Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Sabahın köründe hastanede kuyruğa girmek, hastanelerde elinize tutuşturulan reçete veya kâğıtlardaki ilaçları veya tıbbi malzemeleri bulabilmek, onları alacak parayı denkleştirmek, sevk alabilmek; yıllarca, değiştirilemez, yenilemez kabul edilen bir kader olarak görülmüştür.Anayasa'sında "sosyal devlet" yazan Türkiye, maalesef bu niteliğe ulaşamamış; sağlık gibi hayati önem taşıyan bir alan bile rant paylaşımı, vurgun ve suiistimallerin en fazla görüldüğü sektörlerden biri haline gelmiştir.Hasta ve hasta sahipleri gibi bu sektörde faaliyet gösteren kamu veya özel sektör mensuplarının da bildiği bir gerçektir bu... Türkiye'nin yapısal sorunlarından birinin sağlık olduğu kuşkusuzdur. Özellikle dar ve sabit gelirliler, sosyal güvenlikten yoksun yoksul insanlarımız için hasta ve hasta sahibi olmanın bir çile olduğunu söylemek de abartı sayılamaz. Bütün siyasi partilerin programlarında, seçim bildirgelerinde bir "sağlık reformu" mutlaka vardır. Hal böyle olduğu halde, bu alanda yapılan düzenlemelere de maalesef ciddi bir direnç gelir. Bu direncin temel nedeni ise bu sistemsizlikten beslenen çıkar gruplarıdır.Bu çıkar çarkının kırılması, sağlığın hizmetsiz ve emeksiz rant kapısı olmaktan çıkarılması, hasta ve hasta yakını istismarının önlenmesi her siyasal iktidarın görevi olmalı ve iktidar veya muhalefet tüm partiler tarafından desteklenmesi gereken bir anlayış olmalıdır.Ayrıca bu anlayış etik açıdan başta doktorlar olmak üzere sağlık personeli tarafından da içtenlikle desteklenmelidir. İnsan sağlığı gibi kutsal bir alanda görev yapan sağlık personelimizin, çıkar ilişkilerine girmemeleri, aksine bu ilişkilerin kırılmasına yardımcı olmaları gerekir. Sistemden beslenenler Bu bağlamda 1 Ocak 2008 itibariyle yatarak tedavi gören hastalara kullanılacak ilaç ve tıbbi malzemenin hastaneler tarafından karşılanması uygulamasının desteklenmesi gerekir.Bugün hastane kapılarında ellerinde çantayla bekleyen ilaç ve malzeme satıcıları, hasta yakını peşinde otogar çığırtkanı gibi koşturan birtakım insanlar, ellerine tutuşturulmuş reçete ve adreslerle büyük kentlerde yol ve iz bilmeden koşturan hasta yakınları, sistemdeki hastalığın bariz kanıtlarıdır.İlaç ve tıbbi malzemenin hastaneler tarafından karşılanması bu içler acısı görüntüyü ve istismar ortamını kaldırmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşılması için herkesin elinden gelen katkıyı yapması gerekir. Yeni uygulama Yeni uygulamadan beklenen fayda nedir?Bu soruyu yönelttiğimiz Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Vekili Tahsin Güney ile Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Dr. Sami Türkoğlu, şu yanıtı verdiler:"1- Hastalarımızın ve yakınlarının ilaç ve tıbbi malzeme temin etmek için uğradıkları mağduriyeti önlemek,2- Bazı doktorlarla, bazı ilaç ve malzeme firmaları arasındaki ilişkilerle ilgili iddiaları sona erdirmek (Bu iddialara neden olan doktor-firma ilişkisini ortadan kaldırmak),3- Hasta yakınlarının ödemek zorunda kaldığı fiyat farkının önüne geçmek,4- Hastanelerin en uygun ilaç ve tıbbi malzemeyi ihale yöntemiyle en iyi uygun fiyatla almalarını sağlamak,5- Hastanelerin yaptığı bu harcamaları 15 gün içinde ve yüzde 15 ilave yaparak ödemek suretiyle, hastanelerin mağdur olmalarına engel olmak."Hasta ve hasta yakınının çilesini azaltacak bu hedeflere yönelmiş bir uygulamaya köstek olmak yerine destek olmak bir görev olarak görülmelidir. fbila@milliyet.com.tr Türkoğlu'nun yanıtı