğer gerçekten bu ülkeye hizmet etmek istiyorsa bu kısır çekişmeleri bıraksın. Uygar insanlar olarak konuşamıyoruz.”

YÖK Başkanı yararsız
Kılıçdaroğlu, YÖK Başkanı Çetinsaya’nın öğretim üyelerinin türbanla ders vermelerine olanak sağlayacak yasa taslağıyla ilgili çalıştığına ilişkin sorulara da şu yanıtı verdi:
“YÖK Başkanı, bilim toplumunu nasıl yakalarız diye düşüneceği yerde, başka şeyler düşünüyor. Dolayısıyla bu YÖK Başkanı’ndan ülkeye bir yarar gelmez. Bir taslak hazırlamışlar. Kendi aralarında tartışıyorlar. Daha sonra biz siyasetçiler olarak önümüze geldiğinde tartışırız.”

Haberin Devamı

Gizli ajandamı Erdoğan açıklasın

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu Şanghay köprüsünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

Haberin Devamı

Mao’nun balmumu heykeli
Kılıçdaroğlu, dün Mao Zedong ve arkadaşlarının balmumu heykellerinin de bulunduğu, Çin Komünist Partisi’ni kurdukları ve müze haline getirilen binayı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, 18 metrekarelik bu küçük odadaki Mao’nun 28 yaşındaki halini gösteren heykelini ve müzeyi nasıl bulduğuna ilişkin soruya da, şu yanıtı verdi: “Mao’nun hayatını kitaplardan zaten okumuştum. O’nun verdiği mücadeleyi biliyoruz. Çin’i bağımsızlığa ulaştırmış olması güzel bir şey. Balmumu heykeli de çok başarılı yapılmış.Bana balmumu heykelin birebir ölçülere göre yapıldığını söylediler.”