Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



İstanbul'daki terör saldırılarında yaşamını yitiren 27 masum vatandaşımız arasında sanatçı Kerem Yılmazer'in de bulunduğunu duyuran altyazıyı okuduğumda, gözlerimin önüne temiz ve güleç yüzü geldi.
Birkaç saniye içinde Türk sinemasından anımsadığım birkaç görüntüsü arka arkaya geçti belleğimden. Nedense "Düğün" filminde netleşti görüntü...
Telefona sarılıp, "O Kerem Yılmazer mi?" diye sorduğum arkadaşların, "maalesef" diyerek, hayalimde canlandırdığım görüntüyü doğrulamaları, üzüntümü artırdı.
Kısa bir süre sonra da gözlerimin önüne gelen görüntüsü televizyon ekranlarına da yansıyınca, kafamdaki düşüncenin, film karelerinden anımsadığım portrelerin, hissettiğim burukluğun tekzip umudu kalmadı...
İlerleyen haber kuşaklarında, onlarca dizi ve belgesele can veren o tanıdık, berrak sesin Kerem Yılmazer'e ait olduğunu öğrendiğimde, şaşırmadım. O tanıdık sesin berraklığı, güzelliği, gözümün önündeki temiz ve berrak yüzle o kadar örtüşüyordu ki... O ses bu yüze, bu yüz o sese yakışıyordu.
Televizyonda o yüzle o ses birleşince, aynı vahşi saldırıda yaşamını yitiren diğer 26 vatandaşımızın masumiyeti de Kerem Yılmazer'le temsil ediliyormuş gibi geldi bana...
Çok geçmeden belleğimdeki Kerem Yılmazer izlenimi, sanatçı dostlarının ekrana arka arkaya gelen sözleriyle doğrulanarak tazelendi:
"Sanat dünyası beyefendisini kaybetti."
"İyi bir insan, iyi bir dost, iyi bir sevgiliydi o...
"İyi demeye bile gerek yok, insandı o, insan.."
"O bu zamanın kolalı gömlek giymiş kâtibimdi, işte.."
Ekranda kim ağzını açsa, insanlığını, iyiliğini, dostluğunu, arkadaşlığını, sanat yeteneğini ve meslek aşkını dillendiriyordu.
Aldığım son haber ise izleyicisi, dinleyicisi olmanın dışında Kerem Yılmazer'le bir ortaklık yarattı aramızda:
Yaşamının son günü, NTV'de, "Sivil Darbe Girişimi ve Ankara'da Irak Savaşları" isimli kitabımdan uyarlanan belgeseli seslendirdiğini öğrendim. Son işi bu olmuştu...
Önceki akşam, NTV'de belgeseli izledim.
Cümlelerime can veren o berrak sesi dinlerken, aynı berraklıktaki yüzü gözümün önünden gitmedi...
Buruk bir gurur hissettim.
Saygıyla uğurluyor, bir diğer değerli sanatçımız olan eşi Göksel Kortay'a, sanatçılarımıza, tüm dostlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.