Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Banka operasyonlarının reel sektöre etkilerini saptamak üzere Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın başkanlığında ilgili bakanlardan oluşan bir çalışma grubunun görevlendirilmesi, "hükümet" ile "Bankacılık Üst Kurulu" arasındaki ilişkilere dönük tartışma ve soru işaretlerine neden oldu.
       Bakanların oluşturduğu çalışma grubunun "batık bankaları kurtarma" girişiminin bir işareti gibi algılanmasına ve Bankacılık Üst Kurulu'nun operasyonlarını "dengelemeye" dönük bir amaç taşıdığı yorumlarının yapılmasına neden oldu.
       Oluşan bu havayı ve yaklaşımları dün ilgili taraflarla konuştuk.
       Önce Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel'in görüşlerini yansıtalım.
       Temizel, dünkü görüşmemizde yönelttiğimiz, "Çalışmalarınızda hükümet kaynaklı bir baskıyla karşılaştınız mı" şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi:
       - Kesinlikle hayır. Hükümetten bir baskı veya engelleme görmediğimiz gibi aksine destek görüyoruz. Çalışmalarımızı yürütürken talep ettiğimiz her konuda hükümet bize destek verdi. Olumsuz anlamda en küçük bir imayla bile karşılaşmadık. Hükümet siyasi sorumluluğu olan bir organdır. Elbette ekonominin tümünü gözetmekle görevlidir. Ekonomi ve maliye bakanlıklarıyla bunu her zaman yapar. Bu bakımdan sektör sorunlarıyla ilgili olarak bir çalışma yapmayı, bir çalışma grubu oluşturması hükümet olmanın, devlet olmanın ayrı bir görev alanıdır. Bu bizim dışımızdadır. Bankacılık Üst Kurulu yetkileri ve görev alanı yasayla belirlenmiştir. Biz bu çerçevede çalışıyoruz. Bu nedenle hükümetin kendi görev alanı ve sorumluluğundaki alanlardan yapacağı çalışmalar, bizi etkilemez ve ilgilendirmez. Biz gereksinim duyduğumuz desteği hükümetten alıyoruz.

Temizel: Baskı görmedim

       Temizel, bu açık ifadesiyle bir baskı görmediklerini, çalışmalarının frenlenmesinin söz konusu olmadığını ifade ediyor.
       Aynı yaklaşım bakanlardan oluşan çalışma grubunun başkanlığına getirilen Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'da da var. Özkan dünkü görüşmemizde sorularımızı yanıtlarken şu değerlendirmeyi yaptı:
       - Batık banka ve şirketleri kurtarmaya dönük bir girişim içinde bulunmamız söz konusu değil, mümkün de değil. Böyle bir anlayış içinde nasıl olabiliriz ki? Yapılan operasyonlar hükümetin desteği ve kararlılığı ile gerçekleştiriliyor. Bankalar Yasası'nın çıkması da, Bankacılık Üst Kurulu'nun oluşturulması da başta Başbakan Ecevit olmak üzere hükümetin ısrarlı takibi ile gerçekleştirilmiştir. Bizim oluşturduğumuz çalışma grubu, reel sektörün nasıl etkilendiğini saptamaya dönüktür. Ayrıca bu çalışma yeni de değildir. Geçtiğimiz haftalarda tekstil sektörünün sorunlarını dinledik, seramik sektörünü dinledik, şimdi denizcilik sektörünü dinleyeceğiz. Sorunların saptanması ve çözüm üretilmesi elbette hükümetin görevi. Bu amaçla yapılan toplantılara tüm sektör temsilcileri katılıyor. Çalışan kesimin temsilcileri de katılıyor. Örneğin DİSK, Türk - İş, Hak - İş de temsil ediliyor, edilecek. Yaptığımız budur. Yoksa bir şirketi ve kişiyi kurtarmak gibi bir amacımız olamaz. Böyle bir amaç taşıyan hükümet, günlerdir kamuoyunun önünde cereyan eden operasyonların yapılmasını sağlayıp, sorumlularını yargı önüne çıkarır mı?

Oral: Kurtarma operasyonu değil

       Ve Maliye Bakanı Sümer Oral...
       Hükümetin yolsuzluklarla mücadelede çok büyük mesafe aldığını, bunun bakanlıklar arasındaki uyumlu ve koordineli bir çalışma anlayışı ile sağlandığını vurguladıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
       - Bakanlardan oluşan çalışma grubu, reel ekonominin sorunlarını ve gelişmelerden nasıl etkilendiğini araştıracak. Bunun bir kurtarma operasyonu gibi algılanması çok yanlıştır. Zaten eskiden beri yürütülmekte olan bir çalışma anlayışıdır. Başka hiçbir amacı yoktur.
       Bakan Oral, ayrıca Orhan Aslıtürk'le ilgili çalışmalar konusunda da şu bilgiyi verdi:
       - Bu olayın benimle ilgili iki yönü var. Birincisi görev yönüdür. Ben 1962 yılından bu yana maliye müfettişi, yönetici, bakan olarak kamu hizmeti verdim. Maliye Bakanlığı görevini üstlendiğim zaman da bu kişi de dahil olmak üzere yürütülen bütün inceleme ve denetlemelerin hızla tamamlanmasını ve raporların hazırlanması talimatını denetim organlarımıza verdim. 1.5 yıldır bu kişiyle ilgili olarak yürütülen denetim çalışmaları benim bakanlığım zamanında tamamlanmış oldu. Benim görev anlayışım budur. Gereği yapılmıştır ve her zaman yapılacaktır. Ben 38 yıllık kamu hizmetimin her dakikasının hesabını veririm. İkinci yönü ise eşimin kardeşi oluşu ki, bu Cenab - ı Hakkın takdiri bir tesadüfi olaydır. Bu kişiyle benim ve eşimin hiçbir ilişkisi yoktur.

Temiz ekonomi korunacak

       Tarafların yaptığı açıklamalardan çıkan sonuç şu:
       Bankacılık Üst Kurulu, operasyonlarını sürdürecek, yetkilerini kullanacak, yolsuzlukların, hırsızlıkların, banka boşaltmaların gereğini yapacak. Hükümet de bu konudaki siyasi desteğini ve kararlı tutumunu sürdürecek.
       Öte yandan, bu operasyonların yarattığı dalganın ekonominin tümünü olumsuz etkilememesi, yasalara ve ticari kurallara uygun çalışanları ve reel ekonomiyi de aşağıya çekmemesi için hükümet üzerine düşen duyarlılığı gösterecek.
       Kirli ekonomi temizlenirken, temiz ekonomi korunacak...


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr