Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Polonyanın Türkiyeye karşı tarihten gelen sempatisi bugün de devam ediyor. Rusya ve Almanyanın baskıları karşısında Osmanlının desteğini yanında gören Polonya, Türkiyenin Avrupa Birliğine üye olmasını samimiyetle destekliyor.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, temasları sırasında Polonyalı yetkililer arasında Türkçe bilen sayısının fazla olmasını hayretle, takdirle karşılıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Polonya gezisinde beklediği desteği fazlasıyla buldu. Polonya, Türkiyeye Avrupa Birliğine üye olması için gösterdiği desteği 1 Mayısta birliğe üye olduktan sonra da devam ettireceğini açıkladı. Gülle temaslarının sonrasında sohbet olanağı bulduk.Dışişleri Bakanının gözü kulağı New Yorkta. Kıbrısla ilgili müzakere şansının yitirilmemesini, Annan ve Rum tarafının karşılıklı anlayışa uygun davranması gerektiğini her fırsatta vurguluyor.Gül, şu değerlendirmeyi yapıyor:"Biz Kıbrıs sorununu Avrupa Birliğinin şartı olarak görmüyoruz. Avrupa Birliğinin şartları Kopenhag kriterleridir. Biz de onları yerine getirdik. Birkaç küçük düzenleme kaldı. Bu konularda bir eksiklik bırakıp olumsuzluk anlamında fırsat ve gerekçe vermemeliyiz. Kıbrısta anlaşmaya varılmasının Avrupa Birliği sürecine katkısı olacağını biliyoruz ama bizim açımızdan bu bir şart değildir. Umarım müzakere adaya taşınır ve o süreç bir çözümle sonuçlanır." Şart değil Dışişleri Bakanı Gül, Türkiyenin bir yargı reformuna yönelmesi gerektiğini vurgularken, hem kendisi ile ilgili, hem de genel olarak yöneltilen dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:"Ben bu konuya bir bütün olarak bakılması gerektiğine inanıyorum. Sadece milletvekili dokunulmazlığı ile sınırlı değil, yargı alanında topyekün bir yenileme yapmamız lazım. Bir reform yapmamız lazım. Ve bunu süratle uygulamamız lazım. Bana gelince; dokunulmazlığımı kaldırsınlar. Ben iki dönem önce de partim azınlıkta iken komisyona gidip dokunulmazlığımı kaldırın demiştim. Bugün komisyona çağırırlarsa, aynı şeyi söylerim." Dokunulmazlığımı kaldırsınlar Dışişleri Bakanı Gül, iktidarın bazı konularda (YÖK gibi) önce girişimde bulunup sonra geri adım attığına ilişkin bir soruya da şöyle karşılık verdi:"Transformasyon kolay bir iş değil. Kolay olmuyor. Devrim yapmıyorsunuz. Devrimle uğraşıyorsunuz. Bu nedenle her şeyi izah ederek yapmak durumundasınız. Bir iktidarın büyük bir çoğunluğu olabilir. Bu nedenle her dediğini yaptırması beklenebilir. Ancak bu aynı zamanda bir sorumluluk da getirir. Çoğunluğu bir dikta olarak anlamamak lazım. Bizim böyle çoğunluğa dayalı bir dikta anlayışımız ve uygulamamız söz konusu olamaz. Dediğim dedik bir anlayışa sahip değiliz, olmamalıyız. Bu nedenle anlatarak, izah ederek, en geniş uzlaşmayı sağlayarak uygulama yapmaya çalışıyoruz."Gül, AKP iktidarının seçim beyannamesindeki taahhütlerinin böyle bir anlayışla yerine getirdiğini ve beyannameyi de hükümet programı gibi hazırladıklarını anlattı.Gül, Türkiyenin reformlarını tamamlamasının ülke ekonomisi için de çok önemli olduğunu vurgularken, Polonyayı örnek verdi. Polonyaya kısa bir süre içinde 80 milyar dolar yabancı sermaye geldiğini anımsatan Gül, aynı konuda Türkiyeye yönelik soruları rakam veremeden, "çok az" diyerek yanıtlayabildiğini belirtti.Gül, bu eksiklik konusunda bürokrasinin suçlanmasının yanlış olacağını, bürokrasinin karşısında kararlı bir siyasi irade gördüğü zaman engel değil aksine yardımcı olmaya çalıştığını kaydetti. fbila@milliyet.com.tr Dikta anlayışımız yok