Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dikkat çeken bir diğer haber de Laricani'nin Ankara'ya hareketiyle birlikte İran ordusunun PKK kamplarını füzelerle yoğun şekilde vurduğuna ilişkin haberlerdi.İran'ın Ankara Büyükelçiliği'nde düzenlenen yemekte de Laricani yine PKK konusuna vurgu yaptı. İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani, Ankara ziyareti boyunca, "ABD'nin PKK ile görüştüğü"ne vurgu yaptı. Laricani, ABD-PKK görüşmeleri hakkında Ankara'yı detaylı biçimde bilgilendirdiklerini de söyledi. Görüşmenin yerini ve zamanı da açıkladı: Musul'da ve Kerkük'te bir ay kadar önce... PKK, Türkiye'nin en hassas konusu. Tahran, son dönemde öne çıkardığı PKK politikasıyla bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor. PKK kamplarını vuran İran, Ankara'ya iki mesaj veriyor:1- ABD'den beklentilerinizi biz yerine getiriyoruz. ABD'den Kandil'i, PKK kamplarını vurmasını bekliyorsunuz ama onlar değil, biz vuruyoruz. PKK'yla mücadelede gerçek müttefikiniz Washington değil, Tahran'dır.2- Nükleer faaliyetler nedeniyle tırmanan ABD-İran gerginliğinde Washington'un değil, İran'ın yanında olmanız gerekir. Bir taşla iki kuş 1- PKK ile mücadelede Ankara'yı memnun ederek Türkiye-ABD yakınlaşmasını çatlatmak ve İran'a karşı uluslararası koalisyonda önemli bir gedik açmak,2- PKK'yla mücadele yoluyla yakınlaşacağı Ankara'dan, nükleer krizde ABD'yi frenlemek için arabulucu olarak yararlanmak.PKK ile mücadele Ankara'yla yakınlaşmanın en kestirme ve garantili yolu. Ankara'nın, PKK ile etkin mücadeleye girişen Tahran'a cepheden tavır alması zor olacaktır. Her zaman devlet ve diplomasi deneyiminden söz edilen Tahran'ın, PKK'ya yüklenerek bu özelliğini kanıtladığı söylenebilir. Ankara'yı etkilemek açısından Tahran'ın en kestirme yolu kullandığı anlaşılıyor.İran'ın PKK politikası, Ankara'nın, "ABD karşısında İran'ın yanında"resmen aktif bir tutum almasını sağlamasa da kamuoyunda olumlu bir hava, bir sempati yaratacağı belirtilebilir. Mesajların iki amacı: İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad dahil hiçbir İranlı yetkili, nükleer silah sahibi olduklarını veya olmayı amaçladıklarını kabul etmiyor. Nükleer faaliyetlerini barışçı amaçlarla yürüttüklerini, bu teknolojiye ulaşmanın ve kullanmanın her ülke gibi İran'ın da hakkı olduğunu vurguluyor. Ancak, yine Ahmedinecad dahil tüm İranlı yetkililerin söylemine, "nükleer güç" havası çoktan yerleşmiş görünüyor. İran'ın artık, "nükleer ülkeler kulübü"nde olduğu ve bunun da dünya dengeleri bakımından önemli olduğu hissettiriliyor. Laricani'nin de yaptığı gibi İran'ın ulaştığı veya ulaşacağı nükleer "güç ve teknoloji"nin bütün İslam dünyasının "gücü ve teknolojisi" olarak görülmesi gerektiği çağrısı yapılıyor. İran, bu yolla, Müslüman ülkelerin kamuoyunda, ABD karşıtlığına dönük duyguları kabartıyor, özgüven pompalıyor, aşağılık kompleksini kırmaya çalışıyor.ABD liderliğinde Batı dünyasının hâkimiyeti, tek kutuplu, tek süper güçlü yeni dünya düzeni karşısında "denge" arayan dünyada İran da önemli bir "aktör" olduğu izlenimi vermeye çalışıyor. Bu mesajını ABD karşıtı liderlerin peş peşe iktidara geldiği Güney Amerika ülkeleriyle ilişkilerini yoğunlaştırarak güçlendirmeye çalışıyor.Bir yandan Rusya-Çin-Hindistan ekseni, diğer yandan Güney Amerika hareketleriyle yakın ilişki içinde "yeni denge" oluşumunda yer edinmeyi hedefliyor.ABD'yi düşündüren, Tahran'ı hedef yapan da bu... fbila@milliyet.com.tr Yeni denge felsefesi