Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, bugünlerde hedefteki bakanlardan biri. Gönül’ün Brüksel’de mübadeleyle ilgili olarak yaptığı konuşma Türkiye’de tepkilere neden oldu. Gönül, mübadele zihniyetini savunmakla suçlandı. Bakanın konuşması bugünlere uyarlanarak, sanki Kürt sorununda, Ermeni sorununda “mübadele” öneriyormuş gibi ağır biçimde eleştirildi.
Peki Vecdi Gönül, “Mübadele olmasaydı, böyle bir milli devlet kurabilir miydik acaba?” derken ne demek istemişti?

Estonya’da şehitlik
Bakan Gönül’le Estonya’dan konuşurken, “Önce” dedi, “Bir duygumu paylaşayım; az önce burada Türk şehitliği açtık. Bu topraklarda bile 460 şehidimiz var. Böyle bir tarihten geliyoruz.”
Gönül, tarih bilinmeden yapılan yorumların değer taşımadığı ve gerçeğe dayanmadığı görüşünde.

“Ya Türkler ya Yunanlılar”
Gönül, tepkilere neden olan konuşmasının öyküsünü de şöyle anlattı:
“Ben 10 Kasım günü Brüksel’deydim. Atamızın, ölüm yıldönümü için konuşma yapmam istendi. Ben önce Atatürk’ün askeri dehasını anlattım. Arkasında bir askeri başarı olmadan devlet kuramazsınız. O nedenle askeri dehasını ve başarılarını aktardım. Sonra liderlik, öngörü ve siyasi dehasından söz ettim. Benim dediğim şuydu, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu topraklarında bir devlet kurulacaktı. Bunu ya biz kuracaktık ya Yunanlılar kuracaktı. Milli mücadeleyi Atatürk’ün önderliğinde kazandık ve bu devleti kurduk. Biz kuramazsak Yunanlılar kuracaktı. Askeri zaferi biz kazandık ve biz kurduk.”

Mübadele konusu
Milli Savunma Bakanı Gönül, mübadeleyle ilgili sözlerini sorduğumda ise şu bilgileri verdi:
“Bu konu, Türk basınında yanlış algılanıp yorumlandı. Sanki ben, bugün için mübadeleden söz ediyormuşum gibi ele alındı ve eleştirildi. Oysa ne dediğim çok açık. Ben tarihi bilgileri aktardım. Nedir o? Milli mücadeleden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin bir milli devlet olarak oluşturulmasıdır. Osmanlı rejimi bir milli devlet rejimi değildi. Milletler sistemiydi. O sistemde azınlıklar yoktu, milletler vardı. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti ile milli devlet sistemine geçildi. Azınlık sadece milli devletlerde olur. Nitekim Lozan’da azınlık tarifi de gayrimüslimler olarak yapılmıştır. Bu, ulus devletin gereğidir.”

“Yunanlılar istedi”
Gönül, ayrıca mübadele talebini Türkiye’nin teklif etmediğine de dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tarihe bakıldığında görülecektir ki, mübadele isteği Türkiye’den gelmemiştir. Mübadeleyi ilk teklif eden Yunanlılardır. Bu teklif, o dönemin dört büyük ülkesi tarafından da kabul edilmiştir. Yoksa Atatürk’ün veya arkadaşlarının böyle bir teklifi olmamıştır. Atatürk’ün verdiği iki büyük karar vardır. Biri ekonomiktir. Kapitülasyonlar kaldırılmıştır. İkincisi ise, üniter devlet kurulması kararlaştırılmıştır. Bu, milli devlet sistemine geçiştir. Mübadele Yunanlıların teklifi, diğer devletlerin kabulü ve o zamanki Birleşmiş Milletler olan Cemiyet-i Akvam’ın mutabakatıyla yapılmıştır. Daha önce Türkiye’den gidenlerin hakları korunsun diye, bildiğim kadarıyla 1916’ya kadar da geri götürülmüştür.”

İsrail ve Yunanistan’a ziyaret
Gönül, o günleri anlattıktan sonra “Eğer mübadele olmasaydı bugün milyonlarca azınlığı olan bir Türkiye olurdu” dediğini, bunu milli devletin nasıl kurulup güçlendiğini belirtmek için söylediğini aktardı.
Tarihi bilgileri aktardığını belirten Gönül, bu nedenle “ırkçı” bir anlayışa sahipmiş gibi gösterilmesinin büyük haksızlık olduğunu söyledi ve şu bilgiyi verdi:
“Yapılan yorumlar bir saptırmadan ibaret. Şunu söyleyeyim ki, İsrail’e, Yunanistan’a giden ilk Milli Savunma Bakanı benim. Daha önce hiçbir Milli Savunma Bakanı gitmemişti. Bundan kaçınmışlardır. Ama ben iki kez gittim.”